Güncelleme Tarihi:
Modern, kentli yaşamın girdabına kapılmış yetişkinlerin peşinden sürüklenen çocuklara başka bir dünyanın mümkün olduğunu gösteren, o dünyanın kapılarını aralayarak umut olabilen yazardır Behiç Ak. Sadece çocukların değil, çarpıtılmış kentleşmenin, köksüz modernleşmenin, tüketim çılgınlığının, önüne kattığı, canına okuduğu ne varsa hepsinin sesi yükselir onun kitaplarında. Usta yazar, bu defa Anadolu’nun küçük bir şehrine, nostaljik bir çevreye götürüyor okurlarını. Bu kadar hızlı yaşadığımız, adeta yarıştığımız bir çağda Oktay ve Nazlı Kedi’yle zamanın farklı aktığı bambaşka bir hayatın varlığını keşfetmeye çıkıyoruz.
Önce, huyuyla suyuyla kitaba adını veren Nazlı Kedi’yi tanıyalım. Sadece birkaç cümle bile onun her şeyi ne kadar yanlış anladığını anlatmaya yeter sanırım; zira rüzgârı ve güneşi bile emrine amade birer memur, ailenin tüm fertlerini de yanında çalışan köleleri sanıyor kendileri. Ama bütün bunlar insanlar alemine dair isabetli tespitler yapmasına engel olmuyor. Bunu, insanların her şeyi ondan bile daha çok yanlış anlamış olmalarına bağlayarak Nazlı Kedi’nin taşlamalarından payımıza düşeni alıyor, bol bol gülüp bol bol düşünüyoruz hikâye boyunca.
Böylece küçük bir Anadolu şehrindeki, nefis avlusu, kocaman odaları ve bahçesiyle Oktay’ı ve Nazlı Kedi’yi şaşkına çeviren, ince bir ruhun yansıması olan ahşap bir eve konuk oluyoruz. Behiç Ak’ın mekanın atmosferini hissettirmedeki hüneri bir kez daha okurları adeta kitabın içine çekiyor; bahçedeki ağaçların esintisini, avludaki taşlardan yayılan kireç kokusunu, ahşabın huzur veren dokusunu duyumsamamak, kent yaşamına bir de oradan, uzaklardan bakmamak ne mümkün.
Nazlı Kedi sokak kedileriyle ve bilhassa Gangster Kedi’yle, Oktay’sa yeni arkadaşlarıyla, mahalleliyle kaynaşadursun, babasının aklını kurcalayan bazı meseleler vardır. Bu şehre göç etmeleri mimar babanın bir hayvanat bahçesi projesini almasıyla mümkün oluyor. Önder Bey, her ne kadar hayvanları hapsetmenin yanlış olduğunu düşünse ve kabuslarla cebelleşse de neticede işi kabul ediyor. Teselliyi de hayvanların en rahat edeceği kafesleri tasarlamakta buluyor. Hayvanat bahçesinin kurulduğu ovanın sel tehlikesiyle yüzyüze olduğunu öğrendiğinde de yine küçük bir teselli ‘duyarlı’ mimarımızın imdadına yetişiyor; ovanın o tarafına yıllardır selin ulaşmamış olması. Gelin görün ki doğanın yasaları temennilere bırakılamayacak kadar hassastır ve sonuçta olan olur, günlerce süren yağmurun ardından hayvanat bahçesi sel sularının altında kalır. Bundan sonrası mı? Tam bir curcuna; dayanışmanın, umudun, komedinin ve tabii Nazlı Kedi’nin başrollerde olduğu.
Söz konusu Behiç Ak kitapları olduğunda okumayı ziyafete dönüştüren çizimleri için özgün bir şeyler söylemek zor. Ne diyelim, her daim sunduğu lezzetten fazlası var eksiği yok.
HER ŞEYİ YANLIŞ ANLAYAN KEDİ
Behiç Ak
Günışığı Kitaplığı, 2018
196 sayfa, 22 TL.