Güncelleme Tarihi:
İki kültür bakanı, Fikri Sağlar ile İstemihan Talay’ın çabalarıyla başlayan Türkiye’nin Frankfurt Kitap Fuarı Onur Konuğu girişimleri 2008 yılında Ertuğrul Günay zamanında gerçekleşti.
Türk edebiyatının önemli adları, sanatçılar fuara katıldı. Tümü de hükümetin davetlisi olarak Almanya’ya geldi. Yazarlar değişik günlerde fuarda bulundu. Fuara illüstratörler de katıldı. Türk yazarlar için hazırlanan bir sergi de açıldı.
Kültür Bakanı listede yer alan yazarlara, ziyaretinde yeni adlar ekledi. Bazı Türk yazarların yabancı dile çevrilmiş kitapları sergilendi.
O zaman yayımlanan kitaplara bugün baktığımda ilaveler yapılması kanaatine vardım. Uzun yıllar gittiğim Frankfurt Kitap Fuarı’nın tarihini biliyorum. Onur konuğu yalnız kitap fuarında varlığını göstermez, fuar alanı dışındaki kitapçılarda da kitapları satışa sunulmuştu.
Hazırlanan kitaplar Türk edebiyatını, sanatını ne kadar tanıttı, bunun bir istatistiği yapılmadı.
Ondan sonra Türkçe kitapların dışarıda yayımlanması için TEDA’nın büyük etkisi oldu, o listeye bakıldığında bunun ne kadar etkili, verimli sonuçları olduğunu görüyoruz.
Türk edebiyatı nerelerde varlığını gösterdi, bunun dökümü çıkarılırsa sonuç üzerine yorumlar yapılabilir. Bir Türk yazarının Nobel Ödülü alması, Türk edebiyatının dışarıda ilgi görmesinde ne kadar etkili oldu? Umduğum kadar değil...
Oysa Marquez’in ‘Yüz Yıllık Yalnızlık’ kitabı yayımlanınca, Latin Amerika edebiyatının başka dillere çevrilmesi yaygınlaşmıştı.
Fuarın eski bir izleyicisi olarak fuar üzerine düşüncelerim iki dilde, Türkçe-Almanca olarak yayımlandı, önsözü de fuarın direktörü Jurgen Boos yazdı. Ayrıca Müge Sökmen’in danışmanlığıyla ‘Türk Edebiyatının 100 Eseri’ adlı bir kitap hazırladım. Ne yazık ki henüz o kitabı bulamadım, onun üzerine de yazacağım.
Ayrıca denemeciler, eleştirmenlerle ilgili de bir kitap yayımlandı. Her iki kitapta da biyografiler, eserleri üzerine notlar ve bir bibliyografya yer alıyordu.
Fuarlarda Türk yazarlarının onur konuğu oluşuna bir tek örnek anımsıyorum. 2008’den bugüne çok geçmedi ama onur konuğu meselesi söz konusu olunca yeniden gündeme getirmeyi düşündüm. m