‘Felsefe insana kendiliğinden gelir’

Güncelleme Tarihi:

‘Felsefe insana kendiliğinden gelir’
Oluşturulma Tarihi: Mart 10, 2023 08:28

‘J. P. Sartre ile Söyleşiler’, Simone de Beauvoir’nın bilgiye bağlı sevgisini, Sartre’ın ömre yayılan derinliğini görmek, dostluklarını (Camus, Picasso vb.), kadınlara bakışını, tutkuları yanında düşünme açıklığını bilmek için okumaya değer bir kitap.

Haberin Devamı

1974 yazında Simone de Beauvoir, Roma - Paris arasında J. P. Sartre ile uzun bir söyleşi yapar. Sartre pek istekli değildir. Çoğu yerde kestirme cevaplar verir. Sorular ve cevaplar ilerledikçe “Felsefe insana kendiliğinden geliyor, en azından bende öyle oluyor” diyerek her tür plana karşı olduğunu dışa vurmak ister sanki. Heyecanı düşük fakat yoklayışları oldukça zengin içerik buluruz söyleşilerde. S. de Beauvoir, farkında olarak ve bile isteye biraz da kışkırtıcı davranır.
Sadece eşi, yoldaşı, yazar arkadaşı değil, aynı zamanda eleştirmenidir Sartre’ın Beauvoir. Kendisini geride tutarak sabırla ilerlemeye çalışırken; ‘onunla ilgili hiç beklenmedik ifşaatlar bulamayacaksınız ancak yine de düşüncelerinin kıvrımları içinde dolanmanıza ve yaşayan sesini duymanıza yardımcı olacak’ konuşmalar diye uyarır okurları. Siyaset üzerine yeterince konuştuğunu düşündüğü filozofa “Ben sizinle, eserlerinizin daha çok edebi ve felsefi yönleri üzerine konuşacağım” diyerek çerçeveler maksadını. O günlerde hiçbir şey ilgisini çekmemektedir Sartre’ın. Adeta piposunun derin kuyusunda, koyu dumanları içinde uyuşup kalmak ister gibidir. Fakat S. de Beauvoir asla pes etmez. ‘Yazmak için neden yazdığınız şeyleri seçtiği’nden başlayarak ısrarla Sartre’ı dürter. Yine de oldukça sakin geçer konuşmalar. Fakat mırıltılar arasında pek çok Sartre hakikati parlamaya başlar. Paris’e geliş, anne ve babayla yaşanan ilişkiler, ilk etkilenilen yazarlar, ilk felsefi düşünüşler yeniden gözden geçirilir. Bir yönüyle söyleşiler Sartre ve eserlerinin bir yeniden gözden geçirilişidir.

Haberin Devamı

Ayrıntıların esenliği içinde ilerlerken dikkat çekici olan, Beauvoir’nın Sartre ve eserine olan vukufiyetidir. Adeta onun adına özellikle ve eleştirel akılla düşünmüştür hep. Bir savcı gibi değil, bir terapist gibi değil fakat bilgisinden ve maksadından emin bir belgeselci gibidir. Sartre’ın hem Fransız edebiyatını erkenden, içten okuduğunu hem de bu okuyuşla kendisini değiştirdiğini görüyoruz. Mesela “Yatakhane bir dünyadır” cümlesinden koyularak Flaubert’e çıkışı bunun göstergelerinden sadece biridir. Kişisellikle Proust ilişkisi de böyle. İlginç olan, Sartre’ın hayatının her aşamasını felsefe ve edebiyata dönüştürmesidir. Nitekim üvey babasıyla ilgili bir soruya cevap verirken birden, “O kadar ki sonrasında hep onun gibilere karşı yazdım. Yaşamım boyunca hep yazma edimi ona karşı oldu” deyiverir. Üvey babasını sembolik olarak bir dereceye yerleştiren Sartre, yazma ve düşünme edimiyle o seviyeyi aştığına inanır.

Haberin Devamı

Roman yazarlığından tiyatroya, felsefi eserlerden hatıralara değin Sartre, edebiyat ve düşünce olarak ne koymuşsa onların perdelerini ayırmak ister S. de Beauvoir. Ayrıca yer yer geri dönmekte, başta sorduğunu biraz geliştirerek tekrar sormaktadır. ‘Sözcükler’i yazarak ‘angaje ve siyasi edebiyat’tan koptuğunu söyleyen Sartre’ı, “Size göre, bir eseri bir diğerinden daha edebi yapan nedir?” sorusuyla sıkıştırır. “Üslup” diyecektir Sartre, edebiyatın en kritik kavramlarından birini kullanarak. Üslup. Belki de söyleşiler, bir konuşma ve konuşturma üslubu geliştirmesiyle de ayrıca değerlidir.
S. de Beauvoir’nın bilgiye bağlı sevgisini, Sartre’ın ömre yayılan derinliğini görmek, dostluklarını (Camus, Picasso vb.), kadınlara bakışını, tutkuları yanında düşünme açıklığını bilmek için okumaya değer bir kitap. Ayrıca “Sartre Fransa’dır” cümlesi, “Sarte, Simon de Beauvoir’dır” diye pekâlâ kurulabilir.

Haberin Devamı

‘Felsefe insana kendiliğinden gelir’
J. P. SARTRE İLE SÖYLEŞİLER -
AĞUSTOS-EYLÜL 1974
Simone de Beauvoir
Çeviren: Hasan Can Utku
Everest Yayınları, 2023
472 sayfa.

BAKMADAN GEÇME!