Güncelleme Tarihi:
İzmir’de modern ve çağdaş sanat eserlerine kapısını açan Folkart Gallery ödüllü yazar, senarist ve eleştirmen Selim İleri’nin düzyazı serüveninden yansıyanlar ile soyut ressam Ali Kotan’ın, İleri’den esinlendiği eserleri, ‘Gece Sirenleri’ başlığı altında özel olarak buluşturdu. Açıldığı 2015 yılından bu yana Sebastiao Salgado, Robert Capa, Chema Madoz ve Ivan Marchuk gibi isimlerle İzmirlileri buluşturan kuruluş, aynı zamanda Çanakkale Savaşları, Bedri Rahmi Retrospektifi ve usta edebiyatçı Adonis’in ressam Habip Aydoğdu ile randevusunu gündeme katmıştı. Galeride açılan ve izleme süresi uzatılan ‘Büyük Dâhi: Gazi Mustafa Kemal’ sergisini ise bugüne değin yüz binler gezdi.
Yine tamamen bir Folkart Gallery projesi olarak, Direktör Fahri Özdemir’in girişimiyle yaklaşık üç yıl önce başlatılan ‘Gece Sirenleri’ sergisinde, sanatın farklı disiplinlerinde eşzamanlı üretim dikkati çekiyor. Sergide, toplam 85 eser yer alıyor. Bu vesileyle Kotan’ın resimleri Selim İleri’ye, İleri’nin metinleri ise bugüne kadar 52 kişisel sergi açmış ressam Ali Kotan’a emanet edilmiş. İki usta isim izole edilmiş eserlerde hissettiklerini, gördüklerini, algıladıklarını, kendi sanat dallarında eserleriyle yorumlarken, kamuoyu karşısına çıkıyor. İleri ve Kotan bu projeyi, “metin ve imgenin dünya karşısındaki çevre ve hiçlik kavgası” olarak betimliyor. İyi ve güzelden yana imge ve harflerin tanıklığından oluşan sergi bir bakıma, sanatçıların iki odaklı hayata karşı çıkıyor oluşlarını da cisimleştiriyor.
AŞKIN, MAHREM, METAFİZİK BİR ‘HÜCRE’...
Ali Kotan ise yapıtlarıyla imgenin temsil ettiği unsurlar üzerindeki mülkiyet seviyesini, izleyici nezdinde sınıyor ve her defasında çok yüksek bir görsel ‘desibel’ ile, yine bunu inkâr ediyor. İmgenin özgünlüğü ve özgürlüğü adına, oldukça iradi bir kaçış ve arayış hızı içinde üreten ressam Kotan, bu mertebede güzel ve çirkin olanın didaktik, tepeden inmeci ve biçimsel olarak değil, tamamen tavır ve tutuma dayalı olarak, nasıl ahlaki bir tavırla yansıtılabileceğini araştırıyor.
Gençliğinde sol eylemlere aktif olarak katılmış ve faşist devlet aygıtlarının baskısına da maruz kalmış olan Kotan’ın, tuval üzerinde, her şeyi bize hiç de öyle güllük gülistanlık olarak sunmayan, adeta kimi duygusal iklim değişikliklerine maruz kalan ‘varlık’ları, saçtıkları, taşıdıkları olanca kötümserliğe karşın, bir nevi hayat kavgasının da neferleri, sağ kurtulanları, savaşımcıları veya mağdurları halindeler. Bu da akla İtalyan düşünür Antonio Gramsci’nin meşhur sözünü getiriyor: “Aklın kötümserliği, iradenin iyimserliğidir.”
Bilindiği gibi Gramsci de 1926’da 35 yaşında ve İtalyan Komünist Partisi’nin lideri ve parlamentoda milletvekili iken Mussolini’nin faşist rejimince tutuklanmış ve Sicilya yakınındaki Ustica Adası’nda geçirdiği bir yıl dışında, ölüm yılı olan 1937’ye dek zamanını ya hapishanede ya da hastanede yazarak geçirmişti.
Kotan da atölyesini, desen kâğıdı ve tuvallerini böylesi aşkın, mahrem, metafizik bir ‘hücre’ gibi tecrübe ediyor. Ressam, dünya üzerinde sezgileri refakatinde gözlemleyip yaşadığı her türlü psikolojik, sosyal, kimliksel, fiziksel baskı ve kısıtlamayı, bu koşullarda birer defter sayfası gibi tuttuğu günlük - tuvalleri ile, desen defterlerinde, bu âlem ve varlıklar kanalıyla betimliyor.
Sergi 19 Ocak’a kadar, pazartesi günleri hariç haftanın altı günü Folkart Gallery’de ziyaret edilebilir.