Hayaller ve kelimelerin kovalamacası

Güncelleme Tarihi:

Hayaller ve kelimelerin kovalamacası
Oluşturulma Tarihi: Ekim 31, 2019 14:10

Usta kalem Selim İleri ile fırçasından evrenler saçılan Ali Kotan, ‘Gece Sirenleri’ni işitmek adına Folkart Gallery’de, İzmir’de buluştu. Fahri Özdemir direktörlüğündeki proje, özel bir yayını da beraberinde getirdi. Sanatçılara ait özel defterler, fırça, palet ve desenlerin sarmaş dolaş olduğu sergide, İleri’nin el yazısını mekâna eriştiren özel alıntılar, Kotan’ın çekim gücü çok büyük soyut imgeleriyle buluşuyor.

Haberin Devamı

İzmir’de modern ve çağdaş sanat eserlerine kapısını açan Folkart Gallery ödüllü yazar, senarist ve eleştirmen Selim İleri’nin düzyazı serüveninden yansıyanlar ile soyut ressam Ali Kotan’ın, İleri’den esinlendiği eserleri, ‘Gece Sirenleri’ başlığı altında özel olarak buluşturdu. Açıldığı 2015 yılından bu yana Sebastiao Salgado, Robert Capa, Chema Madoz ve Ivan Marchuk gibi isimlerle İzmirlileri buluşturan kuruluş, aynı zamanda Çanakkale Savaşları, Bedri Rahmi Retrospektifi ve usta edebiyatçı Adonis’in ressam Habip Aydoğdu ile randevusunu gündeme katmıştı. Galeride açılan ve izleme süresi uzatılan ‘Büyük Dâhi: Gazi Mustafa Kemal’ sergisini ise bugüne değin yüz binler gezdi.
Yine tamamen bir Folkart Gallery projesi olarak, Direktör Fahri Özdemir’in girişimiyle yaklaşık üç yıl önce başlatılan ‘Gece Sirenleri’ sergisinde, sanatın farklı disiplinlerinde eşzamanlı üretim dikkati çekiyor. Sergide, toplam 85 eser yer alıyor. Bu vesileyle Kotan’ın resimleri Selim İleri’ye, İleri’nin metinleri ise bugüne kadar 52 kişisel sergi açmış ressam Ali Kotan’a emanet edilmiş. İki usta isim izole edilmiş eserlerde hissettiklerini, gördüklerini, algıladıklarını, kendi sanat dallarında eserleriyle yorumlarken, kamuoyu karşısına çıkıyor. İleri ve Kotan bu projeyi, “metin ve imgenin dünya karşısındaki çevre ve hiçlik kavgası” olarak betimliyor. İyi ve güzelden yana imge ve harflerin tanıklığından oluşan sergi bir bakıma, sanatçıların iki odaklı hayata karşı çıkıyor oluşlarını da cisimleştiriyor.

