Güncelleme Tarihi:
‘50 Unutulmaz Film/ Sinemanın Hazineleri’ kitabını nasıl tanımlamak gerekir? Sinema tarihinin 100. yılında yayımladığınız ‘100 Yılın 100 Filmi’ kitabının devamı olarak görebilir miyiz?
Bu kitap ‘100 Yılın 100 Filmi’ türü kitaplardan değil, çok daha büyük bir özgürlük içinde yazıldı. İlla da ‘en iyileri’ni seçme kaygısı olmadan... Üç yıl kadar önce, başından beri hep katkıda bulunduğum Milliyet Sanat dergisine kendimce seçtiğim eski filmleri yazmayı önerdim, yani ayda bir temposuyla... Çoğu o yazılar. Ama kitap için yazdığım özel filmler de oldu.
Çok bilinen filmlerin yanı sıra unutulmaya yüz tutmuş, hatta genç kuşağın belki de hiç duymadığı filmler hayli fazla. Seçimleri nasıl yaptınız?
Seçimlerimde birkaç kriter var. Bir ikinci ‘en iyi 100 film’den çok, hatırladığım ya da hiç görmeyip merak ettiğim filmlerdi bunlar. Ayrıca DVD’lerinin çıkması -hâlâ çıkmamış önemli klasikler var- ve de kimi zaman bir olaya denk gelmesi de önemliydi. Bir ölüm, bir yıldönümü, bir anma, bir yeniden çevrim.
Örneğin en hoşlarından biri Kirk Douglas’ın tam 100 yaşına girmesi ve bunun için seçtiğim ‘Büyük Karnaval’ filmidir. Ya da ölümler; Joan Fontaine’den Lauren Bacall’a, Michele Morgan’dan Robin Williams’a... Ama galiba dediğiniz doğru, hemen hepsi beni çok etkilemiş ve hayatımda önemli yeri olmuş filmler denebilir.
En çok 1950’li yıllardan film seçtiniz. Bilinçli olarak film izlemeye başladığınız ilkgençlik yıllarınıza denk geldiği ve sizi çok etkilediği için mi böyle?
Sanırım öyle. İnsan birçok şeye olduğu gibi gerçek sinema sevdasına da 10’lu yaşlarında başlıyor. 50’lerde izlediğim hiçbir filmi unutmadım, sayısız defter de doldurdum. Bu yıllardan 17 film almışım. Ama öyle filmler ki...
Aralarında kara-film denen çok sevdiğim türün kimi başyapıtları var: ‘Karanlık Şehir’, ‘Öldürülecek Kadın’, ‘Trendeki Yabancılar’, ‘Cinayet Var’, ‘Örümcek Ağı’, ‘Suç ve Deha’... Ayrıca ‘İtiraf Dakikası’ndan tam bir dehşet filmi olan ‘Yüzü Olmayan Gözler’e iki seçkin Fransız filmi... ‘İnsanlık Suçu’ gibi yıllar boyu unutamadığımız bir toplumsal dram...
Müzikli dram ‘Bir Yıldız Doğuyor’ ya da en hatırlanan müzikallerden ‘Yedi Kardeşe Yedi Gelin’... Kim bu filmlere karşı çıkabilir? Ve izleseler, eminim her sinemasever bayılacaktır.
Kitaptaki en yeni film, 1987 yapımı ‘Günaydın Vietnam’. Artık ‘unutulmaz film’ çıkmıyor mu?
Çıkmaz olur mu? Henüz kendimi tümüyle geçmişe adamış, günümüz filmlerini sevmeyen ya da küçümseyen biri değilim. Hemen her gün sabahları yapılan basın gösterimlerine gidiyor, en önemli filmleri izliyor ve T24’e yazıyorum. Ve beni çok heyecanlandıran filmler hâlâ çıkıyor. Ama bu kitabın asıl amacı geçmişe eğilmek. İçtenlikle söylüyorum, öyle güzel filmler var ki... Örneğin en eskisi, 1930 yılından gelen ‘Liliom’ tam bir başyapıt. İzlerken gözünüzden yaşlar geliyor: o çağda nasıl böyle bir film yapılabilmiş diye...
SİNEMANIN HAZİNELERİ
Atillâ Dorsay
Remzi Kitabevi, 2017
232 sayfa, 22.5 TL.