Güncelleme Tarihi:
Hayaletlerin geçiş yaptığı ‘Sarkaçlı Saat’, ruh çağırma seansları esnasında hayaletin görüntüsünü yansıtan ‘Ruhtelevizyonu’, hayaletlerin ölüm özgeçmişlerini barındıran ‘Sandık’, yine hayaletlerin mesai saatlerini kaydeden ‘İyi Saatte Olsunlar Saati’ ve daha onlarca tuhaf alet edevat eşya... Hepsi New York’ta eski bir gökdelenin tepesindeki tozlu bir dairede. Burası Will Moogley Hayalet Ajansı. Bu kadarıyla bile merak uyandırıyor, karşılaşacağımız gizemler için sabırsızlandırıyor.
Pierdomenico Baccalario’nun dört kitaplık serisinin ilkinde Will’in ergenlik sorunlarıyla uğraştığı yetmezmiş gibi bir de amcasının ölmeden önce iflasa sürüklediği ajansı kurtarması gerekiyor. Bunun için de arkadaşı Tupper ile birlikte iş almaları gerekiyor ama hayalet portföylerinin pek başarılı olduğu söylenemez. Örneğin dansçı bir çifti korkutmak için gönderdikleri hayalet dans sevdalısı çıkıyor; sonuç tam bir fiyasko. Derken, bulunmaz bir fırsat çıkıyor karşılarına. Yeni açılan lüks bir otelin sahibi; korkunç hayaletlerin, birinci sınıf hortlakların, bir görünüp bir kaybolan hayaletlerin otel misafirlerine korku dolu anlar yaşatacağı bir program istiyor.
Hazırlanmak başlı başına bir mesele, rakiplerini -ki kendileri Kuzey Amerika’nın en lüks hayalet ajansı olur- elemek ayrı bir mesele. Diyelim ki her şey yolunda gitti. Ya bu otel hayaletlere ve hortlaklara gerek duyulmayacak kadar korkunçsa zaten? Nasıl mı?
Kızılderili laneti diye bir şey duymuş muydunuz?
WILL MOOGLEY HAYALET AJANSI
Pierdomenico Baccalario
Resimleyen: Matteo Piana
Çeviren: Betül Parlak
İthaki Çocuk, 2022
168 sayfa.
SADECE 1'E KADAR SAY!
Çocukları sadece ve sadece 1’e (bir) kadar saydırarak da müthiş eğlendirmek mümkünmüş. Caspar Salmon yaratıcılık ve mizahın yanı sıra küçük okurlarına meydan okuyarak başarıyor bunu. Henüz kitabın kapağında “Daha büyük sayıları aklının ucundan bile geçirme!” diyerek çocukların yıkmaya can atacakları bir kural koyuyor. Matt Hunt’ın metin kadar renkli ve komik çizimleriyse saymaya davetiye çıkararak kurala uymayı iyice zorlaştırıyor.
İlk sayfada tek bir elma, sonraki sayfada kocaman tek bir fil karşılıyor bizleri ve onları saymamız isteniyor. Sayfalar ilerledikçe verilen kavramların adetleri de ritmik olarak artıyor. İki balina, üç kâse çorba, dört karışık nesne, beş ördek gibi. Ama biz yine de hep bire kadar saymalıyız. Peki ama nasıl?
Oyun giderek matraklaşıyor. Tam, “Kaç tane?” sorusuna “iki” diye cevap verecekken sayfadaki iki balinadan değil köşeye saklanmış bir sosisten bahsedildiğini anlıyoruz. Aynı şekilde üç çorbayı değil, çorbaların içindeki sineği ya da beş ördeği değil, patenli ördeği kastettiğini söyleyerek ekliyor Salmon: “Umarım diğer hayvanları saymamışsındır.” Kuralı olur olmadık hatırlatarak tahriklerine devam ediyor.
Çocuklar saymayı elbet öğrenirler, buna şüphe yok. Ancak sayı saymayı bile eğlenceli hale getirip sanata dönüştürebilen bir yaratıcılıkla tanışabilmeleri için ‘Bire Kadar Sayma Rehberi’ hazine niteliğinde.
BİRE KADAR SAYMA
REHBERİ
Caspar Salmon
Resimleyen: Matt Hunt
Çeviren: Gökçe Yavaş
Altın Kitaplar, 2022
32 sayfa.