Görkemli bir sözlük

Güncelleme Tarihi:

Görkemli bir sözlük
Oluşturulma Tarihi: Şubat 09, 2017 12:14

Necdet Sakaoğlu’nun çok yararlandığım görkemli çalışması ‘Osmanlı Tarihi Sözlüğü/ Kavramlar, Kurumlar, Olaylar’, Osmanlı tarihini yarım yamalak bilmek istemeyenler için çok yararlı bir sözlük.

Haberin Devamı

Değerli Necdet Sakaoğlu’nun yeni eseri görkemli bir sözlük: ‘Osmanlı Tarihi Sözlüğü/ Kavramlar, Kurumlar, Olaylar’ (Alfa Yayınları). Necdet Bey’i ‘Köse Paşa Hanedanı’yla (1984) tanımıştım; o günden bu yana bütün eserlerini okumaya çalışıyorum.
‘Bu Mülkün Sultanları’ ve ‘Bu Mülkün Kadın Sultanları’ yayınlandıkları günden beri başucu kitaplarım arasında. Osmanlı padişahlarını, kadın sultanları kaleme getiren başka kitaplar, araştırmalar da var. Sakaoğlu’nun en büyük özelliği daima ‘nesnel’ kalışı.
İlk gençliğimde okuduğum, 1940’ların başında yazılmış bir Osmanlı padişahları portreler kitabı, biraz da o günlerin havasıyla, koca bir tarihî, silme kötülüyordu. Sonralarıysa o koca tarihi yere göğe sığdıramayan, hatta herkesçe bilinen gerçeklikleri örtbas eden sözümona tarihler de okuyacaktım. Necdet Sakaoğlu ise siyahtan, beyazdan arındırıyor, gerçekten yaşanmışı öne çıkarıyordu.
Necdet Bey’in portrelerinde edebiyata da yer verilmişti: Geçmişte okuduğum yerli tarihi romanlar anılıyor, gerçekliğin bu romanlarda zaman zaman nasıl değiştirmecelere uğradığı saptanıyordu. Öyleyken Osmanlı tarihinin nasıl alımlandığını saptamak imkânına da kavuşuyorduk...
‘Osmanlı Tarihi Sözlüğü’nün yayınlanmasını çok isteyenlerdendim. Geçmişte bu soy sözlüklerden bazılarını handiyse madde madde okumuştum. Örnekse –Sakaoğlu’nun da önsözde andığı- Pakalın’ın ‘Osmanlı Tarihi Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü’, Midhat Sertoğlu’nunki, Reşat Ekrem’in ‘Türk Giyim Kuşam ve Süsleme Sözlüğü’.
Pakalın’ın büyük emeğini bana, herhalde yirmilerimdeyken, Kemal Tahir salık vermişti. Kendi alanında bir ‘ilk’ olan bu eser, günümüz okuru için de hâlâ değerli. Koçu’nun özgül sözlüğü ise Doğan Kitap’ın yayınları arasında.
Bir karşılaştırma yapmak istedim ve ‘Abaza Kesimi’ni hem Koçu’dan Hem Sakaoğlu’ndan (‘Abaza Paşa Kesimi’ maddesi) okudum. Reşat Ekrem Bey’den öğrendiklerime Necdet Bey şu çok önemli saptamayı ekliyor: “4. Murad’ın sebepsiz yere idam ettirmesinin uyandırdığı gizli tepki nedeniyle, Mehmed Paşa’nın anısını yaşatmak isteyenler, Abaza kesimine ilgi duymuşlar; Abaza tarzı raht(eyer), Abaza sarığı, kavuğu, kaftanı, Abaza kılıcı vs. modası yıllarca sürmüştür.”
Osmanlı tarihini bir yüceltiş ya da bir alçaltış şeklinde yarım yamalak bilmek istemeyenler için bu sözlüğün çok yararlı olacağı kanısındayım. Bildiğimizi sandığımız bazı kavramlar öyle yeni bilgilerle pekiştirilmiş ki, geçmişi yeniden kurgulamak zorunda kalıyoruz.
Ayrıca öyle maddeler var ki, bugün izi bile kalmamış. ‘Haliç İşi’ni örnek vermek isterim: “15 ve 16. yüzyıllarda, Kâğıthane ve Alibeyköy derelerinin Haliç’e taşıdığı teressübattan oluşan bir çeşit kilden imal edilen küçük boyutta gülâbdan, kâse, tabak, fincan gibi çini evani.”
Haliç işleri mavi, turkuvaz, beyaz, siyah renkliymiş; çiçek motifleriyle bezeli. Geçmişleri Bizans seramik sanatına kadar uzanıyor. Bir söylenti de, Kütahya’da, İznik’te üretildikleri...
Necdet Bey’in önsözdeki uyarısıyla ‘Vezir’ maddesini hemen okudum. Açılımları karşısında, zaten hep bir ‘muamma’ gibi düşündüğüm Osmanlı tarihini, hiç değilse bir ölçek ayrımsayabildim; özlü tanımlamalarıyla yazar bize kılavuzluk ediyor.
Bu arada Necdet Bey’in ‘Tanzimat Tarihi Sözlüğü’nden (1985) haberim yokmuş. Yeni basımları gerçekleştirildi mi, bilmiyorum. Yakın tarihimizin büyük dönemeci Tanzimat’ı bir de bu sözlükten okumak isterim.
‘Rûmî’yi Mevlâna’dan bilirdim; bir de şu “Rûmî” varmış: “Süsleme ve resimleme üslûbu. Anadolu Selçuklularında doğmuş ve klasikleşmiştir. Osmanlı dönemi sanatçıları daha çok yüzeysel benzetmelerde kullanmışlardır.” ‘Osmanlı Tarihi Sözlüğü’nden çok yararlanıyorum.

Görkemli bir sözlük


BAKMADAN GEÇME!