‘Hayal kurmazsak geleceğe adım atamayız’

‘Arayış Ormanı’ serisinin ikinci halkası ‘Solgun Ruhlar Kitabı’ yayımlandı. Okurları nasıl bir hikaye bekliyor?
‘Arayış Ormanı’nın ilk kitabında okuyucular yeni bir dünya ile tanıştılar; egzoz dumanından, boğucu alışveriş merkezlerinden, betonla şekillendirilmiş bahçelerden uzakta yeni, rengarenk yerler keşfettiler. Deniz ve tılsımcı dostu Ena ile birlikte büyülü bir diyara geçtiler ve orada hem kendi içlerinde, hem de tılsımlı topraklarda macera dolu bir yolculuğa çıktılar.
İkinci kitapta heyecan biraz daha artıyor. Üst İstanbul’un CadıBostanı Cadıları karanlık planlar içerisindeler. Düzeni değiştirmek ve diyarı kendi tarzlarında yönetmek istiyorlar. Yüzlerce yıldır ortada görünmeyen varlıklar tekrar ortaya çıkıyor. Tılsım Üstatları ve Bekçi Fedaileri ise buna engel olmak niyetindeler. Kasabalarda, köylerde dedikodular kulaktan kulağa yayılıyor ve devrin değişmek üzere olduğu fısıldanıyor.
Deniz ve Ena’nın ise önlerinde yine uzun ve zorlu bir yolculuk var. Arayış Ormanı’ndan istediklerini almış olsalar da Alt ve Üst İstanbul’u birbirinden ayıran kapının kadim Bekçi’si ile tanışmak için yola koyulacaklar. Çünkü kapıyı koruma görevi Deniz’e geçeceği için artık Bekçilerin kullandığı büyüyü öğrenmek zorunda.
‘Arayış Ormanı: Solgun Ruhlar Kitabı’nda ikili daha önce görmedikleri gizemlerle karşılaşacak, aralarına yeni bir dostu kabul edecek ve eski düşmanları ile yüzleşecekler.

Farklı yaş grupları ve çocuklar için yazmaya devam ediyorsunuz. Bu kadar farklı konuyu neye göre belirliyorsunuz?
Hem yetişkinlere hem de farklı yaş gruplarındaki çocuklara yazıyorum. Aslında okumaktan zevk aldığım tarzlarda yazmayı seviyorum. Yazarlığa yetişkinler için yazarak başladım. Sonrasında çocuklara yazmanın büyüsünü keşfettim. Çocuklar fantastik hikayeleri seviyor. Ben zaten yetişkinler için bu türde eserler yazdığım için çocuklar için de aynı derecede uğraşılmış, çaba verilmiş bir seri yazmak istedim. Çünkü çocuklar gerçek hayatla mücadele etmenin ipuçlarını kitaplarda bulabiliyorlar. Ejderhalarla konuşup, karanlık ormanlarda yürüyüp bir şekilde evlerine o yerlerde kazandıkları ödüllerle geri dönebiliyorlar. Bence fantastik edebiyatın en güzel tarafı, alternatif evrenlerde, hayalgücü ile dolu sayfalarda okuyucuya dünyanın problemleriyle mücadele imkanı tanıması. Ursula Le Guin büyümeyi, mücadele etmeyi, olgunlaşmayı çok güzel anlatır Yerdeniz serisinde. Onun da dediği gibi ejderhalardan korkmamamız gerekiyor; yani hayal kurmaktan bahsediyor. Hayal kurmazsak geleceğe asla adım atamayacağımızı düşünüyorum.

Son dönemde okullardaki etkinlikleriniz hayli yoğun. Öğrencilerle paylaşımda bulunmak size neler katıyor?
Okullarda etkinlikler yaparken çocuklarla uzun uzun sohbet ediyorum, kendimi onların arkadaşı gibi görüyorum. Onlar da beni öyle görüyorlar o yüzden iletişimimiz çok güzel. Onların neleri sevip sevmediklerini görebiliyorum. Korkularının, heyecanlarının ne olduğunu anlıyorum. İlkokuldan liseye kadar her yaş grubuyla etkinlikler yapıyorum. Hikayelerimde işlediğim bazı temalar var; doğa- hayvan sevgisi, adalet, dayanışma, ön yargı, özgüven gibi... Bu kavramların özellikle içinde bulunduğumuz dönemde daha iyi sorgulanması gerektiğine inanıyorum. Anlattığım hikayelerde bunları doğrudan görmüyoruz elbette ama bir kedinin ya da maymunun macerasında, bir canavarın ya da perinin yolculuğunda, sayfalar ilerlerken bunları keşfedebiliyoruz.