Güncelleme Tarihi:
Eski çağlardan 19. yüzyıla kadar kendini çeşitli biçimlerde var eden köleliğe dair farklı bir deneyim sunan ‘Köleler Adası’, Fransa’nın Molière ve Racine’den sonra en bilinen tiyatro yazarlarından Pierre de Marivaux tarafından 1725’te kaleme alınmış fantastik bir metin, bir komedya. Öyle ki yazarı, adını Fransa’da ‘yapmacık olanla dalga geçme, burnu havada olanları değiştirme’ anlamına gelen ‘marivaudage’ kelimesine de veren bir komedya ustası. Marivaux’nun diğer tüm komedyalarında olduğu gibi bunda da seyirciye commedia dell’arte karakterlerinin oluşturduğu bir hikâye eşlik ediyor. Vaktiyle efendilerinden kurtulan kölelerin kurduğu bir adada geçer hikâye. Önceleri tüm efendilerin sorgusuz sualsiz katledildiği bu adada, sonraları bu intikam yolundan vazgeçilip efendilere kölelerle empati kurabilecekleri ve kendilerini ‘düzeltme’ olanağı bulabilecekleri bir şans verilmeye başlanır. Adanın bilge kişisi, gemi kazası sonrası adaya sığınan efendi ve kölelerden, kıyafetlerinden yetkilerine ve hatta isimlerine kadar değiş tokuş yapmasını ister. Bu rol değişimleri ile birlikte oyun ivme kazanır ve yazar hem komedinin hem de yüzleşmenin sınırlarını zorlar. Marivaux’nun kaleminin kerameti sonlara doğru kendini daha da gösterir ve sınıfsal eşitsizlikler üzerinden başladığı hikâyede bireyin özünü de sorgular.
Fotoğraf: Orçun Kaya
SEYİRCİYİ YAKALAYACAK BİR OYUN
Sahneleyecekleri oyunların çevirileri üzerinden mutlaka kendi bakış açılarıyla yeniden geçen Moda Sahnesi, ‘Köleler Adası’ için de yine çalışma arkadaşları Ezgi Coşkun’un çevirisi üzerinden ilerlemiş. Oyunun yönetmen koltuğunda ise Kemal Aydoğan var. Aydoğan’ın, Shakespeare oyunlarından da aşina olduğumuz, klasikleri geçmiş ve günceli harmanlayarak yorumlayan kendine has rejisi, bu oyunda da ön plana çıkıyor. Karakterlerin sivrilebilecek noktalarını bularak onları yüceltmek konusunda elini hiç de korkak alıştırmıyor Aydoğan. Efendileri oynayan Buse Kara ve Ekrem Yücelten’in itilmiş karakterlerinden ziyade, köleler üzerinden oldukça net izleyebiliyoruz bu yorumu. Kadın köle Cleanthis’in içinde biriktirdiklerini efendisi Euphrosinc’in yüzüne haykırdığı ve sonrasında içindeki sınıf bilincini git gide yükselttiği anlardaki performansı ile Aslı İnandık oyunun taşıyıcı rolünü üstleniyor. Erkek köle rolünde Alper Baytekin ise performansı ile yazarın tasvirlediği, neredeyse maymunlaşmaya varan bir değişimin ve komedyanın hakkını veriyor. Sahnedeki bu yoğun enerjiye karşıt olarak Bengi Günay tasarımı olan, mimari bir maketi andıran dekor, oyunun görsel dengesini kurmayı başarmış. Kölelere giydirdiği takım elbiseler ise rejideki günceli yakalayan yorumların kostüme yansıması olarak dikkat çekici.
Marivaux’nun Fransız devrimine 64 kala yazdığı, köleliğe dair bir dünya hayali kurmaktan ziyade toplumsal eşitliğe dair bir mümkünlüğü sorguladığı ‘Köleler Adası’ yer yer klişeye kaçan detaylarına rağmen yüksek enerjisi ile bu sezonun seyirciyi yakalayacak oyunlarından.
‘Köleler Adası’ pazar saat 16.00’da Moda Sahnesi’nde izlenebilir.