Güncelleme Tarihi:
Ahmed Haşim dosyamda bir kitaba rastladım. 1937 tarihli. Şairler, yazarlar üzerine az sayfalı tanıtıcı kitaplar; sözlüklerin, internetin olmadığı dönemde, okuru bilgilendirme açısından önemli bir işlevi üstlenmişlerdi.
Bulduğum kitabın kapağı:
Ahmed Haşim/Hayatı, Seçme Şiirleri ve Yazıları
1937.
İlk sayfasında neler yazılı?
Tertib eden: Ahmed Cevad
Çığır Kitabevi No.153
M.Kâmran Ardakoç
İlkyazı: Ahmed Haşim’in Hayatı: “Ahmed Haşim 1885 senesinde Bağdat’ta doğdu. Babası bu sıralarda Hülle’de kaymakamdı. Ahmed Haşim’in ailesi umumiyetle tedris hayatında yoğrulmuş bir ailedir. Yalnız babası idari bir mesleğe girmiştir. Haşim altı yaşındayken annesini kaybetti. Çocukluğunda zayıf ve hastalıklı idi. On yaşında iken babası mutasarrıf olmuştu. Ailenin İstanbul’a nakli icap ediyordu. Bu suretle Haşim pek küçük yaşta bir daha gitmemek üzere Bağdat’ı terk etti. Galatasaray Lisesi’nde en iyi arkadaşları Hamdullah Suphi, Abdülhak Şinasi, Doktor Tevfik ve İzzet Melih’ti. Ölümünden 40 gün evvel Mülkiye’de ve Güzel Sanatlar Akademisi’nde son derslerini verdi. O günden sonra bir daha sokağa çıkamadı. Memleket onun değerini takdir ederek mükemmel bir cenaze merasimi yaptı. Dost eller üstünde mezarına götürüldü.”
Giriş sayfasında da Ahmed Haşim’in eserlerinin listesi var:
Piyale
Göl Saatleri
Gurabahane-i Laklakan
Bize Göre
Frankfurt Seyahatnamesi
Ahmed Haşim’in Şiirleri
Nurullah Ataç, ‘Ahmed Haşim’in Sanatı’ yazısında bugün bile her Haşim araştırmasında alıntılanacak saptamalar vardır: “Ahmed Haşim’in şiirine, bazan iddia edildiği gibi, musiki değil resim hâkimdir. Şair denince hatıra, ekseriya fevkalâde coşkun hisleriyle yaşar, biraz olsun derbeder bir adam gelir.” Ataç’ın yazısı Fransız şiiri etkisini de irdeler.
Falih Rıfkı’nın ‘Haşim Hakkında’ yazısı bir romancının bir şaire bakışı olması açısından ilgi çeker: “Zevk nedir?.. Canlı olarak görmedinizse Ahmed Haşim’le Yakup Kadri’yi arayınız. Haşim yalnız herkesle değil, ara sıra kendisi ile de bozuşur bir adamdır. Fakat yalnız zevksizlerle barışmaz.”
Şükûfe Nihal, arkasından yazdıklarıyla Haşim’in acısını yansıtmaktadır: “Seni gömdüler... Gömülen yalnız sen değildin; o gün, seninle beraber, o karanlık çukur, güneşleri, yıldızları ile renkleri, çiçekleri ile bütün bir güzellik dünyası da çöktü, gömüldü... Senden son hatıra olarak, mezarının üstüne serpilen çiçeklerden birer karanfil aldık ve boşalan ruhlarımızı yine doldur, diye sana bıraktık.”
Şiirlerden, düzyazılardan seçmeler var. Arka sayfada ‘Bu seriye dahil olanlar’ listesinde 23 ad yazılı, kaçının gerçekleştiğini bilemiyoruz. Ancak bu kitap içeriğinden kâğıdına, yayıncılık tarihimizin önemli bir örneği.