Güncelleme Tarihi:
Kitaplığınızı karıştırırken bir raftan birdenbire elinize bir kitap geçer. Onu okumaya başladığınızda yıllar öncesine gider, o zamanın yaşama biçimini belirleyen görgü kurallarını düşünürsünüz...
Rafta rastladığım kitap ne, biliyor musunuz? ‘Yeni Adabı Muaşeret’... Yazarı Muhittin Dalkılıç, basım yılı 1939, Semih Lütfi Kitabevi, fiyatı 30 kuruş (ciltlisi 55 kuruş).
Kitaptaki görgü kurallarını okuduğunuzda, bunların çoğunun bugün uygulanamayacağını fark edersiniz. Belki nefes nefese yaşamak birçok kuralı görmezden gelmemize sebep oluyor.
Birinci sayfada okuduklarım: “Paris’te muaşeret usulü eserleriyle büyük dedikodulara sebep olan Pol Rubo’nun şayanı dikkat bir makalesini methal olarak alıyorum.”
Hayri Muhittin Dalkılıç kimdir? 1900 yılında doğan Dalkılıç, mesleğe 1920’de Tevhid-i Efkâr gazetesinde başladı. Halk, İkdam, Yarın, Son Telgraf, Son Posta, Haber, Yeni Sabah ve Tercüman gazetelerinde çalıştı. 1989’da aramızdan ayrıldı.
Bu tür kitaplar nasıl okur buldu?
Hiç kuşkusuz birçoğu Avrupa kurallarını bize aktardı. 1932 tarihli önsözündeki son iki paragraf, yazarın bu konuya yaklaşımını özetlemektedir: “Eserimizde Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya gibi muaşeretleri çok incelmiş milletlerin muaşeret kaideleri de tetkik olunarak hayatımıza intibakı noktasından usuller vaz edilmiştir. Bunlar yalnız Türkiye’de değil herhangi bir Avrupa milleti içinde de bizi gülünç ve müstekreh halde bırakmayacak en modern ve en güzel muaşeret kaideleridir. Öyle zan ediyorum ki en çok muhtaç olduğumuz eserdir.” ‘Görgü kuralları’nın tarihini, uygulamalarını öğrenmek için Ahmet Mithat’ın, ‘Avrupa Âdâb-ı Muâşereti yahut Alafranga’ (Akçağ Yayınları) kitabını okumanızı salık veririm. Nerden nereye gelindiğini tespit etmek için güvenilir bir kaynak kitap. ‘Mukaddime’nin ilk satırları, Alafranga sözü üzerine çeşitlemeleri içeriyor: “Alafranga!.. Otuz-kırk seneden beri bu kelimenin ziyaret etmediği ağız mı kalmıştır? Her ağızdan, olur olmaz münasebetler üzerine bir ‘Alafranga’ sözüdür çıkar. Ya acaba bu sözün asıl mânâsının ne olduğunu kaç kişi bilerek söyler?”
Bugün de birçok kelimeyi, kavramı anlamını bilmeden kullanırız, sözlüğe bakma gereği duymayız.
İsmail Ogan ile Ali Gurbetoğlu’nun hazırladığı Ahmet Mithat kitabından bugün de bazı kavramları, Doğu-Batı ekseninde değerlendirmemizde, Tanzimat’tan bu yana iki kavramın etkileşimi konusunda yararlanabiliriz.
‘Adabı Muaşeret’ siviller için başka ordu için başka olarak kitaplara geçti.
Şimdi bu alandaki kitabı tanıtalım: ‘Adabı Muaşeret’, H. O. Ordu Bilgisi Öğretmeni Albay Sezai Tuncalı, 1940’ta yayımlanmış, fiyatı 15 kuruş.
Yazar şöyle diyor: “Türk ordusunun şereflerini omuzlarına yüklenmiş olan bir Türk subayı rütbesinin muaşeret âdabına riayet etmesi en önemli ödevleri meyanındadır.” Bugün durum nasıl, ona da bakacağız...