Güncelleme Tarihi:
Pandemi sürecinde büyük bir projeye imza atarak, İlhan Usmanbaş, Muammer Sun, Ulvi Cemal Erkin, Adnan Saygun, İlhan Baran ve Turgay Erdener eserlerinin kayıtlarını gerçekleştirdiniz. İlhan Usmanbaş’tan sonra bu hafta Muammer Sun kaydı yayımlanıyor. ‘Türk Bestecileri’ projesinin çıkış noktası neydi, nasıl bir düşünce ile başladınız?
Aslında hayatım boyunca düşündüğüm, yapmayı istediğim ‘Türk Bestecileri’ projesini, pandeminin yarattığı zaman vesilesiyle gerçekleştirmiş oldum. Bu kış, günde kimi zaman 10 saat, kimi zaman 14 saate varan, üç aylık çok yoğun bir çalışmayla beş buçuk CD ‘yi hazırlayabildim. 20. yüzyıl Türk müziğinin önemli eserlerini kayıt altına aldım. Amacım önemli eserlerimizi, bestecilerimizi tüm dünyaya tanıtmak, aynı zamanda bu eserleri Türk halkıyla da daha yakinen buluşturmaktı. Her ne kadar zamanında bazı tanıtım eksikleri olması nedeniyle, bu eserler yeteri kadar gün yüzüne çıkamamış olsa da bizim çok değerli bestecilerimiz var. Ve bir ulusun önemli bestecilerinin olması, müzikteki en önemli konudur diye düşünüyorum. Bakın; bugün Varşova’daki havaalanının adı Chopin Havaalanı’dır. Salzburg’daki havaalanının adı ise W. A. Mozart Havaalanı’dır. Yani festivaller, caddeler, meydanlar bestecilerini anar. Ülkenin büyük bestecilerinin olması ve onlarla anılması çok önemli bir unsurdur. Tabii bestecileri anmak için öncelikle onları bilmek gerekiyor. Burada devlet sistemlerinin bozukluğu, belki 100 yıla yakın bir süre; bestecileri ne dünyayla ne de Türk halkıyla buluşturabildi. Benim bir numaralı amacım; bu köprüyü kendi başıma kurmak... Kendi başıma yola çıktım ve 106 eser kaydettim toplamda. İyi bir sonuca varacağımı düşüyorum.
106 ESER KAYDEDEREK ÖNEMLİ BİR BOŞLUĞU DOLDURDUK
Bestecileri ve o bestecilerin hangi eserlerini seslendireceğinizi seçerken tercihlerinizi belirleyen ne oldu?
Besteciler derken, dört kuşak bestecimiz var. ‘Türk Beşleri’ denilen ilk kuşak; İlhan Usmanbaş, İlhan Baran, Muammer Sun gibi bestecileri içeren ikinci kuşak; 1960 sonrası doğumlu besteciler üçüncü kuşak ve 1980 sonrası doğumlu genç besteciler de dördüncü kuşak... Bu dönemde de çok yetenekli gençlerimiz var diye düşünüyorum. Şimdi hepsinden örnekler vermek lazım. Ben bu beş buçuk CD’de, birinci ve ikinci kuşak bestecileri ele aldım. Tabii ki eksikler var. Bu bestecilerin bütün eserlerini değilse de başlıca eserlerini kaydettim. Bir de kayıtlarda sadece piyano müziği olmaması için aralara bestecilerin şarkılarını koydum. Yani her CD’de birkaç şarkı da var. Sözleri de müzikleri gibi, Türk halkının yakınlık hissedeceği eserler bunlar. Mesela Muammer Sun; Aziz Nesin’in, Ömer Hayyam’ın şiirlerini bestelemiş. Ulvi Cemal Erkin, halk türküleri derlemiş. Ahmed Adnan Saygun’un da aynı şekilde, ‘Bozlak’ gibi ilginç halk türküsü derlemeleri var. ‘Yunus Emre Oratoryosu’ndan da bir bölüm kullandık. Atilla Gündoğdu ve Senem Demircioğlu bu eserleri performe ettiler. İlhan Usmanbaş, Muammer Sun, Ulvi Cemal Erkin, Ahmed Adnan Saygun’un dışında Turgay Erdener’in de üç parçasını kaydettim. Dediğim gibi toplamda 106 eser kaydederek önemli bir boşluğu doldurduğumuzu düşünüyorum. Projeye önümüzdeki yıllarda kendi kuşağımın bestecileri ve bizden sonraki genç kuşak bestecileri ile devam edeceğim.
İlhan Usmanbaş kaydı için hazırladığınız videoda balerin İlke Kodal da dansı ile eşlik ediyor, vokal olanlarda da Atilla Gündoğdu. Muammer Sun’da ise Senem Demircioğlu var vokalde. Kayıtlara farklı performansların eşlik ettiği videolarla destekleniyor. Bu da projeyi başka bir yere taşıyor...
