Güncelleme Tarihi:
Birol Ünel, 1961 Mersin Silifke doğumlu. Bir işçi ailesinin çocuğu olarak yedi yaşında gurbetle tanışmış ve o gün bugündür ‘yabancı’. “Bremen yakınlarında küçük bir kasabada yaşayan tek Türk ailesiydik. Uyum sorunu yaşamadım ama Almanya’daki yabancıların sorunlarını iyi bilirim.” Ünel’e göre ‘yabancı’ olmak da kötü bir şey değil zaten. “Yabancı olmak merakı sürekli diri tutar. Merak bir sanatçının motoru gibidir.”
PARKE DÖŞEMECİLİĞİNDEN OYUNCULUĞA...
Ünel’in oyunculukla tanışması tesadüf. Yaşadığı kasabada parke döşemeciliğini öğrenirken gezici bir tiyatro topluluğuyla tanışmış. Onlar kanına girmiş. Tavsiye üzerine Hannover’deki devlet tiyatro akademisinde dört yıl oyunculuk eğitimi almış. Tiyatro okurken ilk kez 1983 yılında bir filmde rol almış. Berlin’deki Tacheles Tiyatrosu’nun kurucularından, ayrıca Brecht’in tiyatrosu olarak bilinen Berliner Ensemble’da sahneye çıkmışlığı da var.
Bir antifaşist olarak Ünel, Almanya’da ‘dazlak’lara karşı mücadele vermekten de geri durmamış. Hatta bir kavgada dört ‘dazlağı’ yaraladığı için, tanınmış sanatçı arkadaşları araya girmese, az daha sınır dışı ediliyormuş.
Ünel, daha önce Jude Law’ın başrolünde oynadığı Jean-Jacques Annaud filmi ‘Kapıdaki Düşman’da, Buket Alakuş’un festivallerde gösterilen ‘Anam’ adlı filminde ve Fatih Akın’ın ‘Temmuz’da’sında karşımıza gelmişti ama onun ayırdına ‘Duvara Karşı’yla vardık. Yaşamdan bir beklentisi kalmayan Cahit rolüyle, ‘İşte rol böyle kesilir’ dedirtti pek çoklarına.
“Akıllı yönetmenler oyuncuyu serbest bırakır” diyen Ünel, ‘Duvara Karşı’yı oyunculuğunda bir dönüm noktası olarak görmüyor ama onun herhangi bir film de olmadığını söylüyordu: “Bu film bize bir tartışma ortamı sağladı. En büyük ödül o aslında. Yıllardır film yapıyorum. Tony Curtis, Jude Law gibi ünlülerle oynadım, ödüller aldım, benim için fark etmez. Hiçbirini dönüm noktası olarak görmedim. Benim için önemli olan şu: Bir film seyirciyle ne yapar? Benimle değil. Bizim işimizin ruhu o işte.”