Dünya bir ‘Hayal Fanusu’

Güncelleme Tarihi:

Dünya bir ‘Hayal Fanusu’
Oluşturulma Tarihi: Şubat 11, 2022 09:58

Bozlu Art Project’in kurucusu Dr. Şükrü Bozluolçay’ın yaklaşık 40 yılda oluşturduğu sanat koleksiyonundan bir seçkiyi Özlem İnay Erten küratörlüğünde bir araya getiren ‘Hayal Fanusu’ sergisi, izleyiciyi Türk resminin başlangıç noktasından alıp günümüze kadar heyecanlı bir yolculuğa çıkarıyor.

Haberin Devamı

Dr. Şükrü Bozluolçay, yaklaşık 40 yıldır topladığı resim koleksiyonunu Bozlu Art Project aracılığıyla sanatseverlerle paylaşıyor. Koleksiyoner olma halini en iyi tarif eden eylem olan ‘paylaşmak’, bitmek bilmeyen bir keşif duygusunu da beraberinde getiriyor. ‘Hayal Fanusu: Dr. Şükrü Bozluolçay Koleksiyonu’ sergisi, izleyiciyi Türk resim sanatının başlangıç noktasından alıp günümüze kadar heyecan dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Sergi küratörü ve proje yöneticisi Özlem İnay Erten, sergi ile eşzamanlı olarak hazırlanan ‘Dr. Şükrü Bozluolçay Koleksiyonu’ adlı kitapta bu serüvenden şöyle bahsediyor: “Dr. Şükrü Bozluolçay Koleksiyonu Türk sanatının hakkında başlangıcından bugüne hem kronolojik hem de tematik olarak geniş bir bakış açısı sunabilecek bir bütünlüğe sahip.”
“İçinde şaşkın kaldığımız şu çarkıfelek,/ Biliriz ki hayal fanusu ondan bir örnek./ Güneşi çerağ bil, âlemi de fanus./ İçinde dönmekteyiz şekil şekil benek benek.” 12. yüzyılda yaşamış ünlü İranlı şair Ömer Hayyam’ın ‘Hayal Fanusu’ adlı rubaisinin bu dizesi serginin kavramsal çerçevesini işaret ediyor. Özlem İnay Erten, ‘Hayal Fanusu’ kavramını şu şekilde anlatıyor:

Haberin Devamı

HAYATIN KIRILGANLIĞI VE GEÇİCİLİĞİ

Dünya bir ‘Hayal Fanusu’

“Fanus-u hayal ya da hayal feneri denilen bu fenerler eski devirlerde aydınlatma aracı olarak kullanılır, üzerlerine çeşitli şekiller ve resimler yapılırmış. Işığın yansımasıyla bu şekillerin büyüyerek etrafta oluşturduğu renk ve gölge cümbüşü izleyenlerin hayaller kurmasına vesile olurmuş. Ömer Hayyam, dizelerinde içinde yaşadığımız dünyayı bir fanusa, güneşi muma, bizi ise bir nevi gölge oyuncularına benzetiyor. ‘Hayal Fanusu’nun dizeleri bir taraftan tasavvufi anlamda yaşamın geçiciliğine vurgu yaparken diğer yandan da Platon’un mağara alegorisinde olduğu gibi gerçekliği kavrayış ve algılayış biçimimizin değişkenliğine, hakikatin gözümüzle gördüklerimizden farklılığına vurgu yapan metaforik anlamlara sahip. 2020 yılında başladığımız sergi ve kitabın hazırlık sürecinin COVID-19 pandemisinin tüm dünyayı olanca hızıyla kasıp kavurduğu bir döneme denk gelmesi, yaşamın kırılganlığı ve geçiciliği, öte yandan hayal gücümüzün, dolayısıyla da sanatın önemini derinden hissettiğimiz o günlerde serginin bu adı almasını sağladı.”

