Güncelleme Tarihi:
Hamnet esasında Hamlet demek... Okuduğumuz, bildiğimiz hatta pek çok farklı yorumunu sahnede izlediğimiz Shakespeare’in meşhur ‘Hamlet’ine ilham veren ve henüz 15 yaşındayken hayatını kaybeden çocuğun gerçek adı... Aslında gerçek demek yerine, sanırım ismin o dönem her iki şekilde de söylendiğini belirtmek gerek.
2020 Women’s Prize for Fiction ve Amerikan Kitap Eleştirmenleri Ödülü gibi iki büyük ödülün yanı sıra pek çok başka prestijli ödülün sahibi olan ‘Hamnet’, bir anne-babanın en büyük korkusu olan evlat kaybını odağına alıyor.
Bu bir ‘spoiler’ değil, çocuğun öleceğini tarihsel gerçeklerden dolayı zaten biliyoruz, ama bunu baştan bilsek de Hamnet’in ölümünü anlatan sayfalara geldiğimizde okumanın güçleştiğini, hasta kız kardeşi Judith’in yatağına uzanmış yatan solgun yüzlü Hamnet’i kaybedeceğini anlayan annesi Agnes’in acısına ortak olmanın çok ama çok zor geldiğini söyleyeyim.
Bu arada, tarihte çok daha genç Shakespeare’i, hamile kalarak evliliğe hapseden bir kadın olarak resmedilen ve ‘Anne’ olarak bilinen Agnes’in kitapta harika bir bakış açısıyla kurgulandığını, doğa ile derin bir bağlantısı olan, bilge bir figür olarak anlatıldığını söyleyeyim. Yetenekli bir şifacı olan bu kadın çocuğunun öleceğini de baştan biliyor.
Anlatım dili, üslubu o kadar iyi ki kitabın; Maggie O’Farrell’ın güncel bir yazar olduğuna inanmak nerdeyse imkânsız. Otlardan, bira yapımından, taze ekmeklerden, şifacı kurbağalardan, yani doğaya ait çok gerçekçi şeylerden olağanüstü yaratıcı bir dille bahseden bu kitabın yazarının 1500’lü yılların sonunda İngiltere’de bir köyde yaşadığına neredeyse eminiz.
SHAKESPEARE’İN SIRRI NEYDİ?
O’Farrell, tam bir gizem yumağı olan ve nasıl biri olduğunu anlamak için eserlerinde kullandığı sözcükleri tek tek incelenen William Shakespeare’in en büyük acısı olduğu iddia edilen olaya bambaşka bir gözle bakmış ve 400 yıldan eski bir hikâyeyi okurun yüreğine modern bir klasik olarak hediye etmiş.
Yazar, Hamnet’in ölümüne giden günleri araştırmış ve bu olayın tüm zamanların en büyük oyunlarından birinin yazılmasını nasıl etkilemiş olabileceğine dair hipotezler kurmuş. Kendisinin kitabın sonunda da belirttiği gibi, bu olayın gerçekliğine, Hamnet’in ölüm nedenine dair pek fazla kanıt yok ortada ama Shakespeare’in 11 yaşında ölen Hamnet adında bir oğlu olduğu ve bundan dört yıl sonra ‘Hamlet’i yazdığı biliniyor.
Bu arada kitapta tasvir edilen baba, oğlundan çok uzak biri, günlerce, haftalarca yok olabiliyor ortadan. Tiyatrosuyla şehir şehir gezip alkış tufanları yaratan oyunlarını sergiliyor çünkü. Ancak olayın üzerinden yıllar geçtikten sonra, “Beni sakın unutma” diyen bir hayaleti dinleyip, kalemini ‘kendi acısından daldıracak mürekkebe’. Ve yüzyıllar boyu dillerden düşmeyecek bir oyun yazacak: ‘Hamlet’.
Bir klasik hakkında yazılabilecek en iyi kurgu romanlardan biri olabilir ‘Hamnet’. Hem Shakespeare’i daha yakından tanımak ve ‘Hamlet’i yazdığı dönemlerde neler yaşanmış olabileceğini görmek isteyenler hem de her şeyden bağımsız, dört başı mamur, nefis ve sürükleyici bir roman okumak isteyenlere tavsiye ederim.
İnsanı hem gerçeklere hem hayallere yaklaştıran, büyülü, epik, gerçek bir metin bu çünkü.