Güncelleme Tarihi:
Akbank Sanat’ın açıldığı zamanları hatırlıyor musunuz?
Açıldığı dönemde ben Almanya’daydım. 1996’da Türkiye’ye döndüm, Akbank’a girdim. 1993’te açılmıştı Akbank Sanat. Benim 3 yıl sonrasında takip etme fırsatım oldu.
Neler hatırlıyorsunuz o yıllardan? Akbank Sanat gibi kültür merkezleri pek yoktu.
Sanırım o zamanlar Türkiye’de ilk kültür-sanat merkeziydi. Akbank’ın tabii kültür-sanata desteğinin 50 yıla yakın bir tarihi var. Akbank Çocuk Tiyatrosu’nun 45. yılındayız. Ondan önce de Akbank’ın sanat alanına birçok desteği oldu. Daha sonra o dönemde genel müdür olan Sayın Hamit Belli’nin girişimleriyle İstanbul’da bir merkez kurulma ve bu merkezin içinde bütün etkinlikleri toplama kararı alındı, o zamanki adıyla ‘Aksanat’ hizmete girdi. Bugünkü kadar aktif, canlı performansların olduğu, farklı disiplinlerin bir araya geldiği bir merkez olarak başlamıyor. Öncelikle film gösterimleri ve sergilerle daha kısıtlı başlıyor. Fakat 2001 yılında Akbank Sanat binası renove edilince farklı disiplinlere yöneldik ve etkinliklerin sayısı gün geçtikçe arttı. Akbank Kısa Film Festivali 14 yıldır yapılıyor. Dans atölyemiz var, dansçılar orada projeler geliştiriyor. Konferanslar, film gösterimleri, çocuk, çağdaş sanat ve baskı atölyeleri... Özellikle atölyelere çok önem veriyoruz. Gerçekten çok farklı alanlarda etkinliğimiz var, başka bir örneği yok diye düşünüyorum.
Akbank Sanat’ın 25 yılına dönüp baktığınızda nasıl bir algı oluşuyor sizde?
Akbank Sanat benim çocuğum gibi. Sonuçta Beyoğlu’nda, İstanbul’un merkezinde böyle bir sanat merkezinin bu kadar yoğun etkinliklerle izleyicilerle buluşması çok güzel ve sadece belli bir alanda olmaması çok önemli. ‘Günümüz Sanatçıları Sergisi’ni düşünün, okuldan yeni mezun gençler kendilerini gösterme imkanı buluyor. Genç yetenekler konserler veriyor, dans atölyelerine geliyor...
Önceleri Akbank Prodüksiyon Tiyatrosu vardı, Akbank Oda Orkestrası vardı. Peki 2003’ten itibaren çağdaş sanata ağırlık verme kararı nasıl alındı?
Çok karışık bir algı vardı ve çağdaş bankacılık anlayışı kapsamında çağdaş sanata yönelme kararı alındı, bu alanda da sanırım yine Türkiye’de ilklerden biri. O dönem için çok cesur sergiler yapılmıştı, hâlâ da yapılıyor. Contemporary İstanbul’un ana sponsoruyuz. Keza Sabancı Müzesi’ndeki çağdaş sanat sergilerine sponsor oluyoruz. Bugün Türkiye’de çağdaş sanat önemli rol oynuyor. Bir ölçüde öncü olduğumuzu söyleyebilirim. Akbank Caz Festivali’ni de çok büyüttük. Sadece İstanbul’da değil Anadolu’da da 8-9 şehirde ‘Kampüste Caz’ konserleri gerçekleştiriliyor. Çocuk tiyatrosu yine birçok şehre gidiyor. Akbank Kısa Film Festivali, buradaki gösterimlerinden sonra ödül alan filmlerle Türkiye’de 40’ın üzerinde üniversiteye gidiyor.
Bitmeyen kaldırım yenileme çalışmaları, kentsel dönüşüm gibi nedenlerle İstiklal Caddesi’nin eski kalabalığı yok. Bu durum sizi nasıl etkiledi?
Geçen sene etkilendik, doğru. Terör olayları, patlayan bombalar tüm kurumları etkiledi. Ama bu sezon itibariyle çok iyi. Beyoğlu’ndaki yol da yapıldı biliyorsunuz. Güzel bir yolumuz oldu. Ve biz etkinliklerimize ilgiden bunu fark ediyoruz. Mesela geçen günkü konferansımıza 500 kişi geldi. Bütün konferanslarımız, konserlerimiz dolu. Eskisinden daha da çok ilgi var. Demek ki düzgün şeyler yapınca insanlar geliyor. Ayrıca ben Beyoğlu’nun Türkiye’nin kalbi olduğunu ve hiçbir şekilde bitmeyeceğini düşünenlerdenim. Hiçbir sanat kurumu da buradan hiç çıkmıyor. Yeni müzeler, mekânlar açılıyor. AKM de açılacak.