Güncelleme Tarihi:
Onlar da bir zamanlar çocuktu. Oyunlar oynadılar, ağladılar, güldüler. Bütün gün kertenkele kovaladılar, saatlerce gökyüzüne baktılar, sokakta buldukları eşyalara hikâyeler yazdılar. Başarıları, başarısızlıkları, korkuları, umutları, hayal kırıklıkları, çelişkileri oldu. Onlar da büyüdü. Ama çocuk yanlarını ve merak duygularını kaybetmeden ‘şaşırmaya’ devam ettiler. Tüm engellere rağmen hayal ettiler ve hayallerinin peşinden cesaretle, tutkuyla gittiler. Bu yolda ödeyecekleri büyük bedeller oldu ama vazgeçmediler... İşte buydu onları diğerlerinden farklı kılıp, isimlerini tarihe yazdıran. Buluşlarıyla, eserleriyle, eylemleriyle dünyayı değiştirdiler. İnsanlığın çok şey borçlu olduğu yüzlerce kadın ve erkek... Peki bitti mi? Kim bilir aramızda, onlardan ilham alarak dünyayı değiştirecek kaç çocuk var? Öyleyse onlardan bazılarıyla çocukları tanıştırmaya ne dersiniz?
CESARET VE TUTKU...
Frida Kahlo, 1907 yılında doğdu ama Meksika Devrimi’nin başlangıcı olan 1910’u doğum yılı kabul etti. Hayatı boyunca, yok oluşlarından defalarca ve yeniden doğuracaktı kendini. Altı yaşında geçirdiği hastalıkla bir bacağının kısa kalmasına, arkadaşlarının alaylarına rağmen okula giden 35 kız çocuğundan biri oldu. Tıp eğitimi alırken geçirdiği korkunç kaza yüzünden aylarca yatağa bağlı kaldı. Annesinin tavana astığı aynalarda kendini izlerken otoportrelerini yapmaya başlayan Frida, yaşarken dünyanın en büyük ressamları arasına girmişti bile. Yaşadığı fiziksel acılar, geçirdiği onlarca ameliyat, aşkları, terk edilişleri ve kaybettiği çocuklarına rağmen, saçlarında kocaman çiçekleriyle, portrelerinden evrene sevgiyle bakmaya devam ediyor... Nota Bene Yayınları’nın Antiprenses serisinden Frida Kahlo, onun tutku dolu yaşamına daha yakından bakacak çocukları bekliyor.
Aynı serinin bir başka kitabı yine çok güçlü bir kadını, Türkan Saylan’ı çocuklara çocuk gözüyle anlatıyor. Sel sularının sürükleyip getirdiği eşyalara hikâyeler yazan, her defasında şişe içinde bir mektup bulmayı uman bir hayalperestti çocuk Türkan. O şişeyi hiçbir zaman bulamaması, bir başka hayali olan doktorluktan uzaklaştıramadı onu. Başka hayatlara dokunma aşkı, doktorların bile dokunmaya korktuğu cüzzam hastalarının kaderini değiştirdi. Cüzzamla Savaş Derneği’ni kurduğunda 41 yaşındaydı; çalışmalarıyla ‘Uluslararası Gandhi Ödülü’ne layık görüldü. Yıllarca süren projeleriyle binlerce kız çocuğunun okula gidip hayallerine kavuşması için didindi. Uğradığı siyasi haksızlar karşısında destek için evinin önüne gelen sevenlerini selamlarken hâlâ mücadele aşkıyla gülümsüyordu.
Mucitler, aktivistler, pilotlar, yazarlar, özgürlük savaşçıları, rock yıldızları... Hayallerinden bahsettiklerinde önlerine binbir engel konan ama cesaret ve tutkularıyla ilham kaynağı olan, Frida ve Türkan Saylan gibi daha nice kadın... Pek çoğu hangi mesleğe elini uzatsa, o mesleğin erkeklerin işi olduğu cevabını aldı. Aslında ev hanımlığı, çocuk büyütmek, kadınsı giyinmek ve iyi bir eş olmak dışında her iş erkekler içindi. Delilik ve canavarlıkla suçlananlar oldu. Aralarında, 20. yy’da ve on yaşında, “Seni satmamız gerekiyor, evleneceksin,” denilen Sonita Alizadeh gibi kız çocukları bile vardı. Ama onların, peşinden gittikleri tek ses kalplerinden gelen; özgürce yaşamaya, keşfetmeye, mutlu olmaya hakları olduğunu haykıran sesti. Hep Kitap, ‘Asi Kızlara Uykudan Önce Hikâyeler’le dünyaya kafa tutan 100 kadını çocuklarla buluşturuyor.