Güncelleme Tarihi:
Necmi Sönmez’in ‘İlhan Koman Sözlüğü’ kitabı, ‘Akdeniz’ heykelinin yaratıcısı İlhan Koman’ın 1941’den 1986’ya kadar gerçekleştirdiği çalışmaların kökenine iniyor. “Bir ömür geçirdiğinde tamamının altına imzanı atmalısın” diyen Koman, bu sözün hakkını farklı coğrafyalarda sürdürdüğü, sürekli üretim halindeki yaşantısıyla veriyor. Sanat eleştirmeni ve küratör Necmi Sönmez sanatçının yaşantısını tek cümleyle şöyle özetliyor: “Onun yeni, farklı ve beklenmeyecek kadar cesaretli çalışmaları Edirne, İstanbul, Paris, Brüksel ve Stockholm kentlerinde geçen yaşamıyla birleştiğinde sanatsal ve bilimsel açıdan örnek bir hayat ortaya çıkmaktadır.” Bu ‘örnek hayat’ ifadesi Koman’ın hümanist değerler üzerinde kurguladığı ‘idealleri’ tanımlıyor.
‘İlhan Koman Sözlüğü’nün önemli maddelerinden biri, ünlü ‘Akdeniz’ heykeli. 1980’li yıllarda Zincirlikuyu’da dolmuştan inmek isteyenler, “Hayalette inecek var” dediğinde ‘Akdeniz’ heykeli işaret ediliyordu. Hatta, aynı dönemde bir büyükannenin torununa ‘Akdeniz’i göstererek “Bak yalan söylersen böyle donup kalırsın” dediğine tanıklık edenler olmuş. 1970-80 arasında oldukça sancılı bir süreçte tamamlanan ‘Akdeniz’ heykeli, dört ton ağırlığında, 12 milimetre inceliğinde 112 metal levhanın kinetik bir hareketlilik yaratacak biçimde sıralanmasıyla oluşuyor. Kollarını kucaklaşmak için sevgiyle kaldırmış bir kadın figürüne benzeyen ‘Akdeniz’, şimdilerde Yapı Kredi Kültür Sanat binasından Galatasaray Meydanı’nı ‘kucaklıyor’. İlk bakışta balık kılçığına da benzeyen heykelle ilgili Koman, “Sanırım tarihin ilk hologram heykeli” diyor.
Sönmez’in kitabı, 17 Haziran 2021’de 100. doğum gününü kutladığımız İlhan Koman’a adeta bir saygı duruşu niteliği taşıyor. Sanat yaşamında üretim malzemesi olarak demiri tercih eden Koman’ın henüz bir lise öğrencisiyken gemi mühendisi olmak istemesi bir tesadüf olmasa gerek. 1946 yılında Akademi’nin (MSGSÜ) Heykel bölümünü birincilikle bitiren Koman’ın demir ile olan ilişkisi kitapta şöyle geçiyor: “1950’li yılları kariyerimde Demir Çağı olarak adlandırıyorum. Bu dönemde ne kadar demire biraz işkence edip, onu ateşte kızdırmış, şekle sokmaya çalışmış olsam da neticede heykellerimde demirin sertliğini yüceltip güzelliğini yansıtmaya çalıştım. Sonuç estetik açıdan beni tatmin etmişti.”
Sönmez kitabında, sanatçının Anıtkabir’deki rölyeflerinden, 1965’ten 1986’ya kadar yaşadığı Hulda adlı teknesinden, Venedik ve Sao Paulo Bienali gibi dünya çapında katıldığı önemli sergilerden, İsveç’teki alternatif yaşamından, Koman’ın sanat yolculuğunda büyük ufuklar açan heykeltıraş Constantin Brancuşi, eleştirmen şair Pierre Gueguen, belgeselci Güneş Karabuda, şair Can Yücel gibi isimlerden akıcı bir dille bahsediyor. Kitabın sayfalarını çevirdikçe karşımıza çıkan İlhan Koman yapıtları, Bilge Karasu’nun öğrencisi Yıldırım Arıcı tarafından fotoğraflanıyor.
‘İlhan Koman Sözlüğü’, heykellerinde geometriyi, fiziği, matematiği ve estetiği kullanan ‘Türk Leonardo da Vinci’si İlhan Koman’ın sanatına ve ufuk açan yaşamına çok çeşitli pencerelerden bakan rehber niteliğinde bir çalışma.
İLHAN KOMAN SÖZLÜĞÜ
Necmi Sönmez
Doğan Kitap, 2021
184 sayfa, 72 TL.