Hayal dünyasıyla gerçek arasındaki köprü

Batuhan Kıran 2017 yılında yayımlanan romanı ‘Cadde Çocuğu’yla 1980’li yılların Bağdat Caddesi’ni ayrıntılarıyla anlatırken semtin müdavimi gençlerin hayatına kurmaca olaylar çerçevesinde ışık tutmuştu. Yazarın ikinci kitabı ‘Uyku Aralığı’, ‘Cadde Çocuğu’ndan çok farklı bir çizgide ilerliyor. 22 hikâyeden oluşan romanın odak noktası, artık gündelik hayat değil, uyku zamanı. Daha doğrusu uykuya dalmadan hemen önce, beynin düşünsel anlamda aktifliğinin azalıp yavaş yavaş uykuya dalmaya hazırlandığı ama bilincin de açık olduğu o kısa zaman aralığı. Bu durumda gündelik hayata dair birçok öğe, kavram ve duyularla alınan veriler birbirine karışmaya başlar. Birbirinden çok farklı unsurlara ait parçaların üst üste binmesiyle gerçek hayatta olmayan unsurlar oluşur ve böylece beyin yeni hikâyeler yazmaya başlar. Bu, beynin rüya aşamasına geçiş sürecidir. Ama kişinin bilinci henüz açık olduğu için bu hikâyeleri fark eder, çoğu zaman bu hikâyelerin garipliğine şaşırır ve bu nedenle beynin yeniden gündelik hayatın aktifliğine geçmesiyle uykuya dalma süreci ertelenir.

HER GECE YAŞANAN ‘DİĞER YAŞAM’
Batuhan Kıran bu ilginç beyin sürecini baz alarak birbirinden orijinal hikâyeler yazmış. Hikâyelerde tıpkı gerçek bir uyku aralığında olduğu gibi kişi, olay, mekân gibi unsurlar iç içe geçiyor ve kendi gerçek ötesi serüvenlerini yaratıyorlar. Yazar uykuya dalış esnasında görülen hayallerin yanı sıra hissedilen duygulara ve bu duyguların gündelik hayatın içinden farklı hissediliş biçimine de hikâyelerde yer vermiş. Böylece ortaya hayal gücü kullanımı açısından zengin, yaratıcılığını daha fazla kullanmak isteyen insanlar için ilham verici, insan beyninin özelliklerini merak edenler için yeni bakış açıları gösteren bir hikâyeler bütünü çıkmış.

‘Cadde Çocuğu’, gündelik hayatın ilginç ve komik ama zaman zaman dramatik olaylarını biraz da esprili bir dille anlatan, yaşam panoraması sunan bir eser... Başından sonuna neden-sonuç ilişkisiyle ilerleyen bir olaylar zinciriyle parçaları belirlenmiş ve tamamlanmış bir yapısı var. ‘Uyku Aralığı’ ise insanların hayatlarının önemli bir parçasına, yaşam içindeki kuralların, fiziksel gerçeklikteki sınırların esnediği, bazen de tamamen ortadan kalktığı, eşyanın özelliklerinin ve kavramların katı kurallarla bağlı olmadığı, o her gece yaşanan diğer yaşama değiniyor. ‘Uyku Aralığı’nda sınırlar olmadığı için kalıplara dayalı bir olay örgüsü de beklenmiyor. Bunun yerine yalnızlık, değişim ve gelecek sorgulamalarıyla insan psikolojisinin ince ayrıntıları gözler önüne seriliyor. Konuşan kediler, evrenin kapılarını açan horozlar ya da sivrisineklerden seçilmiş olağandışı karakterlerin de katıldığı kitap, okuyucusuna rüyayla gerçek arasında zengin bir hayal gücü çeşitliliği sunuyor.

KİTAPTAN
“Rüyalarda büyük ölçüde olağandışılık vardır. Olağandışı konular, olağandışı konuşmalar, hatta canlılar ve nesneler... Canlılarla nesneleri kullanacaksın bunun için... İkisini birbirine karıştıracaksın, aynı rüyalardaki gibi tuhaf yeni canlılar yaratacaksın hayalinde... Kafası televizyon ekranı olan bir baykuş, arkasında balina kuyruğu olan bir inek, aslında insan olan bir çamaşır makinesi. Absürt kelimesinin hakkını vereceksin tam anlamıyla. Kendine bir rüya âlemi yaratıp, yavaşça oradan gireceksin uyku alanına.”

Uyku Aralığı
Batuhan Kıran
Mona Kitap, 2019
160 sayfa, 17 TL.