Güncelleme Tarihi:
Bob Raczka “Kimsin sen?” sorusuna verilebilecek en güzel cevaplardan birini veriyor, ‘Bir Hikâyesin Sen’ diyerek. İnsan varoluşuna fiziksel benzerlik ve farklılıklar, aile bağları, türler, fizyolojik özellikler gibi açılardan baktıktan sonra gittikçe derinleşiyor Raczka. Ufuk açıcı, yaratıcılık dolu, geleceğe açılan bir derinleşme bu.
Raczka’ya Kristen-Kevin Howdeshell ikilisi metnin felsefi yönünü destekleyen, bol detaylı ve rengârenk çizimleriyle eşlik ediyor.
Her şeyden önce yaşayan bir şeydir insan; nefes alır, yemek yer, su içer. Ama aynı zamanda her kim olursa olsun hayalleri, hatıraları düşünceleri vardır. Belki sadece annesi ya da sadece babası vardır, belki de evlatlıktır, önemli değil, mutlak olan tek şey sevgi ihtiyacıdır.
Elbette hayvanlar âleminin bir parçasıdır insan, diğer memeliler gibi süt içerek büyür, kemikleri vardır, Dünya tüm hayvanların olduğu gibi onun da evidir. İçinden nehirler akar, uzay boşluğunda, Güneş’in peşinde hiç durmadan hareket eder.
Yine de tüm bunlardan çok ama çok daha fazlasıdır her bir insan. Daima yapım aşamasında olan bir inşaat gibi her gün büyür, öğrenir, değişir. Paylaşır oynar, güvenir, gülümser, merak eder... En çok da geleceği.
Ve Bob Raczka sadece nereden gelip ne olduğumuza değil, nereye gittiğimize de cevap veriyor bir bakıma. Ama bir noktadan sonra kalemi kâğıdı bize bırakarak yapıyor bunu. Çünkü her yeni gün beyaz bir sayfa ve yazılmayı bekleyen bir hikâye, eşsiz benzersiz...
////
Çocuklar neye güler?
Öyle hikâyeler vardır ki çocukları çok ama çok güldürür ve çok az çocuk buna neden güldüğü üzerine düşünür. Çocukların mizah anlayışının en güzel taraflarından biridir bu; şakaların, olayların, hikâyelerin arkasında derin anlamlar ve mantık aramazlar. Tam tersi, bazen gülmekten katılmalarının sebebi başlı başına mantıksızlıklar, saçmalıklar olabilir.
Oliver Jeffers’ın yazıp resimlediği ‘Takılı Kaldı’ tam da böyle bir öykü. Saçma olmakla kalmayıp gittikçe daha da saçmalaşıyor ama gücünü de buradan alıyor işte. Peki, böyle bir öykü çocuklara ne mi katar? Bir şeyler katma kaygısı taşımamaktan kaynaklanan katıksız eğlence ve bunun doğal sonucu olarak edebiyatla aralarında gelişen güçlü bir bağ.
Kitabın kapağındaki ağacın dallarına dolanmış ‘takılı kaldı’ yazısı ve buna şaşkın şaşkın bakan çocuk, olacakların habercisi gibi. Zira daha ilk sayfada Floyd’un çok sevdiği kırmızı uçurtması o ağaçta takılı kalıyor ve ayakkabısının tekini uçurtmasını kurtarmak için yukarı fırlatıyor. Ayakkabı da ağaçta kalınca bu defa diğer tekini, o da olmayınca kedisini gönderiyor ağaca.
Sonunda merdiven getirmeyi akıl edebildi, derken, o da nesi? Floyd merdiveni de yukarı fırlatıyor! Ve daha bunun şaşkınlığını atlatamadan her şey daha da çılgınca bir hal alıyor. Boya kovası, bisiklet, mutfak lavabosu, sütçü ve aklınızın alamayacağı daha neler neler... Hepsi de takılı kalıyor tabii ki.
Siz siz olun, itfaiyecilerin bu inanılmaz kargaşayı çözmek için yardıma koştuklarını görürseniz erken sevinmeyin, Floyd bu, ağaca ne fırlatacağı hiç belli olmaz.