Güncelleme Tarihi:
Haydar Ergülen, usta bir şair olmasının yanında usta bir denemecidir. Sanıyorum deneme kitaplarının sayısı çoktan şiir kitaplarının sayısını ikiye katladı. Çok verimli bir yazar.
Karakarga Yayınları, Haydar Ergülen’in son kitabıyla ilgili verdiği bir ilanda oldukça iddialı bir sav atmış ortaya. Reklamın başlığı şöyle: “Yaşayan en büyük yazarımız Haydar Ergülen’in son eseri ‘Yüzeysel’ raflarda sizi bekliyor...” Haydar Ergülen dostumdur, “Yakışır” dedim. Ben de bir iddia ortaya atmayım: Haydar Ergülen, yaşayan en büyük denemecilerimizden biridir. Yazarlarımız ve yayıncılarımızın çok az ilgi gösterdikleri bu edebiyat türüne veriminin niteliği ve niceliğiyle büyük değer katıyor.
Ergülen, son yıllarda denemelerini belli bir plan, tema ya da konuya göre yazıyor. Onların toplamından ortaya çıkan kitap da bütünlüklü yapısı ile dergide tek tek okuduğumuz yazılardan farklı bir tat veriyor. Alfabeyi de sevdiği için bu yazılar toplamlarını 29’la sınırlıyor.
Haydar Ergülen’in son denemeler toplamı ‘Yüzeysel’de de 29 harf kuralına uygun olarak 29 deneme yer alıyor. Aslında 50 deneme yazmayı hedefliyormuş, kitabın girişinde belirttiği gibi bu denemelerin çıkış noktası Elias Canetti’nin kitabı ‘Kulak Misafiri: Elli Karakter’. Ergülen’in kitabının adı ‘Yüzeysel’, içerikle ilgili bilgi vermese de altbaşlığı ‘Toplumsal Tipikler’ 29 denemenin neyi içerdiğini biraz da olsa bildiriyor.
Toplumsal tip, sosyolojik bir kavram. Toplumun gerçeğini bu toplumsal tiplere bakarak daha iyi görebiliriz. Haydar Ergülen, şairdir, yazardır ama diplomalı bir sosyologdur. Yanlış anımsamıyorsam bölümünden ikincilikle mezun olmuştu. Kitabın altbaşlığıyla yetinirsek meslek olarak hiç yapmamış olsa da Ergülen’in sosyolog kimliğiyle nihayet okurla buluştuğunu düşünebiliriz. Bu düşünce de bizi tam da kitabın işlediği konunun bir örneği, bir tipik haline getirir. Bir şeyin sadece adına ya da başlığına bakarak fikir yürütmek de toplumsal tipiklik. Bunlara ne ad verildiğini de Ergülen’in kitabında bulacağız.
Kitabın altbaşlığı sosyoloji çağrışımlı, yazarı sosyoloji eğitimli ama kitabın içeriği oldukça eğlenceli. Çünkü Ergülen bize bildiğimiz, tanıdığımız tipleri mizahi bir dille anlatıyor. Kara mizahı da ihmal etmiyor. Yazıların her biri edebi niteliğinin yanında birer mizah eseri olarak da okunabilir. Zaten bazı dostlarımız itiraz etse de ‘iyi mizah iyi edebiyattır’. Yani iyi edebiyat yapamıyorsanız iyi mizah yapamazsınız.
Bahtsız Bedevi, Münkir Münafık, Gönül Adamı, Sabah Şekersizi, Vefa Abidesi... ‘Yüzeysel’in başlıkları bu ve benzeri tipler. Haydar Ergülen yakından tanıdığımız, her gün yüz yüze geldiğimiz, hal ve tavırlarını düşündüğümüz, dedikodusunu yaptığımız, haklarında hikâyeler anlattığımız, fıkra, hatta çizgi roman kahramanı haline getirdiğimiz bu tipleri, tatlı dille güler yüzle ama gerektiğinde lafını da sakınmadan anlatıyor.
Bu tiplerin arasında Ukala Dümbeleği, Issız Adam gibi çok bildik gelenler de var, Özben Hepicik gibi en azından benim ilk defa duyduğum tipler de var. Haydar Ergülen, bu tipleri yeniden anımsatmakla kalmıyor onlardan yola çıkarak günümüzün toplumsal bir görünümünü de çiziyor yazılarında. Her yazıda onların anımsattığı diğer benzerlerini de anlatıyor. Yazıları okudukça ne kadar çok ve ilginç tiple birlikte yaşadığımızın daha çok farkına varıyoruz.
Toplumsal olarak “Güleriz ağlanacak halimize” havasındayız ya, ‘Yüzeysel’, o hali yaratanların kimler olduğunu anımsattı. Bol bol gülerek okuduğum, çokça düşündüğüm, çok şeyi anımsadığım bir kitap oldu.