Güncelleme Tarihi:
Hüseyin Rahmi Gürpınar, Nâzım Hikmet, Sait Faik ve daha birçok yazar yaşadıkları İstanbul üzerine günlük gazetelerde sorunları, tanık oldukları olayları, ilgi çekici tipleri yazarlardı.
Şimdi İstanbul’da yaşayan edebiyatçılar anladığım kadarıyla günlük notlara, dertlere gönül indirmiyor.
Halkın dertleri, gözlemleri bugün de okunuyor.
Hüseyin Rahmi imzalı ‘Tünelden İlk Çıkış’ı, diğer öyküleri okudum. Bir öyküden, bir röportajdan kesitler izlenimi uyandırıyor.
Dizinin başlığı: Hikâye ve Roman Kitaphanesi.
Niçin bu dizi yayımlanıyor?
“Kış gecelerini hoş geçirmek, gülmek, aynı zamanda istifade etmek üzere Hilmi Kitabevi bir hikâye ve roman külliyatı neşretmeğe başlamıştır. Takdimleri şöyle yapılmıştır:
1. Kadın Erkekleşince: Hüseyin Rahmi Bey’in kadınlarımızın asri hayatı hakkında yapılmış bir eseridir. Darülbedayi’de (Şehir Tiyatroları) oynanmıştır.
2. Şeytan İşi: Eski mahalle hayatından bir levhadır. Gülünçlü ve tuhaftır.
‘Tünelden İlk Çıkış’ta dört öykü var:
1. Tünelden İlk Çıkış
2. Lekeli Humma Şüphesi
3. Büyük Bir İbret Dersi
4. Horoza Ses Talimi
“Yaz mevsimini Sarıyer’de geçirenlerden birine ‘Bu yaz nerede ikamet buyruluyor?’ diye sormuşlar. O zat ‘Şirketi Hayriye vapurlarında’ diye cevap vermiş... Binaenaleyh ‘Bu yaz nerede ikamet buyruluyor?’ sualinize doğru bir cevap verilmesi lâzım gelirse ‘Geceleri Sarıyer’de yatıyor, gündüzleri vapurlarda ikamet ediyorum’ demek bir emri zarurî hükmündedir.
Mütalâa meraklıları için Sarıyer vahpurlarında o dört saati bir gazete veya kitap kıraatine hasretmekten istifadeli bir vakit geçiriş olamaz.”
Bu yazı bana Kadıköy vapurundaki bir fotoğrafı anımsattı. Fotoğrafta, Haldun Taner ayakta gazete okuyor...
‘Lekeli Humma Şüphesi’nin Servet Efendisi bu sakınmaya imkân derecesinde itina ediyor. Araba, tramvay, vapur, tünel gibi nakliye vasıtalarından çekiniyor.
‘Büyük Bir İbret Dersi’nde dönemin basın dünyasını eleştiriyor. Dönemin şehir hayatını, o hayatın simgesi kişilerin gülünçlüğünü, kendilerini farklı gösterenleri ustaca öyküye getiriyor.
Edebiyatçıları yaşadıkları kenti yansıtan, günlük saptamaları yazmaya davet ediyorum. Hiç kuşkusuz bu örneklerden yola çıkarak İstanbul’u anlatan yazarları da okumalıyız ki bugünü anlayalım, şaşırmayalım.
Hüseyin Rahmi Gürpınar vapurda geçirdiğimiz zamanı anlatıyor, Nâzım Hikmet, İstanbul’dan Kadıköy’e giden son vapurun tiyatro seyircisini güç duruma düşürdüğünü yazıyor.
Yaşadığımız kenti edebiyatta görmek istiyoruz. Kitabın yayın tarihi mi ne? 1945.