Herkesin Akbank Caz’ı kendine güzel

Güncelleme Tarihi:

Herkesin Akbank Caz’ı kendine güzel
Oluşturulma Tarihi: Ekim 10, 2018 12:03

28. Akbank Caz Festivali 17-28 Ekim tarihlerinde oldukça doyurucu bir programla kapımızda. Cazın farklı çağlarını ve ekollerini temsil eden yerli-yabancı pek çok konserle geniş bir kitleye hitap etmeye aday ‘cesur ve güzel’ bir festival programı var. Festivalden ‘Hangi konser hangi zevke daha çok hitap eder’ kurgusuyla 10 konser seçtik.

Haberin Devamı

Caz caz diye nicesine sarılanlar için
28.Akbank Caz Festivali, caz festivalleri zamanı gündeme sıkça gelen “İyi de caz bunun neresinde” sorularını peşinen bertaraf etmiş. Tutkulu, tutarlı ve -deyim yerindeyse- biraz da tutucu caz severler için yeterince güzel konserler sıralanmış. Bu noktada gözümüze ilk çarpan isim Almanya’nın Chet Baker’ı olarak anılan Till Brönner oluyor. Bu benzetmenin temel sebebi beyefendinin şarkı söyleyen bir trompetçi olması olsa da Baker’a nazaran az melankolik bir tarzı olduğunu belirtmeliyim. Carnegie Hall ve Tokyo Blue Note Jazz Club gibi önemli sahnelerde performanslar sergileyen, 2016’da Beyaz Saray’da Barack Obama’nın konuğu olarak, Herbie Hancock, Sting, Aretha Franklin, Diana Krall, Al Jarreau, Hugh Masekela, Buddy Guy ve Chick Corea gibi duayenlerle çalan Till Brönner festivale yeni albümü ‘The Good Life’ ile geliyor. Esasında söz konusu albüm tam bir all-star beşlisi kaydı olsa da Brönner buraya septet olarak geliyor. Albümden söz etmişken, davulları çalan muazzam yetenekli Jeff Hamilton’ı da en kısa zamanda yeni bir projeyle İstanbul’da görmek istediğimizi buradan bütün festival yapıcılara saygıyla iletelim.

Haberin Devamı

Till Brönner ‘The Good Life’, 18 Ekim Perşembe 20.30, Uniq Hall

Herkesin Akbank Caz’ı kendine güzel

İsme değil cisme gelenler için
Festivalin bir diğer ağır caz ağabeyi Avishai Cohen ama bu kez ne mutlu ki trompetçi olan... Geçtiğimiz İstanbul Caz Festivali’nde oldukça sıkıcı son albümü ‘1970’i seslendiren basçı adaşı değil yani! The Guardian’da, vakti zamanında kendisiyle ilgili söylenmiş şu cümleye katılmamak mümkün değil: “Her trompetçinin içinde bir Miles Davis mirası vardır ama Avishai Cohen bunu ustalıkla taşıyor.” 2016 yılında, Jazz Magazine France tarafından En İyi Yabancı Sanatçı ödülüne layık görülürken, aynı yıl çıkardığı ECM etiketli ilk albümü ‘Into the Silence’, TSF Jazz tarafından Yılın En İyi Albümü seçilen Cohen, bundan bir yıl sonra yine ECM albümü ‘Cross My Palm With Silver’i yayımladı. Albümdekiyle neredeyse aynı kadroda davulcu farkıyla geliyor; piyanoda Yonathan Avishai, basta Barak Mori, davulda Nasheet Waits olacak.

Haberin Devamı

Avishai Cohen Quartet, 21 Ekim Pazar 18.00, CRR Konser Salonu

Herkesin Akbank Caz’ı kendine güzel

‘Bu dünya benim memleket’ diyenler için
Besteci ve basçı Omer Avital, Yemen ve Fas’tan gelen köklerinin etkisiyle Kuzey Afrika groove’larını modern caz matematiğiyle yorumlayan bir müzisyen. Hatta klasik müzik icracılarına da bu yaklaşımıyla hatırı sayılır dokunuşları var. 2016’da Brooklyn’de kurduğu beşlisi ‘Qantar’ ile bestelerini hiç olmadığı kadar iyi sergileyerek her seferinde daha derin, zengin ve kusursuz sonuçlar elde ediyor. Avital’in ekiple aynı adı taşıyan albümünde piyanoda Eden Ladin, soprano ve tenor saksofonda Asaf Yuria, tenor saksofonda Alexander Levin, davulda Ofri Nehemya yer alıyor ve kendileri cümbür cemaat buralara geliyor.

Haberin Devamı

Omer Avital Qantar, 24 Ekim Çarşamba 21.30, Babylon

Kafasına çabucak ‘funk’ etsin isteyenler için!
Gitarist ve yapımcı JJ Whitefield, Poets Of Rhythm ve Whitefield Brothers yıllarından sonra, davulcu Zdenko Curulija ile birlikte 2007 yılında, sürprizlerle dolu Karl Hector & The Malcouns’ı kurdu. Grup, Afrika diasporasından aldığı ilhamla şekillendirdiği ‘Sahara Swing’in ardından ‘Unstraight Ahead’i yayımladı ve çerçevesini daha da genişleterek Gana ve Mali menşeli Batı Afrika tınılarını Doğu Afrika melodileriyle buluşturdu. Beşlinin 1960’ların funk ruhunu Afrobeat ile buluşturacağı bir performanstan söz edildiğine göre demek ki kaçırmamak lazım.

