Dünyaca ünlü fotoğrafçı Sir Don McCullin’den Türkiye turu
Güncelleme Tarihi:
Dünyaca ünlü ‘Sir’ unvanlı İngiliz fotoğrafçı Don McCullin, Türkiye’deki Roma dönemi antik kentlerini kapsayan 2 bin kilometrelik bir yolculuğa çıktı. Geziye tarihçi Barnaby Rogerson ile fotoğrafçı Monica Fritz de eşlik ediyor. McCullin ile Antalya’daki Perge antik kentinde konuştuk.
* Türkiye’de Roma döneminden kalan yapıları, antik şehirleri gezdikten sonra bölgeyle ilgili izlenimleriniz nasıl?
Bu benim Türkiye’ye ikinci gelişim. Çünkü Roma dönemi eserlerine çok fazla ilgi duyuyorum. Türkiye de dünyada o döneme ait en önemli izleri taşıyan ülkelerden biri. Dünyada birçok ülkeye gittim. Ama tarihi zenginliği bu kadar fazla olan bir ülkeye az rastlanır. Şu anda Perge’deyim. Gördüğüm manzara tarif edilemez güzellikte. Fakat insanlar bu büyük mirasa çok kötü davranıyor. Bölgede pek çok yerde Roma dönemi yapıların kazıldığını, oyulduğunu, parçalandığını, üzerine beton döküldüğünü görmek çok üzücü.
‘ASIL MÜZE BURADA’
* Türkiye’deki tarih yolculuğunda çektiğiniz fotoğraflarla ilgili bir proje var mı?
İstanbul’dan yola çıktım ve Roma hattı üzerindeki bütün tarihi alanları gezerek Antalya’ya kadar geldim. Yolculuğum buradan Burdur’daki Sagalassos’a doğru devam edip orada noktalanıyor. Dünyanın her yerinde müzeler gezdim. İstanbul’daki müzeleri de gördüm. Ama asıl müze burada. Antalya Müzesi, hayatımda gördüğüm en güzel müze. İçinde müthiş eserler var. Bütün fotoğraf makinesi filmlerimi bitirdim. Buradan önce tüm dünyada Roma döneminin izlerini sürdüm. Avrupa’nın, Afrika’nın ve Orta Doğu’nun bütün Roma şehirlerini gezdim. Türkiye rotam tanımlandıktan sonra İstanbul’a döneceğim ve Roma koleksiyonumla orada büyük bir sergi açacağım.
* Tüm dünya sizi ödüllü savaş fotoğraflarınızla tanıyor. Kıbrıs gerçeğini dünyaya duyuran fotoğraflarla biliniyorsunuz. Ne yaşadınız o günlerde?
1964 yılında Kıbrıs’ta Türkler ve Rumlar arasında yaşanan çatışma ortamının içindeydim. Oradaki birçok Türk aileyi fotoğraflamıştım. Çok kötü durumdalardı. Türklerin öldürüldüğünü görmek, yürek burkan manzaralara tanık olmak gerçekten çok zordu. O günlerde Türk tarihi açısından önem taşıyan, kanıt niteliğinde çok sayıda fotoğraf çektim. İnsanlar yanı başımda can verdi. Emin olduğum bir şey var ki böylesi bir ortamın içinde taraf tutmamalısın, özgür olmalısın. Ben öyle yaptım. Orada çektiğim fotoğraflarla tarihe not düştüm.