Güncelleme Tarihi:
Elektrogitar-kemanı ne kadar zamandır kullanıyorsunuz, sizin talebinizle herhangi bir değişiklik yapıldı mı?
Yıllardır çalıyorum. Elektrokeman koleksiyonum gün geçtikçe genişliyor, en son 24 ve 22 ayar altın iki keman daha aldım. James V. Remington’un özel tasarımını değiştirmedik. Fakat farklı pickup’lar kullanarak sesi iyileştirecek bazı düzenlemeler yapıldı. Gövde hafifletildi, artık çalması daha kolay. Ayrıca perde kullanmaktan vazgeçtim. Artık elle ayarlayabildiğim için entonasyon kontrolü arttı. Şimdi kullandığım çalgı harika bir enstrüman yapımcısı olan Barry Lipman’ın ürünü.
Muhafazakâr dinleyiciler ve eleştirmenlerden ne gibi tepkiler alıyorsunuz?
Tutucu menajerler, orkestralar işin başında çok şüpheci oluyor. Dinleyicilerine “elektronik cihazla yapılmış karanlık rock müziği” diye tanımlayacakları bir müziği sunmaktan endişe duyuyorlar. Bununla birlikte şimdiye kadar çok şanslıydım.
Geleneksel klasik müzik dinleyicileriyle karşılaştığım Paris, Londra, Budapeşte, Litvanya hatta New York’taki konserlerde salonla iletişim kurmakta zorlanmadım ve çok güzel tepkiler aldım. Yakınlarda Çin’de turne yaptım, tepkiler aynıydı. Geleneksel klasik müzikle gençlerin ilgisini çekecek türden müzikleri birleştiren eserler yazdım. Doğrusunu söylemek gerekirse, aksi halde genç dinleyici senfonik konserlere gitmeye pek gönüllü değil...
Özgün beste yapılmalı
Kullandığınız özel kemanın bildiğimiz elektrokemandan ne farkı var, bu sayede neler elde ediyorsunuz?
Altın elektrokemanımın iki avantajı var: Öncelikle süper fiyakalı, rock ve ultra modern bir görünümü var. Gerçek altınla kaplı, bu sayede mistik bir görünüm kazanıyor. Ayrıca sıcak, tatlı, duygu dolu tonlardan canavarca tonlara kadar geniş ve güçlü bir ses yelpazesine sahip. Bu güne kadar gördüğüm, dinlediğim elektrokemanlar ne görünüm ne de ses olarak bu kemana yaklaşabiliyor. Yeryüzünde tek ve patentli.
Geçmişte Jean-Luc Ponty, Mihail Urbaniak, Stephan Grapelli elektrokemanla pek çok deneme yapmıştı; sizin hedefiniz, hayaliniz nedir?
Bahsettiğiniz sanatçılara büyük saygım var. Rock ve genel olarak tüm çağdaş müzik türlerinde kullanılabilecek bir elektronik keman geliştirmeyi umuyorum. Hayalim Jimi Hendrix’in elektrogitarda, Paganini’nin klasik kemandaki devrimine ulaşmak. Sanıyorum bunun anahtarı müzik.
Şimdilerde epeyce elektrokeman çalan var. Fakat çoğunlukla ünlü eserleri tekrarlıyorlar, tabii hiçbiri orijinali gibi olmuyor. Sanırım ciddi rock’çular için ödün vermeden beste yapmak en önemli adım. Bu sayede yepyeni sesler, taze ve orijinal bir müzik yaratabilirler. Tabii bu eski şarkıları uyarlayıp çalmaktan, söylemekten çok daha zor. Fakat çok daha tatmin edici. Ayrıca kendi müziğini sahnede icra etmekten daha heyecanlı bir şey yok. Eğer dinleyiciyle iletişim kurabiliyorsan, onlar da senin hissettiklerini duyumsayabiliyorsa bundan büyük mutluluk olamaz.
Yakın gelecekte ortaya çıkarmayı planladığınız yeni enstrümanlar var mı?
Klasik kemancı ve elektrokemancı olarak o kadar yoğun çalışıyorum ki bunun için zaman yok.
Baroktan rock müziğe
Ankara’da CSO’yla seslendireceğiniz ‘Grand Finale’nin çıkış noktası neydi; eseriniz doğaçlama içeriyor mu?
James V. Remington’la yazdığım Rock Konçertosu’ndan yakınlarda bestelediğim yeni eserlere kadar elimde pek çok beste var. Bunların arasından dinleyiciye ve salonun atmosferine göre seçim yapıyorum. Yani konsere özel müzik seçiyorum. Ayrıca sololarımda doğaçlama yapıyorum. Örneğin 27-28 Nisan’da Ankara’da CSO’yla vereceğim konserde standart kemanımla seslendireceğim ünlü klasik eserlerin yanı sıra elektrokemanımla müthiş Rus org sanatçısı Timur Khaliullin
eşliğinde çalacağım. Daha önce seslendirdiğim ‘Excerp’in yanı sıra yeni bestem ‘Sezar’ı Türkiye’de ilk kez çalacağız.
Programda seslendireceğiniz Vitali, Gluck, Sarasate ile sizin besteniz ‘Grand Finale’ arasında herhangi bir müzikal bağ var mı?
Evet müzikal bir bağ var: Bunu baroktan rock’a yolculuk olarak düşünebilirsiniz. Bu konserlerde seslendirdiğim eserlerin çoğu opera kökenli. Biliyorsunuz operada yorumcuların duyguları çok ön plana çıkar. Benim müziğimde de bu duygu yoğunluğu elektrokemanla ve çağdaş anlayışla ortaya çıkıyor. İfade söz konusu olduğunda fikir aynı.
Yani sonuçta, ünlü bir cazcının söylediği gibi “Sadece iki tür müzik var: İyi ve kötü müzik!” CSO harika bir orkestra, yıllardır birlikte konser vermekten çok mutluyum. Çoğunlukla yaratıcı, ilgi çekici repertuvarlar seçiyoruz. Bu tür programlar hazırlamak da çok heyecan verici benim için.
ANKARA MÜZİK FESTİVALİ'NİN KAPANIŞI GENÇ YILDIZLARDAN
Son iki yıldır açılış konserinde Türkiye’nin genç yeteneklerini tanıtan Ankara Müzik Festivali bu kez 30 Nisan’daki kapanışı gençlere emanet etti. Gürer Aykal yönetimindeki Ankara Gençlik Senfoni Orkestrası kemancı Hande Küden ve çellist Nil Kocamangil ile Brahms’ın la minor ikili konçertosunu seslendirecek. MEB Şûra Salonu’ndaki konser saat 20.00’de başlıyor. İki yıl önce Alman devlet bursuyla okuduğu Hans Eisler Akademisi’nden mezun olan 24 yaşındaki Küden, Berlin Filarmoni’nin gençlik programını kazanıp orkestranın birinci keman kadrosunda 40’a yakın konser verdi, şef Simon Rattle ile CD kaydına katıldı. 28 yaşındaki Kocamangil ise MSGÜ Konservatuvarı’ndan sonra Köln Yüksek Müzik Okulu ve Paris Ulusal Konservatuvarı’nda yüksek lisans yaptı. 2015’te Gautier Capuçon’la virtüozite çalışmasına katıldı, konser verdi. Aynı yıl Mannheim Filarmoni Orkestrası’nın kaydettiği Saint-Saens’ın ‘Hayvanlar Karnavalı’nda çello solistliğindeki ‘kuğu’ bölümünü seslendirdi.