Güncelleme Tarihi:
Girilip çıkılması yasak olan mekânlar, insanların merak duyguları kadar hayal güçlerini de harekete geçirir. Gerçeğin adım adım dibe çekildiği böylesi durumlarda tarihi okumak da zorlaşır. Hele Doğu’da, masallar ve folklor gibi unsurların gerçeği tersyüz etmeye imkân vermesiyle oluşan kitlesel yatkınlık, kendine has özel bir dil de geliştirir. Osmanlı haremi, sahip olduğu ‘meçhuliyet ve mahremiyet’le sımsıkı örülmüş, ‘oryantalist’ algılar sebebiyle de Batı’ya kadar taşınan çok yönlü bir ilgi odağına bürünmüştür. İşin ilginç yanı, Harem’in, “sadece dışarıdakiler, şehirdeki veya Avrupa’dan gelen seyyahlar için değil, ömrünü sarayda geçirenler için de hemen yanı başlarındaki haremin kalın duvarlarının arkasında süregiden yaşam ve kurallar hakkında bilgi sahibi olamayacakları yasak bir alan” olmasıdır. İşte bu mekânın bir bakıma padişahı sayılan ‘Valide Sultan’ın kişiliği de başlı başına bir muammadır.
Değerli tarihçi Ali Akyıldız ‘Haremin Padişahı/Valide Sultan’ adlı çalışmasında üç ana başlık altında Valide Sultanlık meselesini bütün ayrıntılarıyla inceliyor. İlk bölümde ‘Valide Sultan ve Mahiyeti’, ikinci bölümde ‘Valide Sultanlığın Teşrifattaki Yeri’ ve son bölümde de ‘Valide Sultanlar ve Eserleri’ araştırılıyor. İlk elde ortaya çıkan sonuç, harem ve Valide Sultanlığın hiç de öyle dışarıdan görüldüğü gibi cinsel karakterli, erotik ve hayal gücünü kabartıcı mevhumlar olmayıp başlı başına politik, kültürel ve Osmanlı siyasal sistemi içinde her zaman aktif olmuş bir merkez olduğu. İçerdiği trajik hikâyeler bir yana, güç dengeleri ve iktidar savaşlarının odağında, kadın ruhunun katkılarıyla da tarihe renk ve boyut katmış çok özel, tarihi bir müessesedir.
Ne var ki tarihçinin önünde halletmesi gereken birtakım önyargılar, teorik sorunlar ve yöntem meseleleri vardır. ‘Tahta çıkan padişahın sağ olan annesi hakkında kullanılan bir isimlendirme olan’ Valide Sultan unvanı, Osmanlı tarihi boyunca 22 kadına verilmiştir. İktidarlarını fiilen padişahlıklarını sürdüren oğullarından alan bu kadınların yine oğullarına bağlı bir düşüş hikâyeleri de her zaman vardır. Belki de bu kesin ve sürekli düşüş bilgisi sebebiyle ‘Valide Sultanlık’ neredeyse padişahlığa yakın bir iktidar olgusunu kendisinde içselleştirmeye çalışmıştır (Padişah tahttan düşünce bu unvan da düşmektedir). Daha da çarpıcı olanı, bu kadınların annelik yüzlerinin iktidarın gölgeleriyle sürekli şekil değiştirmesidir.
Ali Akyıldız görsel malzemeler, tarihi belgelerle haremi ve Valide Sultanlık müessesesini olabildiğince detaylı şekilde aktarırken hayal gücümüzü ve merak duygumuzu da harekete geçiriyor. Asıl bu yolla belki tarih kuru bir malzeme yığını olmaktan çıkıp merkezinde insan ve ona bağlı canlı ilişkiler ağının merkezi oluyor. Tarihin, bazılarının ‘kafasında kurguladığı kusursuz bir altınçağ, bir erdemler manzumesi ve bir inanç alanı’ olmaktan böylesi çalışmalarla bir nebze olsun kurtarılması az şey değil.
HAREMİN PADİŞAHI
VALİDE SULTAN
HAREMDE HAYAT VE TEŞKİLAT
Ali Akyıldız
Timaş Yayınları, 2017
616 sayfa, 50 TL