Güncelleme Tarihi:
‘Kâhya ile Klara’yı nasıl tanımlarsınız? Bir aşk hikâyesi mi bir büyüme hikâyesi mi bu? Bir peri masalı mı yoksa bambaşka bir anlatı mı?
Kaçamak cevap veriyor gibi görünme riskini alıyorum ve ‘yukarıdakilerin hepsi’ diyorum! Yazmaya başladığımda kafamda geleneksel fabl vardı ama onun biraz ‘dejenere’ versiyonu üstünde de kafa yoruyordum.
Ne demek bu?
Antik fablın modern bir versiyonu demek istiyorum. Hep böyle oluyor. Kafamda bir istikamet belirleyip yola koyuluyorum ama ilerledikçe manzara da değişiyor. Ben de gemiyi yüzdürebilmek için hem yolumu hem niyetimi değiştirmek zorunda kalıyorum.
Buzzfeed’e verdiğiniz bir röportajdan alıntılıyorum: “Kendimi gittikçe daha çok bugünkü topluma dair her şeyden uzaklaşırken buluyorum. Sağlıklı bir davranış mı bilmem ama içinde yaşamak üzere bir fanus yaratıyor gibiyim.” Nedir toplumla alıp veremediğiniz?
Toplum çok kasvetli ve korkutucu. Onun dışına çıkınca kendimi hem daha mutlu hem de daha üretken hissediyorum. Bunun ‘sağlıksız’ olduğunu söylerken de, gerçekten biraz korkak olduğumun farkındayım. Dünyanın gidişatıyla daha fazla ilgilenmem gerektiğini biliyorum ama dürtülerim kafamı çevirmekten yana.
BİR GÜN BİR AJAN BARA GİRER...
Kanadalısınız ama ABD’de yaşıyorsunuz. Dışarıdan bakınca, ABD’de her şey şu an Trump’la alakalıymış gibi geliyor. Bugünler hakkında ne düşünürsünüz? Bir ‘Trump Çağı’nda mıyız şu an?
Bazı açılardan hepimiz o çağda yaşıyoruz ama dürüstçe söyleyeyim, ben orada değilim. Yıllar sonra, hayatımın bu dönemine baktığım zaman, umarım o herif aklıma bile gelmez. Bush dönemine dönüp baktığım zaman da -ki nefret edilesi bir adamın idaresinde geçen iki dönemdi- sadece yaptığım işleri, kurduğum arkadaşlıkları, gezip gördüğüm ve yaşadığım yerleri, başımdan geçenleri hatırlıyorum. Hayattaki hakiki şeyler bunlar; gerçekten konuşmaya değen şeyler bunlar.
Çok güzel ve eğlenceli bir hikâyeniz var: Bir yazar ajanı bara girer ve barmenin iyi bir yazar olduğunu keşfeder. O barmen sizsiniz.. O ajan o bara girmeseydi şu anda ne yapıyor olurdunuz?
Şans, sanatla meşgul olan herkes için bir ihtiyaçtır. Yine de yazar ajanımla barda karşılaşmasam bile bir yerlerde birilerinin beni temsil etmek isteyeceğini düşünüyorum. O da olmasa, yazdıklarımı kendim yayımlardım.
Babanız bir marangoz. Siz de bu işte iyi misiniz, bir şeyler öğrendiniz mi babanızdan? Ellerinizle bir şey üretmekten de anlıyor musunuz?
Evet, babam, kardeşlerim ve amcalarımla birlikte marangozluk yaparak büyüdüm. Bodrumumda, mobilya, lamba, sanat eserleri için çerçeve gibi şeyler yaptığım bir tezgâhım var. Bu sene babam ve kardeşimle beraber evimi elden geçireceğim. Birbirimizi öldürmezsek tabii.
Şimdi neyle uğraşıyorsunuz?
‘French Exit’ adını verdiğim romanımı henüz bitirdim. New York’taki bir skandaldan kaçıp tanınmamak için soluğu Paris’te alan zengin bir dulla oğlunun günümüzde geçen hikâyesi. Bir komedi. Paris’te hem iflası hem de ruhani arınmayı bir arada yaşıyorlar.