Güncelleme Tarihi:
Sarkis’in Dirimart Dolapdere’de açtığı ‘UNTITLED’ başlıklı sergisi, konusunu geleceğin belirsizliğinden alıyor. İçinden geçtiğimiz döneme denk gelmesiyse tamamen bir tesadüf. Zira sergi, geçen sezon için planlanmış, COVID-19 salgını patlak verince ertelenmiş.
Sergide izleyiciyi, kırmızı rengiyle yangın yerini anımsatan bir yerleştirme karşılıyor. Bu iş, 2019’da Paris’teki Nathalia Obadia Galeri’de gerçekleşen Sarkis’in ‘Hareket Eden Vitraylar’ sergisindeki yerleştirme görüntüsünün kırmızı bir filtreden geçirilmiş hali. Sanatçının yerleştirmeleri için Uwe Fleckner, ‘Sarkis’in Sanatı Üzerine’ adlı makalesinde şöyle bahseder: “Yerleştirmelerinin her kuruluşunda yeni bir bileşim ortaya çıkar; sanatçının dünyanın dört bir yanına yaptığı yolculuklarında kimi işleri için onyıllar boyunca beraberinde gezdirdiği nesneler yeniden gruplanarak ve sürekli biçim değişikliğine uğrayarak daimi bir akışın özneleri olurlar.”
Sarkis, andaki görüntüyü kutsamak için vitray tekniğini tercih ediyor. Bunu yaparken bir Japon sanatı olan kintsugi’yi kullanıyor. Kintsugi, kırılan nesneyi eskisinden daha güzel ve değerli hale getirmek amacı taşır. Altın yaldızla kırılan yerler iyice belirginleşir. Sarkis, bu kırıkların üzerini altın yerine kurşunla çiziyor. İzleyici Sarkis’in tüm sanatsal pratiğini özetleyen bu çalışmasında çeşitli kavramlarla karşılaşıyor. Bu kavramları insanlık tarihinin de bir özeti olarak görüyor. Bu çalışmada karşımıza çıkan ‘kriegsschatz’, yani ‘savaş ganimeti’ kavramıyla Sarkis, 1976 yılında Berlin’de bir müzede gezdiği ‘Afrika Ganimet Koleksiyonu’ sergisinde tanışıyor ve 2020 yılında ‘UNTITLED’ sergisine de taşıyor. Bu kavram, ‘şimdinin inşası için geçmişin yağmalanması’ fikrini işaret ediyor. Yerleştirmedeki ‘kriegsschatz’ yazısı, sanatçının yara kabukları kullanılarak yazılmış. Bu işin sonunda yer alan neon gökkuşağını da bir doğum, bir nefes, bir yaşam olarak konumlandıran Sarkis, gökkuşağını tüm bu belirsizliği, donukluğu kıran bir sonsöz olarak görüyor.
Sarkis’in İstanbul’u fotoğrafladığı ve çeşitli buluntu görüntülerden oluşturduğu vitray yerleştirmesine, ayrıca sergide orijinali de olan Aliye Berger’in 1955 yılının eylül ayında yaptığı resim eşlik ediyor. Resmin yapıldığı dönemde, Aliye Berger’in atölyesi Narmanlı Han’ın içinde. Bu atölye, 6-7 Eylül olayları sırasında yanıyor. Resme adını bu yangın veriyor.
Mekânda konumlanan bir diğer iş ise bir İran halısı. Sarkis bu İran halısını izleyicilerin rahatça oturup videoyu izlemeleri ve sergiye dahil olabilmeleri için sermiş. Bu İran halısının üstünde ‘Şahname’nin ikinci bölümünden Arapça yazılar yer almakta.
Serginin sonundaki yerleştirmede ise bir bardak su var. Bu su onca ateşi söndürmeye yetmese de izleyicinin ferahlamasını sağlıyor.
Serginin arkasında yer alan ‘Okuma Odası’, ilk defa 2005 yılında Akbank Sanat’ta, ardından Ariel Sanat’ta izleyiciyle buluşmuş. Bu içi kitapla dolu okuma odası, insanların bir arada olup okuması için üretilmiş. Uwe Fleckner, aynı makalesinde Sarkis’in yerleştirmeleri hakkında şunları söylüyor: “Sürekli değişen ve hep yenilenen yerleştirmelerini açık, içine girilebilir biçimde tasarlayan Sarkis, sanat yapıtının kişisel belleği olduğu kadar ortak belleği de depolayıp işlediği özel bir form bulmuştur. Bulup işlediği nesneleri, klasik heykel kavramını çoktan geride bırakmış olan yapılara uyarladığından, Sarkis’in yapıtı çağdaş sanatın müze ve galerilerin sergileme sınırlarına müdahale eden türüne dahil edilmelidir.”
Nevizade’de yer alan Şahika Meyhanesi’nin bir duvarında karşılaştığı resimden çok etkilenen Sarkis, resmin içinde bir figür olan kadına bir bardak su söyler. Garsonlardan her akşam bu resmin altına bir bardak su bırakmalarını rica eder. İşte bu resim de ‘UNTITLED’ sergisinde izleyiciyle buluşuyor, hem de altında bir bardak suyla...
Belleğin izini, insanın tutkusunu, geçmiş ile geleceğin buluştuğu o sihirli anları Sarkis’in ‘UNTITLED’ sergisinde izleyebilirsiniz.
Sarkis’in ‘UNTITLED’ başlıklı sergisi 25 Ekim’e kadar Dirimart Dolapdere’de.