Fenella Humphreys: Türkiye’ye aşık oldum

Bu, Türkiye’nin başkenti Ankara’daki ilk konseriniz olacak. Nasıl hissediyorsunuz? Türkiye hakkında izlenimleriniz neler?
Ankara’daki harika yeni salonda CSO ADA Ankara’da sahne alacağım için gerçekten heyecanlıyım. İstanbul’da konserler verdim ve Türkiye’ye aşık oldum. Geri dönüp biraz daha Türkiye’yi gezmeyi planlıyordum. Ama sonra Covid-19 oldu bir süre bu gezilere ara verdik. Sonunda Türkiye’yi daha fazla keşfetme şansını yakalamayı dört gözle bekliyorum.

CSO ADA Ankara konseriniz ve repertuarınız hakkında bize biraz daha bilgi verir misiniz?
Programımız gerçekten çok renkli, seyirciyi harika bir yolculuğa çıkarıyor. Sibelius’un müziğini her zaman sevmişimdir, ancak keman ve piyano için yaptığı müziğin çoğu neredeyse hiç çalınmaz. Onun Op. 81’inden 5 parça seslendireceğiz. İnanılmaz derecede hayat dolu ve karakterli parçalar... Ayrıca Beethoven’ın var olan en esprili, en iyi mizahi müziklerden bazılarına sahip olan 8. Sonatını da çalacağız. Programda Bach, Brahms, Clara Schumann ve Florence Price ve Ravel’in muhteşem müzikleri de yer alıyor.

Sahneyi Nicola Eimer ile paylaşacaksınız. Müzikal işbirliğiniz hakkında neler söylemek istersiniz?
Nicky ile ilk kez bir müzik festivalinde pasta bulmaya çalışırken kilere baskın yaptığımızda tanıştım. Bu en iyi iş birliği! Birlikte çok eğleniyoruz ama aynı zamanda müzikal olarak birbirimizi çok derinden anlıyoruz. Sahnede birlikte olmak her zaman eve gelmek gibi geliyor.

Enstrümanınız sizin için ne ifade ediyor? Enstrümanınızla aranızdaki bağı nasıl açıklarsınız?
Keman gerçekten benim bir parçam gibi hissettiriyor. Sahnede müzik yaparken, izleyicilerle iletişim kurarken ve paylaşırken kemanda tamamen kendimi hissediyorum. Sanki ekstra bir uzvum gibi keman benim için.

Kariyerinizde kalbinizde özel bir yer tutan bir dönüm noktası var mı?
Bu tam olarak bir dönüm noktası sayılmaz, ancak hayatının son birkaç yılında Amadeus Quartet’in çellisti Martin Lovett ile düzenli olarak eğlence için oda müziği çalmıştım. Böyle bir müzik efsanesiyle müzik yapmak, oturup onun hikayelerini dinlemek unutulmazdı.

2018 BBC Müzik Dergisi’nin Instrumental Award ödülüne layık görüldünüz. Eleştirmenler ve izleyicilerden de övgü dolu yorumlar alıyorsunuz. Bu size nasıl hissettiriyor?
Bu ödülü almak gerçekten inanılmaz hissettirdi. Müzik endüstrisinden de bu bir tür onay almak harika bir duygu.

Bize biraz çocukluğunuzdan bahseder misiniz? Çocukken müziğe ilginiz var mıydı? Klasik müziği nasıl keşfettiniz?
Babam evde çok fazla klasik müzik dinlerdi. Bu yüzden her zaman bir tür işitsel duvar kağıdı gibi etrafım klasik müzikle çevriliydi. Abim, ben 5 yaşlarındayken keman çalmaya başladı. Onun yaptığı veya yapacağı her şeyi ben de istiyordum. Örneğin o okula başladığında ben de gitmek istediğim için büyük öfke nöbetleri geçirdim. 6-7 yaşlarındayken ailem sonunda bana bir keman aldı, böylece ben de keman çalmayı öğrenebildim.

İlk sahne performansınızı hatırlıyor musunuz? Bize biraz ondan bahseder misiniz?
Aslında kemandaki ilk performansımı hatırlamıyorum. Çünkü önce piyano öğrenmeye başladım ve o konserleri gerçekten hatırlıyorum çünkü piyano çalarken inanılmaz derecede gergindim. Keman performansları ile ilgili de sadece mutlu olmanın ve eğlenmenin coşkusunu hatırlıyorum.

Günümüz sanatından etkilendikleriniz, takip ettiğiniz isimler var mı?
Çok fazla müzik dinliyorum ve birçok farklı tür ve tarzdan gerçekten ilham alıyorum, yeni renkler bulmaya çalışıyorum. Ben de sanatı seviyorum ve fırsat buldukça sergilere gitmeye çalışıyorum. Müzisyen olarak enstrüman çalışınızı, anlattığınız hikayeleri, enstrümanınız aracılığıyla bulduğunuz renkleri pek çok şeyin etkileyebileceğini düşünüyorum.

Türkiye’den tanıdığınız sanatçılar var mı? Özellikle müzikte favorileriniz kimler?
Ben Almanya’da okurken kapı komşumun ailesi Türkiye’den geldi ve orada olduğum ilk hafta beni ağabeyinin düğününe davet etti. O gün dinlediğim tüm geleneksel müziği ve birlikte okuduğumuz süre boyunca bana tanıttığı daha geniş yelpazedeki müzikleri sevdim. Son zamanlarda Fazıl Say’ın eserlerini çalmaktan büyük keyif alıyorum ve Saygun’un bir gün çalmayı çok istediğim keman konçertosunu kesinlikle çok seviyorum!

Geleceğe yönelik hayalleriniz nelerdir?
Deniz kenarında yaşamayı, kedimle daha çok vakit geçirmeyi ve mükemmel makaron yapmayı öğrenmeyi hayal ediyorum!