Güncelleme Tarihi:
Carl Sagan’ın ‘soluk mavi nokta’ olarak tanımladığı Dünya, bizimle dönmeye başlamadı. Bugün cilalanmış bir yemek masasının üstünde, porselen tabaklarda, fırından yeni çıkmış bir bifteği çatal bıçakla yiyebiliyorsak eğer, bu insanlığın üstün çabası sayesinde. Bu çaba yüzyıllardır sürüyor. İstanbul’daki Kabataş metro istasyonu için yapılan kazı çalışmalarında arkeologların bir metrede 1891 yılında kurulan Avrupa’nın ilk konserve fabrikasının izlerine, dört metrede MÖ 6. yüzyıla ait çömleklere, daha derinlere inildikçe antik bir limana rastlaması yeryüzünün katmanlara ayrıldığını işaret ediyor. Bu katmanların her birinin sırlar, bilinmezlikler ve yeni hikâyeler taşıması baş döndürücü bir etki alanı oluşturuyor.
Burada daha önce kimler yaşadı? Alışkanlıkları, gelenek görenekleri, toplumsal ve kültürel yapıları nasıldı? Nereden geldiler ve nereye gidiyorlar? İşte tüm bu sorulara Göbeklitepe’yi odak noktasına alarak cevaplar arayan ‘Yeni Bir Hikâye - Göbeklitepe ve Çevresinden Fotoğraflar’ başlığını taşıyan sergi Pera Müzesi’nde izleyiciyle buluşuyor.
‘GÖBEKLİTEPE’DE MANEVİ BİR UNSUR BULDUM’
‘BİZİ UZAK ATALARIMIZA BAĞLAYAN KUTLAMA’
Sergide izleyici kendini görüntülerin gizemine bırakırken özne ve nesne, madde ve ruh, geçmiş ve bugün, yaşam ve ölüm karşıtlıklarının ortasında buluyor. Isabel Muñoz, kadim, masalsı, efsanevi zamanların tarihini totemlere dayanarak anlatıyor. Küratör Cheval, Muñoz’un ‘her seferinde yeniden başlayan bir tarih’ inşa etmesini şöyle açıklıyor: “Onun fotoğrafları masal anlatan insanın o upuzun soy zincirine aidiyetini belirler. Bu görüntüler karşısında, estetik bir olayın değil, her seferinde yenilenen tutkusuyla ‘öte dünyanın bekçileriyle’ yakınlığımıza tanıklık eden bir anlatının karşısında buluruz kendimizi. Isabel Muñoz’un fotoğrafları davetli olduğumuz bir şenlik, bizi uzak atalarımıza bağlayan bir kutlamadır.”
Muñoz’un kurguladığı karanlık kompozisyonlar geçmiş ile gelecek arasında adeta bir zaman tüneli işlevi görüyor. İzleyici o tünelden bambaşka bir evrene ulaşıyor. Muñoz’un fotoğrafladığı bir hayvan figürü, bir kalıntının üstündeki çizgiler ya da andropomorf bir kabartma bu dünyanın bizimle başlamadığını ve bizimle son bulmayacağını hatırlatıyor.
Dinler tarihini etkileyen ve yerleşik hayatın başlangıcı kabul edilen Göbeklitepe ve çevresini konu edinen ‘Yeni Bir Hikâye’, izleyiciyi bir anma törenine davet ediyor.
Isabel Muñoz’un ‘Yeni Bir Hikâye - Göbeklitepe ve Çevresinden Fotoğraflar’ başlıklı sergisi, 17 Eylül’e kadar Pera Müzesi’nde.