Güncelleme Tarihi:
Hürriyet gazetesinde çalışan bir kişi için pazartesi günleri önemlidir. Gazete okuyucusunun geride kalan hafta boyunca gazeteyle ilgili negatif yorumlarını derleyen ombudsman, bu eleştirilere yanıtını gazetede yayımlar. Hürriyet çalışanları, gazetenin okurları gibi, ombudsmanın ne dediğini pazartesi günü gazete sayfasından öğrenir. Kendi ismine rastlarsa ufak bir iç sıkıntısı yaşar, çünkü eğer ombudsman okuyucunun eleştirisinde okuyucuyu haklı bulup, gazete çalışanının hatalı olduğunu belirtirse çalışanın başı ağrıyabilir. İşte Faruk Bildirici’nin 19 Nisan 2010’dan beri Hürriyet gazetesinde yazdığı ‘Okur Temsilcisi’ başlıklı köşesinin gazete çalışanları üzerindeki etkisi budur. Bu köşeye zaman zaman konuk olmuş biri olarak kendimden biliyorum diyebilirim.
Bildirici’nin görevinin gazetecilik mesleğine etkisiyse artık bir kitap olarak okuyucu huzurunda: ‘Günahlarımızda Yıkandık/Örneklerle Gazetecilik Meslek Etiği’ Ayrıntı Yayınları tarafından yayımlandı. Kitap, Bildirici’nin pazartesi günleri merakla beklenen Okur Temsilcisi köşesinde yazdığı yazılardan oluşuyor ama farklı şekilde: Sıralama kronolojik değil, yazılar konularına göre kategorize edilmiş, kimi yazılar birleştirilerek aynı başlıkta toplanmış. Yazıların doğurduğu sonuçları da not düşerek güncellemiş Bildirici. Kitaptaki şekliyle derlenen bu yazılar sayesinde bir haberin medyada nasıl ele alındığını, ele alınırken yapılan doğru ve yanlışları daha net okumak mümkün.
Burada aynı zamanda, aynı konu başlığı altında, farklı zamanlarda, aynı hataların yapıldığını, hatalardan ders çıkarmak yerine hatada ısrar ederek kendi mesleklerine gazetecilerin kötülük ettiğini, birilerinin de bu kötülükten dönmesi için onları uyardığını görebilirsiniz. Tam da kitaptaki Andrew Belsey ve Ruth Chadwick imzalı şu sözler gibi: “Gazetecilik, daha özenli olmaları gereken kişiler, hatta çoğu kez bu mesleğin içindekiler tarafından adına leke sürülse de onurlu bir meslektir.” Yani mesleğe leke süren kimi isimler ve ısrarla onları bu hatalarından dönmesi için uyaran Faruk Bildirici.
Peki varılan nokta neresi? Bildirici anlatıyor: “Emin olduğum nokta, okuyanların ‘günahlarımızla yıkandığımıza’ yani evrensel gazetecilik ilkelerine aykırı yanlışlarımızdan arınmak için samimi bir çaba harcadığımıza tanık olacakları. Ama arınabildik mi? Ondan emin değilim. Onu da yine okurlar ve en büyük hakem olan zaman söyleyecek.”
‘Günahlarımızda Yıkandık’ her medya çalışanının, iletişim fakültesi öğrencilerinin ve dahası her okuyucu ve medya heveslisinin okuması gereken bir başucu kitabı. Birçok senaryoda nasıl hareket edileceği tane tane anlatılıyor. Sunuştan aktarayım: “Gazeteci milletinin yanı sıra artık sayıları 60’ı aşan iletişim fakültelerinde okuyan binlerce öğrenci var. Fakültelerde gazetecilik etiği, ağırlıklı olarak teori üzerinden aktarılıyor. Oysa gençler teoriyi ve etik ilkeleri, Türkiye gazetecilik pratiğinden alınmış örneklerle birlikte sunulduğunda daha rahat kavrayabilir.”
Gazetecilik mesleği, Türkiye’de hiç olmadığı kadar tartışmalı bir dönemden geçiyor. Seçimlerin ardından eleştirinin tonunun daha da arttığı kuşkusuz. Mesleğe gönül verenlerin bir kısmı karamsarlık yaşıyor olabilir ama Faruk Bildirici gibi mesleğin saygın hale gelmesi için çabalayanlar da mevcut. Gazetecilik açısından efsanevi bir isim olan Washington Post’un müteveffa yayın yönetmeni Benjamin Bradlee’nin kitaptaki alıntısına verelim son sözü. Cesaret versin: “Gazetelerde yayımlanacak hiçbir gerçek, bir ülkeye, uzun vadede resmi yalanların vereceği zararı veremez.” Yaşasın gazetecilik!
GÜNAHLARIMIZDA YIKANDIK
ÖRNEKLERLE GAZETECİLİK MESLEK ETİĞİ
Faruk Bildirici
Ayrıntı Yayınları, 2018
432 sayfa, 35 TL.