Güncelleme Tarihi:
- “Fethullah Gülen, Nurcu Yeni Asya cemaatinin içinde adeta bir uç beyi gibiydi. Bağımsızlığını ilan etmek için uygun zaman kolluyordu.”
- “Hedeflerine ulaşabilmek için Erbakan’ın MSP’sinin atak gençlerine ihtiyacı vardı.”
- “Gülen, 12 Mart müdahalesi döneminde üç yıla mahkûm oldu. 1974 Af Kanunu’yla kurtuldu...”
- “1973 seçimlerinde Gülen ve çevresi MSP’ye oy verdi. Yakınlaşma bütünleşmeye dönüştü.”
- “Zenginler akla gelmeyecek metotlarla Cemaat’e kazandırıldı.”
- “Hükümette neden bir Nurcu arkadaş görev almıyor diye sorulduğunda, Demirel ‘Ben varım ya yeter’ demişti.”
- “Gülen, 12 Eylül Anayasası’na evet oyu verdi. Sonra da ‘12 Eylül, Müslümanları Erbakan’dan kurtardı’ dedi.”
- “Cemaatin savcıları, Şemdinli Soruşturması’na dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ı kattı...”
- “Gülenciler derin devleti devraldı...”
- “Mali Şube’ye gelen Başsavcıvekili Zekeriya Öz, polislere zorla örgüt şeması yazdırdı, örgütün tepe ismi olarak gösterilen Tayyip Erdoğan’dı. Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala’nın müdahalesiyle Öz, Mali Şube’den dışarı atıldı.”
Okuduğunuz çarpıcı satırlar Oral Çalışlar’ın yazdığı ‘Fetullahçılığın Tarihi’nden.
NESNEL VE TİTİZ BİR ÇALIŞMA
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Fetullahçılar hakkında çok kitap yayımlandı. Bunların çoğu, Gülen’in AK Parti ile anlaşmazlığı ve başarısız darbe girişiminin güncel konularıyla sınırlı.
‘Fetullahçılığın Tarihi’ ise örgütün ortaya çıkış izlerini yakın siyasal tarih içinde, ayrıntılı olarak ele alıyor ve bir boşluğu dolduruyor.
‘Fetullahçılığın Tarihi’, dindarların dünyası, siyaset, iktidar, değişim süreçleri ve aktörleri hakkında kaynak kitap olma özelliğinde. Taşları yerine oturtan bir kitap değerlendirmesi abartılı sayılmaz.
Oral Çalışlar, inanç alanına ve bu alanın aktörlerine dair incelemeleri kapsayan hayli sayıda yayımlanmış kitabı, yazısı ve röportajıyla tanınıyor.
Çalışlar, kendi tercihlerini anlatımına bulaştırmıyor. Olaylar, olgular ve kişiler karşısında nesnel olmaya, bu vakanın tarihsel temelinin ve sürecinin okurlarca rahatlıkla anlaşılmasına gayret ediyor.
Fetullahçılık, Nurculuğun çevresinde geliştiğinden, Said Nursi ve onun ölümü sonrası geleneği devam ettirenler arasındaki ilişkiler, etraflıca ele alınmış. Fetullah Gülen’in bu gelenekle ne zaman ve kimler tarafından tanıştırıldığı ayrıntılarıyla verilmiş.
28 ŞUBAT
Gülen’in örgütünü kurması, siyasal çevreler ve partilerle geliştirdiği ilişkiler, darbecilerle temasları bir film şeridi gibi okurla paylaşılıyor.
28 Şubat 1997’den günümüze kadar yaşananlar, kitabın ikinci bölümünü oluşturuyor. Bu bölümlerde, kısmen medyaya yansıyan, kısmen dava dosyalarında bulunan önemli olaylara dair detaylı ve sistematize edilmiş bir anlatım var.
‘Fetullahçılığın Tarihi’, 15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi ile noktalanıyor.
Kitabın sonundaki belgeler arasında ise Oral Çalışlar’ın Fetullah Gülen’le 22 yıl önce yaptığı geniş ve ilginç bir röportaj, yine Çalışlar’ın 22 yıl önce Cumhuriyet gazetesinde yayımladığı ‘Poliste ve Orduda Örgütlenme’ başlıklı Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı Raporu yer alıyor.
Sonuç olarak, din, devlet, siyaset ve cemaat ilişkisini demokratik özgürlükçü laik bir çerçeveye oturtmayı başaramamış bir toplum ve ülke olmanın acısını çekiyoruz.
‘Fetullahçılığın Tarihi’ bir anlamda bize bu ortak hikâyemizi anlatıyor.