Haberin Devamı

‘Hayal Fanusu’, Türkiye’de tuval resminin ilk örneklerini veren Tanzimat dönemi askerlerinden başlayarak, Meşrutiyet döneminden Cumhuriyet’e geçişte önemli bir varlık gösteren 1914 Kuşağı sanatçılarına, Müstakiller ve D Grubu gibi ilk sanatçı örgütlenmelerine dek uzanıyor, ardından 50’li ve 60’lı yıllarda varlık gösteren Paris Okulu, 1968 Kuşağı sanatçıları gibi oluşumların izini sürerek günümüze dek ilerliyor. Dr. Şükrü Bozluolçay Koleksiyonu, kronolojik düzenlemeye elverişli yapısının yanı sıra resimden heykele, fotoğrafa ve video art’a uzanan çeşitliliğiyle disiplinlerarası bir yaklaşıma sahip oluşuyla da dikkat çekiyor.

BİR NEVİ SANAT TARİHİMİZ
Tıpkı sergide olduğu gibi, Türk sanatının gelişim sürecini kronolojik bir sıralamayla inceleyen kitabı Özlem İnay Erten, “Kitabı hazırlamak tam iki yılımı aldı, tabii kitapta yer alan eserler ve sanatçılarla ilgili yıllar öncesine giden araştırmaları da katarsak çok daha uzun bir zaman dilimini kapsayan oldukça meşakkatli bir süreç diyebilirim. Kitapta, tıpkı sergide olduğu gibi Türkiye sanatının kronolojik süreçteki gelişimini Dr. Şükrü Bozluolçay koleksiyonundaki yapıtlar üzerinden ele alarak, sanat tarihimiz hakkında kapsamlı bir perspektif ortaya koymaya çalıştım. Ülkemizde 19. yüzyıldan bu yana yaşanan siyasi, sosyal, kültürel değişimlerin sanata yansımalarını konu edinen, koleksiyondaki sanatçılar ve onların yapıtları hakkında bilgi sunan kapsamlı bir metin. Kitaba dahil ettiğimiz her bir yapıtın bizim için ayrı bir anlamı ve hikâyesi var, dolayısıyla kimi zaman dönemsel oluşumlar, kimi zaman sanatçılar, kimi zamansa yapıtlar ön plana çıktı” sözleriyle anlatıyor.

Haberin Devamı

1925 yılında inşa edilen, Cumhuriyet Dönemi 1. Ulusal Mimarlık Akımı’nın İstanbul’daki sivil konut mimarisine yansıyan önemli örneklerinden biri olan Şişli Mongeri Evi’ndeki sergi, Aliye Berger, Burhan Uygur, Fahrelnissa Zeid, Süleyman Seyyid, Halil Paşa, Hikmet Onat, Mehmet Ruhi Arel, Nazmi Ziya Güran, İbrahim Çallı, Hoca Ali Rıza, Nurullah Berk, Sabri Berkel, Abidin Elderoğlu, Komet, Neş’e Erdok, Alaattin Aksoy, Şevket Dağ, Nejad Melih Devrim, Zeki Kocamemi, Koray Ariş, Cihat Burak, Altan Gürman, Sinan Demirtaş, Server Demirtaş, Utku Varlık, Balkan Naci İslimyeli, Halil Altındere, Bedri Baykam, Murat Germen, Ercan Akın gibi sanatçıları ağırlıyor.
‘Klasik’, ‘modern’ ve ‘çağdaş’ yapıtlar olmak üzere üç ana bölümde toplanan ‘Hayal Fanusu’ sergisi; sanatçıların yaşamöyküleri, konu edindikleri temalar ve dönemin sosyokültürel yapısı hakkında da bilgi veriyor.
‘Hayal Fanusu: Dr. Şükrü Bozluolçay Koleksiyonu’ sergisi 26 Mart’a kadar Bozlu Art Project Mongeri binasında.

BAKMADAN GEÇME!