Güncelleme Tarihi:
TEDx konuşmasıyla dünyaya sesini duyuran ve ‘Hepimiz Feminist Olmalıyız’ diye haykıran Chimamanda Ngozi Adichie, ‘Amerikana’ ve ‘Boynunun Etrafındaki Şey’den sonra çok sayıda ülkede yayımlanan ‘Feminist Manifesto’suyla yeniden Türkiyeli okurlarla buluştu. Kendisini ‘ABD’de yaşayan bir Nijeryalı’ olarak tanımlayan Adichie, hamile olduğunu söyleyen bir arkadaşının “Sence kızımı nasıl feminist olarak yetiştirebilirim?” sorusunun ardından kaleme sarılmış ve arkadaşına bir mektup yazmış.
Bu soruyu önemsediğini ifade eden Adichie, sorumluluğunı yerine getirip mektubu arkadaşına teslim ettikten sonra yazdıklarını daha geniş kitlelerle paylaşmaya karar vermiş ve kitaba çevirmiş. Adichie’nin roman ve öykülerinden tanıdığımız o tatlı dili bu mektuba da yansımış. Tam 15 madde sıralıyor Adichie. Ve tüm bu maddeler “Yeni doğacak bir kız çocuğu kendini erkeklerle ‘eşit’ şekilde görerek nasıl büyüyebilir?” sorusunu yanıtlıyor. Adichie, bu mektupla tüm kadınlara sadece kadın olduğu için kendisinden beklenen rolleri ve uygulanacak sınırlandırmaları reddetmenin yollarını anlatıyor. 15 önerinin her biri birbirinden zihin açıcı. Örneğin ilk madde ‘Tam bir birey ol’ başlığında savaş sırasında Vietnam’dan haber geçen ilk kadın gazeteci olan Marlene Sanders’in annelikle ilgili sözüne vurgu yapıyor: “Çalıştığın için özür dileme. Yaptığın işi seviyorsun ve yaptığın işi sevmek çocuğuna verebileceğin en güzel hediyelerden biridir”. Adichie, toplumda hiçbir erkek, çocuğu küçükken çalıştığı için suçluluk duymazken annelere yüklenen bu suçluluk duygusunu reddetmenin öneminden bahsediyor.
Dikkat çeken bir diğer madde ise ‘Ona sempatik ve sevimli olmayı reddetmeyi öğret’ başlıklı sekizinci madde. “Onun görevi başkalarına sevimli görünmek değil kendisi olmak. Dürüst ve başkalarının eşit olduğunu bilen bir birey olmak” diyen Adichie’ye göre kadınlara sempatik ve sevimli olmak dayatılıyor ancak erkeklere böyle bir dayatma olmuyor. Adichie bu maddede ailelerden kızlarına cesur olmayı öğretmelerini söylüyor: “Ona düşündüklerini söylemeyi öğret, gerçekten aklından geçenleri dile getirmeyi, açık konuşmayı öğrensin. (...) Onu rahatsız eden bir şey olursa konuşmasını, bunu dile getirmesini, bağırmasını söyle.”
Bu maddenin özellikle çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çocukluklarından itibaren kadınlara yüklenen ‘huzur bozulmasın diye susmak’, ‘alttan almak’, ‘bir kadın olarak zerafetini kaybetmemek’ öğretileri, toplumun bir şekilde ‘haksızlıklara itiraz etme, sineye çek’ deme şekli... Haksızlıklara itiraz eden, ‘huzurun bozulmasını göze alan’ kadınlar, hırçınlıkla ve cazgır olmakla suçlanıyor. Haksızlıklarla mücadele sadece erkeklerin belirlediği sınırlar içerisinde, erkeklere ait bir özellik gibi algılanıyor. Bu alttan alma kültürü ise kadına şiddeti körüklüyor. Adichie tam bu noktada, “Kızına haksızlıklara karşı öfkeli bir tavır sergilediği için kendini suçlu hissetmemesini öğret” diyor.
Adichie’nin yazdığı bu metin yazarın Nijerya kültüründeki kadın erkek eşitsizliklerine dair bazı detayları da içeriyor. Ama eminim dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın tüm kadınlar bu maddeleri okuyunca içlerinden “Evet kızımı böyle yetiştirmeliyim” diyecek.
FEMİNİST MANİFESTO
Chimamanda Ngozi Adichie
Çeviren: Begüm Kovulmaz
Doğan Kitap, 2019
128 sayfa, 18.52TL.