Güncelleme Tarihi:
Günümüzde geçen öyküde, 11 yaşında bir kız olan Ashanique Walters, yüz yıl öncesinde yaşamış bir askerin anılarını hatırladığını hisseder. Savaş sahneleri, sanki kendi yaşıyormuşçasına gözünün önüne gelmektedir. Elbette onun bir çocuk olmasına, bazı psikolojik sorunları olabileceğine yorulabilir bu durum, ama anlattığı hatıralardaki sahnelerin canlılığı şüphe uyandırıcıdır. Bilimsel olarak bir açıklaması olabilir mi bu vakanın? Yoksa doğaüstü bir yetenekten mi bahsetmek gerekir? İşte bu gizemlerle açılıyor roman.
Hafıza üzerine çalışmalar yapan psikolog Matilda Deacon, öyküye dahil olup Ashanique’le tanıştıktan sonra kendi uzmanlık alanına dair bildiklerini tekrar gözden geçirmek zorunda kalıyor, çünkü onun da ‘hafıza’ kavramıyla ilgili ayrı -çözmesi gereken- bir problemi var. Ashanique gibi, aslında var olmaması gereken bir hafızaya sahip olan bir kızla karşılaşınca Matilda da usul usul romanın başrolünü paylaşmaya başlıyor. Elbette bu tuhaf özellikli kızı fark eden, kendi gizli gündemleri uğruna peşine düşen birileri de var. Bunun yanında sadece kızın değil, onun annesinin de herkesten sakladığı birtakım sırlar mevcut ve Gece Doktorları olarak bilinen gizemli bir grup da bu sırları ele geçirmeye çalışıyor. Böylece bilimkurgu gibi başlayan öykü gerilime evriliyor ve cinayet dedektifi Kojo Omaboe’nin de bu vakaya el atmasıyla artık polisiye edebiyatın alanına girmiş oluyoruz.
Yazar, bir dönem üniversite bünyesinde klinik araştırmacı olarak çalışmış, ki bu bilimsel gözlem ve birikimini bu romana da aktardığını görmek mümkün. ABD’de sinema ve televizyon projelerinde senaryo yazarlığı yapan Thomas’ın dilindeki sürükleyiciliğin kaynağı da yine kendisinin mesleki tecrübesi olabilir. ‘Uyanış’, Thomas’ın ilk romanı ama tam da Türkçede ‘Uyanış’ın yayımlandığı bu günlerde, yazarın ikinci romanı ‘Dahlia Black’in Ağustos 2019’da yayımlanacağı duyuruldu. İkinci romanda yazarın polisiye ve gerilimden ziyade bilimkurguya daha çok ağırlık vereceğini, insan DNA’sıyla oynayan dünyadışı bir uygarlıkla ilgili gizemli bir anlatı kurguladığını şimdiden söyleyebiliriz.
Anlaşılan o ki Thomas, ‘Uyanış’ta bazı metinleri röportaj, kayıt, mesaj şeklinde verdiği gibi yeni romanında da günlükler, söyleşi deşifreleri, tutanaklar gibi unsurları kullanarak, Max Brooks’un ‘Zombi Savaşı’ tarzında kült bir romana imza atacak. O gün gelene kadar, ‘Uyanış’ın bize sorduğu sorulara kendi içimizde cevap aramaya; başka birinin anılarına sahip olmanın, nihayetinde başka biri olmanın, ‘öteki’nin yerine geçmenin nasıl bir hal olduğunu sorgulamaya; bir uykuda olup olmadığımızı, ne zaman uyanacağımızı kendimize sormaya devam edebiliriz.
Uyanış
Keith Thomas
Çeviren: Umut Uyurkulak
Çınar Yayınları, 2018