Güncelleme Tarihi:
‘Aldatmaca’da, New York’lu yazar Wednesday Martin, aldatan kadının ‘karanlık imajına’ ışık tutuyor. Martin, kadın libidosunu yüzyıllar boyunca, sistematik biçimde tu kakalayan erkin, bunu dişil enerjiyi bastırmak için yaptığını, kadınların ve erkeklerin de bu kasti yalana gönüllü kandığını anlatıyor.
Aldatmak neden genelde erkeğe atfedilen bir davranıştır, kadınların libidosu hakikaten erkeklerinkinden düşük müdür, kadınların duygusal bağ kurmadan sevişemediği bilgisi dünyanın en büyük yalanı olabilir mi, sekse fazlasıyla düşkün kadınlarda bir anormallik olmadığı konusunda herkes hemfikir mi?
New York’lu araştırmacı ve yazar Wednesday Martin’in ‘Aldatmaca/Kadınlar, Arzu ve İhanet Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar’ adlı kitabı, görüşmelere ve rakamlara dayalı sonuçlar sunarak, tüm bu sorulara ve daha fazlasına cevap veren oldukça kapsamlı bir inceleme olarak duruyor karşımızda. Mundi Kitap’tan çıkan ‘Aldatmaca’ kadın libidosunu yüzyıllar boyunca, sistematik biçimde ve türlü şekilde tu kakalayan erkin, bunu aslında dişil enerjiyi, gücü, iktidarı bastırmak için bile isteye yaptığını, kadınların ve erkeklerin de bu kasti yalana gönüllü kandığını anlatıyor. “Ama artık bir şeylerin değişmesi lazım. Aldatan kadının bunu sadece diğer kadınlardan yüksek libidosu, anormal arzu ve fantezileri olduğu için yani her şey doğru ve ama kendisi yanlış olduğu için değil belki de tek eşlilik, tek partner, tek adam fikri yanlış olduğu için yapıyor olduğunu bilmesi gerekir” diyor.
“Bağlam her şeydir. Kadınlara, ‘Bir adamın size ilişki teklif ettiğini düşünün. Sizi öldürmesi, sonunda serserinin teki çıkması gibi bir şey söz konusu değil. Sizi orgazma ulaştıracak kadar marifetli olduğu garantisi var, üstelik sonunda hamile kalmayacak, enfeksiyon ya da hastalık da kapmayacaksınız. Dahası anneniz de kaldığınız yurtta ya da mahalledekiler de olup biteni öğrenmeyecek. Beraber olduğunuz adam bedeninize dair küçük düşürücü yorumlarda bulunmayacak, dedikodunuzu yapmayacak. İlişkiden sonra size mesaj atacak veya atmayacak. Sizinle tekrar görüşecek ya da görüşmeyecek. Bu da tamamen sizin isteğinize bağlı’ gibi şeyler söylenseydi. Seks güdüsüne sahip olduklarını itiraf etmelerini ve buna kendilerinde hak görmelerini sağlayabilecek koşullar altında kadınların seks güdüsünün nasıl olduğunu doğru anlayabilmek için bu şartların oluşturulması gerekir. Böyle bir test var olana dek akılda tutmamız gereken, sadece erkeklerin cinselliklerini kabul etmek konusundaki istekliliklerini kadınların aynı konudaki istekliliklerine kıyaslıyor olma ihtimalimizdir. Bilin bakalım bu yarışı kim kazanır?”
Yukarıdaki alıntıda açıkça ifade ettiği gibi kadınlarla erkeklerin aldatma güdülerini doğru değerlendirmek için eşit bir zemin olmadığından bahseden yazar, bu verileri her ne kadar Amerikan çağdaş toplumundan çıkarmış olsa da dünyanın pek çok ülkesinde kadının hem eşi/sevgilisi hem de ilişkide bulunduğu diğer erkek tarafından şiddet görmekten/öldürülmekten korktuğu için bile aldatmaktan geri duruyor olabileceğini akıldan çıkarmamak lazım. Bu durumda araştırma sonuçlarının ne kadar berrak olabileceği ve erkeklerin ellerinden damlayan kanla kaplanmış zeminlerde yürüyerek elde edilen rakamların ne kadar güvenilir olacağı merak konusu.
Başlık, kitapta kendisiyle görüşme yapılan Amerikalı bir ‘aldatan kadın’ın, Sarah’nın... O, her şeye rağmen kadın cinselliğinin özgürleşeceği güne inanıyor. Ama bunun olması için erkekleri buna inandırma gayretinden çok kadınları inandırmak için çalışmak gerektiğini söylüyor. Hepimize 1950’li yıllarda Amerikan banliyö hayatını yaşayan kadınların cinsel dürtülerini takip etme konusundaki soğukkanlılığından diliyor ve erkek libidosunu şişirip duran basına ağzının payını vermeye davet ediyor.
Sarah, her konuda, çok haklı.
Aldatmaca
Wednesday Martin
Çeviren: Barışhan Erdoğan
Mundi, 2019
456 sayfa, 44.50 TL.