Güncelleme Tarihi:
Yedi yıl sonra, yeniden..
Öyle yüzbinlere ulaşmadı, öyle bir ayda otuz baskı falan da değil... Öyküler de değil üstelik bunlar, hikâyeler zaten. Anlatı ya da üretilmiş metinler de değiller, yazılar bunlar sadece... Alnımıza, içimize, dışımıza yazılmış olanlar. Anlatmasaydım delireceğim değil, anlatmazsam ölürdüm diyeceklerim. Zaten delinin biri olduğumdan....
İncecik bir kitaptı, yazmayı en sevdiklerimden...
İçinde Üvey’ler vardı, bir üveycecik kızın peynir sevgisi, kırılmış tırnakları, gazete büroları sonra. Evden kaçışları...
Hayatın dışına atılıp bir çiçekçide iş bulan kasabalı çocuklar vardı sonra. On iki eylülden yatıp, şu koca dünyanın en güzel, en masum zamanı yani 1987’de çıkarak günlük bir gazetede bulmaca hazırlamaya başlamış, sonra da Yunan’a kaçmak zorunda bırakılan devrimci Turgut; “Şimdi dışarıdadır, Türkiye’de...” Ki şarkısı şudur:
https://www.youtube.com/watch?v=4GoHWl8fcDw
Neler vardı başka? Yıkılan evliliğini, internetten tanıştığı öğrenci kızın evinde toparlamaya çalışan, evin mutfağında rastladığı anne salçasından sonra...
‘Rakı Mavisi’ vardı sonra, askeri gazinolar...
Sonra? Sonra ‘Dul Oteli’ sonra... Daha ilk romanın imza gününe giderken, kalacak hiçbir yeri kalmamış, henüz bir günlük dul ve fakat gencecik bir yazarın ki gözleri halen şaşkın bakar dünyaya; gözleri, kızının güzelim zeytin gözlerine geçmiştir artık, geceyi Ortaköy’de boktan bir fuhuş otelinde sonlandırması...
Başka mı ne var? Başka... Kırık aşklar var, aşksız hikâye kitabımı olur allasen, adı bile yoksul demek olan Veysi’nin, Fındıklı Parkı, “Bazı insanların safi yürek” olduğunu anlatan. Bir dil var... Benim o zamanlar kendime bulduğum, dilimin içinde bir dil.
Sonra Kürt dağlarında savaşmış, hiç tanımadığı yoksulları vurmuş yoksul bir askerin, yeniden İstanbulu var: Sonuna Kadar Saklanacak...
Ve tabii semah döner gibi yazılmış ve bence benim ‘Binbir Gece Masalları’mın ilki olan ‘Gece Güzelliği’ var. Bir pavyon, bir yatır, bir katil, Ayaz ve Selvi ve ötekiler var...
Otuzlarımın başında yazdıklarım, kırkın yanında yeniden.
Benden çıkıp gidiyor yeniden, içimden bir şey koparak. Şimdi size. Yeniden.