Güncelleme Tarihi:
Gezegenimizin ne kadar özel olduğunu, doğa dostu bir yaşam sürmenin önemini, çevre kirliliğinin yarattığı riskleri çocuklara anlatmanın pek çok yolu var. Ama Isabel Otter’ın kaleme aldığı ‘Sevgili Dünya’daki gibi hayal gücümüzü uçuşa geçirip bütün o muhteşem güzellikleri gözlerimizin önüne sereni az bulunur.
Bir zamanlar kâşif olan büyükbabası ne zaman Tessa’yla gezintiye çıksa, ona gezip gördüğü yerlerden bahsediyor. Dünya’ya olan hayranlığı her geçen gün artan Tessa sonunda duygularını, hayallerini ve kaygılarını bir mektupla anlatmaya karar veriyor. “Sevgili Dünya, kulağa harika geliyorsun” diye başlayıp gerisini hayal gücünün sonsuzluğuna bırakıyor ve harika bir maceranın içinde buluyor kendini.
Mini minnacık canlıların ve devasa hayvanların yuvalarına konuk oluyor, okyanuslara dalıp fırıl fırıl dönen balıklarla yüzüyor. Kelebeklere öpücük kondurup çöllerdeki kum tepelerinden kayıyor, dağların zirvelerindeki kuşlarla uçuyor, yağmur ormanlarında daldan dala atlıyor. Steplerde çılgınca koşturan sürülere eşlik ederken “Kalbim öyle güçlü atıyor ki toynakların gümbürtüsü fısıltıya dönüşüyor” diyor. Clara Anganuzzi’nin birbirinden güzel çizimleri karşısında tıpkı Tessa’nınki kadar güçlü atıyor bizim de kalbimiz.
SEVGİLİ DÜNYA
Isabel Otter
Resimleyen: Clara Anganuzzi
Çeviren: Olcay Mağden Ünal
Meav Yayınları, 2021
40 sayfa, 44 TL.
HERKESİN AYNI OLDU BİR DÜNYA NASIL OLURDU?
Farklılıklarla alay eden, dışlayıcı sözcük dağarcığımız epey zengin; dörtgöz, şişko patates, kepçe kulak... Liste uzayıp gidiyor. Bunlardan birine maruz kalan çocuğun görünüşünden utanması ve kurtulmaya çalışmasından doğal ne olabilir ki?
Her ne kadar birazdan bahsedeceğim Kuki’yle kimse dalga geçmese de beğenmediği kulaklarını gizlemek için bulduğu ‘şahane fikir’ farklılığından utananlara olduğu kadar buna neden olanlara da mesaj veriyor. Dahası “Herkesin aynı olduğu bir dünya nasıl olurdu?” sorusuna cevap arıyor.
Kuki kulaklarının büyüklüğünden mustarip. Hemen her sayfada karşımıza çıkan oyuncak fil, Kuki’nin bu düşünceyle ne kadar dolu olduğunu anlamamıza yetiyor. Sonunda kafasına kocaman bir maske geçirmekte buluyor çözümü. Böylece kulakları görünmediği gibi herkesin de övgüsünü kazanıyor; “Ne şahane fikir!”
Kimisi uzun burnunu, kimisi küçük gözlerini, kimisi de turuncu saçlarını bir maskenin altına saklıyor. Ta ki satıcı, Kuki’nin annesine, otobüs şoförü en yakın arkadaşına, polis memuru babasına ve sonunda herkes Kuki’ye benzeyene dek.
Narjes Mohammadi’nin çok katmanlı okumaya imkân veren illüstrasyonları öyle ayrıntılarla dolu ki metni onlar üzerinden yorumlamak apayrı bir keyif. Bunun en çarpıcı örneklerinden biri, maske takmaktan vazgeçen Kuki’nin bakış açısındaki değişimi anlatan, kulaklarının eskisi kadar büyük görünmediği sahne.
Kuki, farklılıkların hayatı zenginleştirdiğini ve kendini olduğu gibi kabul etmenin önemini yaşayarak öğreniyor. Peki, Kuki’nin o şahane fikrine bayılıp maske takanlar ne yapıyor dersiniz?
NE ŞAHANE FİKİR!
Narjes Mohammadi
Çeviren: Özlem Tutar
İlksatır Çocuk, 2021
32 sayfa, 44.90 TL.