Güncelleme Tarihi:
Aslen fizik terimi olan ‘siyah gürültü’, frekanslarda enerjinin sıfır olduğu türe işaret eder ve dolayısıyla sessizlik anlamına gelir. ‘Siyah Gürültü’ sergisinin küratörlerinden Ekrem Ertan ise bu başlığı kullanmalarını şu sözlerle açıklıyor: “Hem siyah, hem gürültü hem de sessizlik olması, tüm bunların arasındaki çelişki haliydi bizim ilgimizi çeken. Siyah gürültü kavramının bir anlamda bugün hayatımıza dahil olan çelişkileri karşıladığını düşündük. En sessiz olduğumuz anda çok şey söyleyebiliyoruz. En gürültülü olduğumuz anda ise hiçbir şey söylemiyor olabiliyoruz.Gündelik hayatlarımızda farkında olmasak da bir çok sese ve çoğunlukla ses kirliliğine, yani gürültüye maruz bırakılıyoruz. Teknolojinin sisteme adapte ettiği üretim/tüketim bağlamları içerisinde evrilen bireyler dinamik gürültünün içinde sesli olmaya, sesini duyurmaya çalışıyor ve ‘siyah gürültü’ sergisi tam da bu noktadaki çelişkili ilişkiye odaklanıyor.”
SES VE SESSİZLİK ARASINDAKİ TANSİYON
Günümüzde çok fazla sesin bir arada bulunduğunu, keskin gürültü hali arasında seslerimizin giderek baskılandığını ve dolayısıyla bu durumun bizleri sessizleştirdiğini söyleyen Ekrem Ertan, sanatçı Burak Arıkan’ın 2010 yılında ürettiği projeksiyon projesi ‘Kasıldı ve Genişledi’nin bu dinamiği soyut bir düzlemde ele aldığına dikkat çekiyor: “Gürültü aslında var olan sesi baskılıyor. Yeniden bir sessizlik yaratıyor. Dolayısıyla ses ve sessizlik arasında sürekli gidip gelen, Burak Arıkan’ın işinde görüldüğü türden bir ‘kasılma’ ve ‘gevşeme’ hali var. Sürekli sessizlikten gürültüye, gürültüden sessizliğe bir hareketin içindeyiz. Biz de sergide, ses ve sessizlik arasındaki bu ilişkiyi ve gerilimi anlatmaya çalıştık. Bu aslında bizce üretken bir gerilim.” Bu bağlamda sergilenen sekiz iş de farklı mecralar aracılığıyla sessizliğin ve sesin olası ifade yöntemlerini mercek altına alıyor.
‘Siyah Gürültü’ başlıklı sergi, 14 Kasım’a kadar Akbank Sanat’ta.