Etel Adnan ebedi evinde

Güncelleme Tarihi:

Etel Adnan ebedi evinde
Oluşturulma Tarihi: Kasım 16, 2021 07:00

Lübnan asıllı ABD’li yazar ve sanatçı Etel Adnan, 96 yaşında Paris’te yaşamını yitirdi. Sanatçının retrospektif niteliğindeki sergisi ‘İmkânsız Eve Dönüş’ geçen nisan ayında Pera Müzesi’nde açılmıştı.

Haberin Devamı

İzmirli Rum bir anne ve Şamlı Osmanlı subayı bir babanın çocuğu olarak 1925 yılında Beyrut’ta dünyaya gelen ünlü yazar ve sanatçı Etel Adnan son olarak yaşadığı Paris’te hayata veda etti.

Etel Adnan, Beyrut’taki Fransız okullarına devam etmiş, daha sonra Paris’te Sorbonne Üniversitesi’nde, Berkeley’de California Üniversitesi’nde ve Harvard’da felsefe öğrenimi yaptı. Amerikan vatandaşı olan Adnan, California ve Paris’te yaşamaktaydı.

ESERLERİ MÜZE KOLEKSİYONLARDINDA

Sanatçının vefatı üzerine son olarak ‘İmkânsız Eve Dönüş’ sergisini açan Pera Müzesi sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, “Bu çok yönlü sanatçıyı saygıyla anıyor, dünya çapında iz bırakan sanatını müzemizde sergilemiş olmanın onurunu yaşıyoruz. İmkânsız Eve Dönüş ressam, yazar ve şair Etel Adnan’ın yüz yıla yaklaşan yaşamının tüm üretim dönemlerini kapsayan retrospektif niteliğinde bir sergiydi” dedi.

Haberin Devamı

Hayatının büyük bir kısmını California’da geçiren Adnan, özellikle Lübnan’daki savaş döneminde gerçek bir olaydan esinlendiği kitabı Sitt Marie Rose ile dikkatleri üzerine çekmişti. Eserleri Türkçe’ye de çevrilen Adnan, 80’li yaşlarında görsel sanatlar camiasında da kendine has bir yer edinmeyi başardı. Sanatçının eserleri bir çok özel koleksiyon ve müzede bulunuyor.

‘BABAMI BİR TEK ATATÜRK ÖLDÜĞÜNDE AĞLARKEN GÖRMÜŞTÜM’

Etel Adnan, Pera Müzesi’ndeki sergi için bir mektup kaleme almış ve mektubuna, “Türkiye hep günlük hayatımın arka planında idi” diye başlamıştı. Adnan mektubuna şöyle devam etmişti: “Çocukken Türkçe ve Fransızca konuşuyordum, daha sonra okulum nedeniyle Fransızca baskın çıktı. Fakat ne zaman Şam’daki ailemi ziyarete gitsem, babamla konuşmalarımda Türkçe hep geri geliyordu. Kendimizi çoğu zaman bir Osmanlı ailesi olarak görürdük; zira, babam Harbiye’den kurmay subay olarak mezun olmuştu ve Mustafa Kemal’in sınıf arkadaşıydı. Babamı bir tek Atatürk öldüğünde ağlarken görmüştüm. Dolayısıyla İstanbul’da bir sergi açmak benim için biraz eve dönüş gibi. Annem ve babam İstanbul’un soğuğundan ve karından bahsederlerdi. Gençliğimde İstanbul’da bulundum, ama İzmir’e hiç gitmedim. Evde bizim için İzmir yitik bir cennet gibiydi. Şehirden söz ederken ağlardık.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!