Geçmişin hayaletleri Arjantin'in yakasını bırakmıyor

Güncelleme Tarihi:

Geçmişin hayaletleri Arjantinin yakasını bırakmıyor
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 28, 2018 17:20

Arjantinli yazar Mariana Enriquez'in 12 ürkütücü öyküsünden oluşan "Yangında Kaybettiklerimiz" korkutmasının ötesinde, toplumun geçmişte yaptığı hatalarıyla yüzleşmesine vesile oluyor.

Haberin Devamı

Arjantin'in son askeri hükümeti iktidarda olduğu 1976-1983 yılları arasında siyasi muhaliflere karşı kanlı operasyonlar yürütüyordu. Resmi rakamlar, bu dönem 20 bin kişinin "kaybolduğunu" belirtirken, gerçek rakamın ise en az 30 bin olduğu tahmin ediliyor. Evlerinden gece yarısında alınmış, gizli gözaltı merkezlerinde işkenceden geçirilip öldürülmüş insanların cesetleri kutulara konup denize ve şehirlere atılıyordu. İşte cunta döneminde ortaya çıkan bu ve benzer 'kötülük' Mariana Enriquez kehanetleriyle kendine bir yol buluyor ve  günümüze kadar ulaşıyor. Cunta döneminin yıkımlarıyla ülkede oluşturduğu karanlığın izleri "Yangında Kaybettiklerimiz"de kara büyü, çocuk seri katil, ev içi şiddet, hayaletler, iblisler ve her türlü canavarla karşımıza çıkıyor.

Haberin Devamı

Enriquez'in ürkütücü, dehşet içeren, yaratıcı, şeytani masalları, çağdaş Arjantin'i şaşırtıcı derecede eşitsizlik, şiddet ve yolsuzluğun olduğu bir yer olarak gözler önüne seriyor. Cuntanın gelişinin hemen öncesinde hayata gözlerini açan yazar kitaptaki 12 hikayede, unutulmaz bir şekilde korkuya vücut veriyor. Yazara göre bu korkudan kurtuluşun tanrıdan geleceğini beklemek ise yapılacak en büyük yanlış. Arjantin topraklarının altında gizlenen geçmişin dehşeti ve şifa hissi birlikte var oluyor bu hikayelerde. Enriquez'in kitaptaki korku türündeki öyküleri Arjantin'deki çağdaş hayata da garip, gerçeküstü ve rahatsız edici bir mercekle bakıyor. "Kirli Savaş" dönemi olarak da bilinen 1976-1983 yılları arasında gerçekleşenlere doğrudan atıfta bulunulmamasına rağmen, yüzeyin hemen altında saklanan dehşet ve geçmişin hayaletleri o zamanlardan geliyor.

KADINLARIN KORKUSU
Kitaptaki hemen her karakter karşısındakiyle ne kadar empati kurmak isterse istesin bunu beceremiyor. Suçluluk ve merhamet duygusu yüzünden ise topluma yenik düşüyor. Öykülerdeki erkekler hep 'kötü'. Cunta'nın erkekleri gibi. Erkek arkadaşlar ve kocalar, eşleri tarafından sevilmiyor ya da arzu edilmiyor. Öykülerdeki korkuyu da çoğunlukla cinayet yükseltiyor. Cunta'nın zamanında yaptığı gibi. Olaylar fakirleşmiş, çöplüğe dönmüş, zenginlerin uğramadığı mahalleler, tarihi konaklara sahip banliyöler, tehlikeli semtlerde geçiyor. Öykülerdeki kadınlar, kendilerini incitmek için birbiriyle yarışıyor sanki. Halüsinasyonlarla yaşayıp depresyonlarından kurtulmak için ise hiç çaba harcamıyor. Kitaba adını veren hikaye "Yangında Kaybettiklerimiz" aile içi şiddeti protesto etmek için bir grup kadın canlı canlı kendini yakıyor. "Kara Suların Dibinde"de kirli bir nehirde insanların örtbas etmeye çalıştığı bir canavar yaşıyor. "Bir Gram Et Yok Üstümüzde"de bir kadın çöpte çenesi ve dişleri eksik üzerinde 'Tati, 1975' yazan çocuk kafatası buluyor.  Kafatasıyla kurduğu duygusal ilişkiyle birlikte ilk kaybettiği erkek arkadaşı oluyor. "Sene Sonu"nda bir hayalet Agustina'ya tırnaklarını dişiyle çektirmekten, yüzünü yaralamaya kadar acının sınırlarını zorlatacak eylemlerde bulunduruyor.

Haberin Devamı

Gazetecilik de yapan Enriquez'in 'Yangında Kaybettiklerimiz'i Domingo yayınları Seda Ersavcı çevirisiyle yayımlandı. Daha önce yayımlanmış iki romanı ve bir kısa öykü derlemesinin yanı sıra gezi yazıları derlemesi ve bir de novellası bulunan Enriquez 'Kirli Savaş'ın hayaletlerinin Arjantin'in yakasını bırakmadığını göstermeye çalışıyor aslında. Her hikaye, uçurumun kıyısında biterken gerçek ve kurgu birbirine karışıyor.  Latin Amerika'nın büyük yazarlarıyla anılmayı hak eden bu Arjantinli yazar tüylerinizi diken diken edecek.

Geçmişin hayaletleri Arjantinin yakasını bırakmıyor

Yangında Kaybettiklerimiz
Mariana Enriquez
Çeviren: Seda Ersavcı
Domingo Yayınları, 2017
208 sayfa, 20 TL.

BAKMADAN GEÇME!