Güncelleme Tarihi:
Aralarında tematik bir bağlantı olmayan işler, aynı mekânda buluşunca nasıl bir ilişki ortaya çıkarırlar? Art On’un gelecek vaat eden genç sanatçılara yer verdiği sergi serisi ‘Crossroads’un beşinci ayağı, ziyaretçilerine bu sorunun cevabını sunuyor. Galerinin temsil ettiği sanatçılardan Ahmet Çerkez, Burcu Erden, Evren Sungur, Erdal İnci, Nilhan Sesalan, Onur Mansız ve Olgu Ülkenciler’in işleri hem yeni sezonda mekânda gerçekleştirilecek sergilerden haber veriyor hem de önceden tasarlanmamış ortaklıklar gözler önüne seriliyor. Bir eserden diğerine çağrışımlar birbirini takip ediyor, yakın temalar eserleri değerlendirmek için yeni bir kapı açıyor.
Olgu Ülkenciler’in ‘Yeni İnsan’ serisinde devrimci isimleri yeniden ziyaret ederek yaptığı, kadın bedeni sunumuna dair tespitleri, dokunduğu temalar, hemen karşısındaki Evren Sungur imzalı ‘Avcı 2’de de yankılanıyor. Her iki sanatçının işlerinde de gelecek öngörülerine, ‘hedefteki noktaya yol almanın’ farklı çeşitlerine dair bir yorum var. Ülkenciler keskin hatlarla, resmine yerleştirdiği tipografik unsurlarla ‘ideal’ insanı sorguluyor. Evren Sungur’un ise tedirgin edici bir coşkuya sahip ‘Avcı 2’si geleceğe yol alırken hedefleri elinin tersiyle itmeye hazır bir insan sunuyor. Nilhan Sesalan’ın bu iki sanatçının eserlerinin arasına yerleştirilmiş heykeli ‘Ormanda Bir Gece’, insanın mücadele ederek kendini var etmeye çalıştığı doğayı çerçeveye taşıyor. Onur Mansız’ın doğayı beden içinde resmettiği hiperrealist ‘Inertia’ ile diğer üç işin kurduğu çerçeve arasındaki bağlantısı gözden kaçacak gibi değil. Ahmet Çerkez’in yavaş yavaş şekillenen lekelerden oluşan serisi, dairesel formun baskınlığı, tam bir insan kafasına ya da bir ölü doğa nesnesine dönüşecekken arada kalan unsurlarıyla insan ve doğa ilişkisine dair daha muğlak bir resim çiziyor. Burcu Erden’in çevresel koşullarla şekillenen, hareketleriyle tanımlanan, ahşaptan, takım elbiseli adamları da Çerkez’in sunduğu muğlaklığa, arada kalmışlığa temas ediyor.
Aslında tematik bir ortaklık gözetilmeden bir araya getirilen tüm bu işler, belki de tam bu özellikleri dolayısıyla buluşuyor. İki eser yan yana konmadan önce öngörülemeyen ortaklıklar, aynı mekânda bulunuyor olmanın, birbirleriyle fiziksel anlamda konuşmalarının etkisiyle bu işlerin de belirleyenleri haline geliyor.
Bu anlamda, serginin geri kalanındaki işlerle en azından kâğıt üstünde bir yakınlığı bulunmayan Erdal İnci videosu ‘Otel’in sunduğu deneyimin gözalıcılığını besleyen damarlar, ‘Crossroads 5’in diğer işlerinden sonra görüldüğünde daha da ortaya çıkıyor. Aynı otelin binlerce fotoğrafının fotogrameri tekniğiyle bir araya getirildiği ve alışılmışın dışında bir üç boyut seyri sunan ‘Otel’, tanımlayıcı sınırların varlığını, onları yok ederek gösteriyor. Birkaç katlı bir binanın iskeletinin, fiziksel koşullarda mümkün olmayan bir kapsamda gözümüzün önünde beliriyor olması, sınırların belirleyiciliğini iyice kafamıza kazıyor. Sergi dahilindeki her eserde farklı veçheleriyle ortaya çıkan, insan ve çevresi arasındaki ilişkisi, insan figürünün baskın bir şekilde yer almadığı bu video işinde de belirleyici bir konuma geliyor.
‘Crossroad 5’ sergisi 19 Ağustos’a kadar ArtOn İstanbul'da görülebilir.