Bütün bu eserleri sadece dijital mecralarda müzik olarak yayımlamadık. Aynı zamanda eserleri YouTube’da özel videolar ile de yayımladık. Kayıtlar esnasında çok özel ve en çağdaş sistemle video çekimleri yaptık. İlke Kodal da balesiyle bazı eserlerde yer aldı. Sadece piyanonun olduğu bir video görseline, balenin, koreografinin ifade katkısının büyük olabileceğini düşündüm. Ve özellikle İlhan Usmanbaş’ın, İlhan Baran’ın bazı eserleri gibi çok çağdaş eserlerde, koreografinin katılımıyla, ifade gücü ve görsel zenginlik çok arttı. Türkiye’nin başlıca balerinlerinden İlke Kodal projenin başında bu teklifimizi severek kabul etti ve gerçekten müthiş bir performans sergiledi. Eserlerin sesi olan mezzosoprano Senem Demircioğlu ile dünyanın çeşitli yerlerinde konserlerde beraber sahne aldık; benim çok beğendiğim ve desteklediğim genç bir opera sanatçısıdır. Keza bariton Atilla Gündoğdu da ‘Türk Bestecileri’ne ve şiire son derece meraklı biri... Usmanbaş’ın Ece Ayhan’ın ‘Bakışsız Bir Kedi Kara’ şiiri üzerine bestelediği eserini çok iyi anladı ve yorumladı. Bunun dışında daha başka eserlerde ve türkü uyarlamalarında da Atilla ile çalıştım. Çünkü ben bestecilerimizin bu türkülerin tam bir operacı gibi söylenmesinden ziyade, bu türkülerin türkü üslubuna yakın bir şekilde söylenmesini ve buna piyanonun eşlik etmesi amacını güttüklerini düşünüyorum.
PANDEMİNİN İLK ALTI AYINDA 15 ESER BESTELEDİM
Pandemi hepimizin hayatını etkiledi ama Fazıl Say’ın hayatında büyük sanatçıların periyotları gibi bir şeye yol açtı sanırım. Dünyanın dört bir yanında yılda 120’den fazla konser verirken bir anda eve kapanınca ne hissettiniz önce?
Aynen öyle... Evimize kapandığımız ve konserlerin bir anda yok olduğu bir yıl oldu. Benim için, yılda 120 konsere varan ve yaklaşık 25-30 yıldır aralıksız devam eden turne hayatı bambaşka bir şeye dönüştü. Pandeminin ilk günlerinde iki ay Urla’da kaldık. Yaklaşık bir yıldır da İstanbul’da evimizdeyiz. İlk altı ayda 15 eser besteledim. 2021 ve 2023 yılları arasında yurtdışında seslendirilmek üzere sipariş edilen orkestra eserleri, konçertolar, sonatlar vardı, onların hepsini bitirdim. Bu sipariş eserlerin yanı sıra benim de yapmak istediğim besteler vardı. Dördüncü şarkı albümüm olan ‘Şu Dünyanın Sırrı’nı yaptım. Bu albümde Türk edebiyatında önemli yeri olan; Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Kaygusuz Abdal, Metin Altıok, Sabahattin Ali, Aziz Nesin şiirlerini besteledim. Kış aylarında da ‘Türk Bestecileri’ projesine başladım. Bu hakikaten çok hummalı bir çalışmaydı. Kaydettiğim tüm eserler haziran ayı başına kadar tüm dijital mecralarda yayımlanmış olacak. Hem kendim için hem de ülkem için güzel bir katkı olduğunu düşünüyorum. Sonuç olarak, pandemi, üreticilik ve yaratıcılık anlamında benim için çok verimli geçti diyebilirim.
ANADOLU’NUN RENKLERİ VE DOKUSU
Türkiye’nin, Anadolu’nun tüm renklerini ve dokusunu temsil eden, ‘Türk Beşleri’nin ardından gelen ilk nesilden olan bir besteci olan Muammer Sun; gerek orkestra eserleriyle gerekse piyano eserleriyle, Anadolu dokusunu klasik Batı müziğine yansıttı. Say’ın Muabber Sun kayıtları, bugünden itibaren tüm dijital platformlarda dinlenebilir. Kayıtta; Muammer Sun’un ses ve piyano için, Aziz Nesin’in ‘Sol El Konçertosu’ şiirinin üzerine bestelediği ‘Sevdikçe Yaşıyorum’ eseri, Ömer Hayyam sözlerinin üzerine bestelediği ‘Çek Şarabı’ ve ‘Seni Sevdim Diye’ eserleri, aynı zamanda ‘Yurt Renkleri’nden ‘Uzun Hava’, ‘Kırık Hava’, ‘Dinlenti’, ‘Köçekçemsi’, ‘Ağıt’, ‘Yakarı’, ‘Horonumsu’, ‘Gezinti’, ‘Oyun’, ‘Zeybek’, ‘Hicaz’, ‘Rast’, ‘Romantik Vals’, ‘Karcığar’, ‘Hüseynî’ (Oynak Hava), ‘Garip’, ‘Arpazlı Zeybeği’ ve ‘Hüzün’ parçaları yer alıyor. Fazıl Say’a bu eserlerde, güçlü sesiyle mezzosoprano Senem Demircioğlu eşlik ediyor.