Haberin Devamı

Hayaller ve kelimelerin kovalamacası
Ali Kotan, Selim İleri
Danışmanlığını kıdemli eleştirmen, gazeteci Doğan Hızlan’ın üstlendiği Folkart Gallery’de izlenen sergi, beraberinde yine özel bir yayını getiriyor. Sanatçılara ait özel defterler, elyazmaları, fırça, palet ve desenlerin sarmaş dolaş olduğu sergide, İleri’nin el yazısını mekâna eriştiren özel alıntılar, Kotan’ın cömert, büyük ve albenisi olan, çekim gücü çok büyük soyut imgeleriyle buluşturuluyor. Sanat kariyerinde bağımsız bir duruş sergilemek konusunda son derece özen gösteren Kotan, enerji ve insan temelli estetik tavrıyla bugün de sürprizlerini, imgesel bereketini sürdürüyor. Selim İleri’nin bu imgeler üzerinden dile getirdiği hayal fragmanları ise Kotan’ın evrenine başka başka boyutlar kazandırıyor. Karşılıklı iki kaleydoskop gibi birbiriyle türeyen bu çalışmalara, Folkart Gallery tarafından geleneksel olarak üretilen bir kitap da refakat ediyor. Hızlan, günümüzde Fulya ve Sera Sade’nin sorumluluğunu devam ettirdikleri, Ankara’daki Siyah Beyaz Sanat Galerisi’nin kurucusu Faruk Sade’ye ithaf olunan kitapta kaleme aldığı ‘Çatışma, Uyuşma, Uzlaşma’ isimli metninde, yazı ile görsellik arasındaki ilişkinin bereketine şu kelimelerle atıf yapıyor: “Klasik anlamda birbirlerinin bir esin perisi olduklarını söylediğimiz anlar da olabilir. Yazının görselliğe yararı da olabilir, zararı da. İkisi de kısıtlama kavramını unuturlarsa, birbirlerine tür dayatması yapmazlarsa, ortaya iyi bir sonuç çıkabilir.”
Gerçekten de telaffuz edildiği an itibariyle ‘anı’ya bürünen, kuruyan hakikat yapraklarının dert ortaklığı seziliyor; gerek Kotan gerekse İleri’nin paylaşımlarında. Şöyle devam ediyor İleri, Kotan’la yazışmalarında: “...Umutsuzluk, kişinin kendisinden mi kaynaklanıyor? Birkaç yıldır neye baksam hep alacakaranlıkta ve hâlâ ışık bekliyorum. Hâlâ...”

Haberin Devamı

AŞKIN, MAHREM, METAFİZİK BİR ‘HÜCRE’...
Ali Kotan ise yapıtlarıyla imgenin temsil ettiği unsurlar üzerindeki mülkiyet seviyesini, izleyici nezdinde sınıyor ve her defasında çok yüksek bir görsel ‘desibel’ ile, yine bunu inkâr ediyor. İmgenin özgünlüğü ve özgürlüğü adına, oldukça iradi bir kaçış ve arayış hızı içinde üreten ressam Kotan, bu mertebede güzel ve çirkin olanın didaktik, tepeden inmeci ve biçimsel olarak değil, tamamen tavır ve tutuma dayalı olarak, nasıl ahlaki bir tavırla yansıtılabileceğini araştırıyor.
Gençliğinde sol eylemlere aktif olarak katılmış ve faşist devlet aygıtlarının baskısına da maruz kalmış olan Kotan’ın, tuval üzerinde, her şeyi bize hiç de öyle güllük gülistanlık olarak sunmayan, adeta kimi duygusal iklim değişikliklerine maruz kalan ‘varlık’ları, saçtıkları, taşıdıkları olanca kötümserliğe karşın, bir nevi hayat kavgasının da neferleri, sağ kurtulanları, savaşımcıları veya mağdurları halindeler. Bu da akla İtalyan düşünür Antonio Gramsci’nin meşhur sözünü getiriyor: “Aklın kötümserliği, iradenin iyimserliğidir.”
Bilindiği gibi Gramsci de 1926’da 35 yaşında ve İtalyan Komünist Partisi’nin lideri ve parlamentoda milletvekili iken Mussolini’nin faşist rejimince tutuklanmış ve Sicilya yakınındaki Ustica Adası’nda geçirdiği bir yıl dışında, ölüm yılı olan 1937’ye dek zamanını ya hapishanede ya da hastanede yazarak geçirmişti.
Kotan da atölyesini, desen kâğıdı ve tuvallerini böylesi aşkın, mahrem, metafizik bir ‘hücre’ gibi tecrübe ediyor. Ressam, dünya üzerinde sezgileri refakatinde gözlemleyip yaşadığı her türlü psikolojik, sosyal, kimliksel, fiziksel baskı ve kısıtlamayı, bu koşullarda birer defter sayfası gibi tuttuğu günlük - tuvalleri ile, desen defterlerinde, bu âlem ve varlıklar kanalıyla betimliyor.
Sergi 19 Ocak’a kadar, pazartesi günleri hariç haftanın altı günü Folkart Gallery’de ziyaret edilebilir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!