Güncelleme Tarihi:
Materyal olmanın çok ötesinde kâğıt, binlerce yıldır düşüncenin dostu, edebiyatın ev sahibi, tarihin taşıyıcısı ve inancın aktarıcısı... Kâğıda dair detayları adeta bir sergi niteliğinde okura sunan 'Kâğıt Kitabı', Rami Kütüphanesi'nde düzenlenen basın toplantısıyla okurlarına seslendi. Ketebe ve Varaka işbirliğiyle hayata geçirilen bu proje, kâğıdın geçmişten bugüne süregelen serüvenini, içerisinde dünyanın çeşitli bölgelerinden getirtilmiş el yapımı kâğıt örnekleriyle zenginleştirerek ilgilisine sunuyor. Literatüre önemli bir katkı sunan bu eser özellikle koleksiyon okuyucuları için bir vitrin kitabı niteliği taşıyor. Her detayı ince elenip sık dokunularak hazırlanan tasarımda özellikle kâğıdın manevi hissiyatına da odaklanıyor.
MUSTAFA YAMAN: 'KÂĞIT KİTABI' TÜRKİYE’DE ÖNCÜ
Kitabın prodüksiyon aşamasına değinen Mustafa Yaman, "Ketebe ve Varaka işbirliğiyle başladığımız bu projenin ilk sürecinden itibaren büyük bir heyecan duyduk, çünkü ilk defa böyle bir projeyle karşılaştık. Bu kitapta önem verdiğimiz noktalardan biri okuyucuyu şaşırtmaktı. Prodüksiyon kitap olarak geçen bu eserde okuyucuyu kâğıdın serüveninde bir yolculuğa çıkarmaya çalıştık. Kitap içerisinde barındırdığı farklı el yapımı kâğıt örnekleriyle bu yolculuğun manevi tarafına da odaklanıyor. Uzun bir sürecin sonunda özel bir görsel çalışmasıyla herkese nasip olmayan bu özel projeyi tamamladık" diye konuştu.
GEÇMİŞTEN BUGÜNE BAŞROL KÂĞIT
Büyük insanlık serüvenini geçmişten bugüne taşıyan, pusula, barut ve matbaa ile birlikte dünyayı değiştiren dört büyük icattan biri sayılan kâğıdın fonda değil başrolde olduğu bir eser 'Kâğıt Kitabı'. Varaka Kâğıt Sanayi A.Ş. sponsorluğunda yayıma hazırlanan ve Ketebe Yayınları’ndan çıkan kitap, okuru Antikçağlardan modern zamanlara uzanan bir yolculuğa davet ediyor.
Kitabın sayfalarında ilerlerken endüstriyel kâğıt üretiminin, binlerce yıllık serüveninin son diliminde değişim, dönüşüm ve gelişimin hızlanmasını sağladığını fark ediyor, matbaa ve basım teknolojilerindeki baş döndürücü değişimin, kâğıdın kullanım alanını hiç olmadığı kadar artırdığına şahitlik ediyoruz. Bu gerçek bize insanlık tarihi devam ettikçe “kâğıdın” en iyi yol arkadaşlarımızdan biri olmaya devam edeceğini söylüyor.
'Kâğıt Kitabı’nın son sözündeki şu cümleleri okuduktan sonra ise artık kağıda hiç olmadığı kadar saygıyla bakıyor ve dokunuyoruz: “Büyük insanlık hikâyesi devam ediyor. Ve elbette kâğıdın hikâyesi de. Nitekim söz uçar, yazı kalır derler. İşte yazının kaldığı yerdeyiz. Duygularımız, düşüncelerimiz ve bilgilerimizle birlikte. Yani kâğıtta...”