Güncelleme Tarihi:
Çocuk edebiyatımıza paha biçilmez emekleri geçen, kitapları Çingenece de dahil pek çok dile çevrilen, eserleri çizgi filmlere ve ders kitaplarına konu olan Yalvaç Ural, Mevlana torunu olan Gülendam Nene’sinin masallarını çocuklarla buluşturuyor. ‘Mesnevi’den süzülüp yüzyıllardır anlatılagelen, pek çoğuna aşina olduğumuz masallar, öyküler ve fabllar Ural’ın çocukluk anıları eşliğinde bambaşka bir dokuya kavuşuyor.
Usta yazar bir söyleşisinde “Çocuk edebiyatı bir kuyumcunun yüzüğün üzerine minik inciler kakması gibidir; her milimetreyi, her inceliği bulup ona göre, o taş düşmeyecek şekilde yerleştirmen ve bütün güzelliğiyle ona sunman gerekir. O da okurken hiçbir şeye takılmadan su gibi okuyup bitirip içselleştirmelidir” diyor. Tıpkı cümlelerindeki gibi incecik bir emeğin ürünü, milim milim işlenmiş bir eser ‘Gülendam Nenem, Rumi, Annem ve Ben’. Her satırına çocuk edebiyatına adanmış bir ömrün sıcaklığı ve çocuklara verdiği değer sinmiş. Su gibi akıp gitmesiyse yazarının edebi gücünün şaşmaz özelliklerinden.
Ural’ın, çocuk edebiyatına olan yakınlığında aile büyüklerinin payını, tayinlerle geçen çocukluk yıllarının bu yolda kendisine kattıklarını ve Gülendam Nene’sinin hayatını anlattığı bölümler ile Mevlana’ya dair eşsiz bilgiler sunduğu, başlı başına bir eser niteliğindeki bölüm, kitabı ayrıca özel kılıyor. Tüm o masallar ve fabllar bunlar ışığında okunduğunda daha da anlam kazanıyor. Hele Gülendam Nene’nin bir seremoniye dönüştürdüğü masal gecelerini o kadar güzel, öyle içtenlikle anlatıyor ki o anların büyüsü yayılıyor satırlara ve bizi de alıp Gülendam Nene’nin dizinin dibine konduruyor.
Kitaptaki onlarca masala tek tek değinmeye imkân yok. Kimi bir aktarın çiçek kokulu rafları arasında, kimi ormanların derinliklerinde, bazen çöllerde bazen saraylarda geçen, kahramanları arasında Padişah Süleyman’ın da minicik bir sivrisineğin de olduğu masallarda iyilik, akıl, sevgi, dayanışma ve alçakgönüllülük ön plana çıkıyor. Filler, aslanlar, kurbağalar, tavuskuşları ve türlü karakterde insanlar mizah yüklü maceralarıyla eğlendirirken düşündürüyorlar. Erdoğan Oğultekin, pek çok kitabında olduğu gibi yine en güzel ayrıntıları renklendirerek eşlik ediyor Ural’a.
Gülendam Nene hangi masalı anlatıyorsa içinden onunla ilgili bir gereç çıkardığı torbasını bastonuyla duvardan indirir, öyle başlarmış masalına. Yalvaç Ural çocukken korkuyla karışık bir merak duyduğu, ne kadar istese de uzanıp alamadığı o gizemli torbayı yükseklerden indiriyor bizler için. Sadece masallar, öyküler, fabllar değil masal gecelerinin büyüsünü, çocukluk anılarının sıcaklığını da çıkarıyor içinden.