Haberin Devamı

Karl Hector & The Malcouns, 19 Ekim Cuma 21.30, Babylon

Herkesin Akbank Caz’ı kendine güzel

Hem cazım doysun hem sinemam bitmesinciler için
Tarkovsky Quartet’in hayallerle örülü müzik dili, piyano, viyolonsel, soprano saksafon ve akordeonun birlikteliğiyle, Andrei Tarkovsky’nin sinematografik dehasına atıfta bulunuyor. Grubun kurduğu görselliğe dayalı bu müzikal estetik, 2016’da yayınladıkları üçüncü albümleri ‘Nuit Blanche’ ile kendini daha çok hissettirmeye başladı. Grubun kurucusu François Couturier’nin kendi bestelerinin yanı sıra grup üyeleriyle birlikte ürettiği parçaların da yer bulduğu bu albümde, çellist Anja Lecher, saksofonist Jean-Marc Larché ve akordeoncu Jean-Louis Matinier, hayalleri ve hafızayı keşfe çıkarken Tarkovsky’nin sinemasına da göz kırpmaya devam ediyor. Usta yönetmenin yaratıcılığı, emprovize oda müziği, modern kompozisyonlar veya barok parçalar içinde ışıldıyor.

Haberin Devamı

Tarkovsky Quartet, 22 Ekim Pazartesi 20.30, Zorlu PSM Drama Sahnesi

Çokuluslu fıkraları sevenler için
Festivalin açılışını Münih çıkışlı bir Japon-Fransız-Alman üçlüsü Shinya Fukomori Trio yapıyor. Melodik ve ritmik çok yönlülüğünü yazdığı müziklere ustalıkla aktaran, bir hayli şiirsel bir davulcu olan Shinya Fukumori bu yönüyle Paul Motian’ın varisi olarak görülebilir. Tenor saksofonist Matthieu Bordenave ve piyanist Walter Lang ile geçtiğimiz şubatta ECM Records etiketiyle yayımlanan ilk albümleri ‘For 2 Akis’ten bu yana bir saniyesi bile boşa gitmeyen konserlerine devam ediyorlar.

Shinya Fukomori Trio, 17 Ekim Çarşamba 19.00, Akbank Sanat

Pop’tan vazgeçmeyenler için
İngiliz müziğinin caz star kavramına hediyesi Jamie Cullum, 15 yıl önce ilk çıkışını yaptığı günden bu yana parladıkça parlıyor ve ekonomik parametreler açısından caz fezasının erişilmez köşelerini parselliyor. Caz müzik özelinde en sık rastlanan durumlardan biri olmadığını kabul edelim ama kendisinin safkan bir cazcı olmadığını da kabul ediyoruz zaten. Daha ziyade ‘caz dokunuşlu’ vokalleri, pop ve rock ile iç içe geçirerek türler arası sınırları erittiği kendine has çok yönlülüğü, söz yazarlığı ve bestecilik yeteneği ile ses getiren Jamie Cullum esas şöhretini ise çıktığı yıllarda kendisine yapışan ‘genç kızların sevgilisi’ ifadesine borçlu.

Jamie Cullum, 23 Ekim Salı 21.00, Volkswagen Arena

‘Bob-beep-ski-do’suz caz olmaz olsuncular için
Vokalist ve besteci Caloé, hayranı olduğu Ella Fitzgerald’ın izinde festivalin en gerçek caz vokal konserini verecek. Scat tekniğini kendince yorumlayıp farklı kültürlerden ve renklerden esinlenerek yazdığı şarkılarla ve geniş repertuarıyla, emprovizasyonları ve karakteristik yorumuyla kendi gökkuşağını yaratan Caloé kariyerinin başından beri ilham verici sanatçılarla çevrili olmasının da hakkını veriyor. Bu yılın başında, Stevie Wonder’ın ‘Part Time Lover’ cover’ı ve ‘Soleil d’Hiver’ olmak üzere iki yeni single yayınlayan sanatçıya ülkemizin başarılı isimleri Uraz Kıvaner (piyano), Kağan Yıldız (kontrbas), Ferit Odman (davul) eşlik edecek.

Caloé, 26 Ekim Cuma 22.30, Nardis Jazz Club

Zamanı hem durdurup hem biriktirenler için
Yeteneğinden sual olunmaz iki müzisyen Can Çankaya (piyano) ve Kağan Yıldız (kontrbas) konservatuvar eğitiminin getirdiği teknik ve kültürü çok uzun yıllardır caz sahnesinde çalmanın getirdiği deneyim ve özgürlükle buluşturup kişisel yaratıcılıkları ve ikili sinerjisiyle de birleştirip ‘Timeless’ adlı muazzam bir albüm çıkardılar. Kendi bestelerinin yanında çalmaktan keyif aldıkları standartların da yer aldığı albümün yayımlandıktan sonraki ilk konserlerinden biri olması açısından heyecan verici bir buluşma olacak.

Can Çankaya & Kağan Yıldız, 25 Ekim Perşembe 19.00, Akbank Sanat

Evrende yalnız olmadığımıza inananlar için
Yine Türkiye çıkışlı olsa da kozmosa dair tüm seslere yer veren ve kanımca kıymeti yeterince bilinemeyen Konstrukt de 10. yılını festival konserinde kutlayacak. Kaotik tınısını müthiş uyumlu ensembl tavrına ve her biri teknik olarak fezadan bildiren enstrümanistlerine borçlu olan Konstrukt avangardın ‘korkulacak’ bir şey olmadığına ikna olmak isteyenler ve yeni müziğin sınırlarına dair heyecan duyanlar için benzersiz bir deneyim vaat ediyor.

Konstrukt, 24 Ekim Çarşamba 19:00, Akbank Sanat

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!