Güncelleme Tarihi:
Bir mülteci vahşi savaşların, dış müdahalelerin ve devrimin ülkesine getirdiği yıkımla ilgili ne yazar? Üstelik aynı mülteci dış güçlerin etkisiyle bölünen ülkesinde komünist yönetim için ajanlık yapıyorsa... Yine aynı mülteci bölünmüş etnik yapısının, kişiliğinin ve fikirlerinin taşınamaz buhranı içindeyse.
‘Sempatizan’ Vietnam’da doğan, Amerika’da büyüyen yazar Viet Thanh Nguyen’in ilk romanı. 2016 Pulitzer Edebiyat Ödülü’ne layık görülen romanın öyle çok katmanı var ki okur bunu bir Doğu-Batı üstüne düşünce romanı, siyasi roman, tarihi roman, göçmen romanı, savaş romanı ve bir casusluk romanı olarak okuyabilir.
‘Sempatizan’ adı verilmeyen yarı Vietnamlı yarı Fransız komünist bir ajanın Los Angeles’ta 1970’li yılların ortasında yaşadığı çifte hayatı anlatıyor. Aslında okuduğumuz roman, ajanın komutanına hitap ettiği bir itiraf.
“Ben bir casusum, bir uyuyan ajan, bir hafiye, çifte yüzlü bir adamım. Belki tahmin de edileceği gibi aynı zamanda çifte akıllı bir adamım” girişiyle başlayan roman hem kahramanın ikili kimliğine hem bu kimliğin çocukken onda açtığı yaralara, aynı eksende Doğu-Batı kıyaslamalarına ve Soğuk Savaş dönemindeki ideolojik yarılmalara dokunuyor.
Vietnam Savaşı’nın sonlarında Saygon’un düşmesinin ardından Amerika’nın desteklediği Cumhuriyetçi Vietnamlı asker ve aileleriyle birlikte (bir CIA ajanının yardımıyla) Los Angeles’a getirilen ajan, Vietnam’da yönetimi devralan komünist rejim için gizli çalışmalarını burada sürdürüyor.
Göçtüğü ülke, kahramana göre “Amerika: Süpermarketlerle süper otobanların, süpersonik jetlerle Superman’in, süper uçak gemileriyle Süper Kupa’nın diyarı!” Aynı zamanda bu kadar çok ‘süper’ terimini piyasaya sürmüş olan ABD, diğer ülkeleri kündeye alıp ‘Sam Amca’ diye haykırana kadar tatmin olamıyor ona göre.
Amerikan Rüyası, ABD’nin o iflah olmaz ‘iyimserlik hastalığı’, para ve oya dayalı siyasi sistemi romanda ince bir alaycılıkla aktarılıyor. Elbette Amerika’nın ‘Vietnamlıları kendilerinden kurtarmak’ için yığdığı askeri olanakların facia sonuçları da.
Peki ya öteki taraf? Kapitalizmin çelişkileri nedeniyle çökeceği düşüncesiyle devrim için feda edilenler? Artık Saygon sokaklarında görülmeyen milyonlarca insanın hayatı, müzik, cinsellik ve dans?
Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde Amerikan ve etnik çalışmalar profesörü olan Nguyen’in eseri, Batı’nın edebiyat çevrelerinde Joseph Conrad, Graham Greene ve John Le Carre’nin eserleriyle karşılaştırılıyor. Casusluk kitaplarını çok sevdiğini söyleyen Nguyen, iki dünyanın arasında kalmış, her iki tarafın açısından da bakabilen, ikililik ve dalavere içinde işleyen bir casusun konumunu bir göçmenin konumuna benzetiyor.
Roman eleştirilerinde ‘Sempatizan’ çoğunlukla Vietnam Savaşı’nın ABD açısına getirdiği alternatif bakış ve taze nefes için övülmüş. Oysa Nguyen, ABD’de yaşayan ancak pek çok göçmen ya da yabancı yazarın yapmaya cesaret edemeyeceği bir şeye kalkışmış bu romanda: Beyaz okur için yazmamak.
Nguyen bir söyleşisinde şöyle diyor: “Edebiyat endüstrisi ve ABD’nin tüm sosyal ve kültürel sistemi, ten rengi farklı yazarları beyaz insanlar için yazmaya teşvik eder. Eğer bu kitabı beyaz bir kitle için yazmış olsaydım sonu radikal biçimde farklı olurdu ve romanı çok daha büyük paralara satmış olurdum.”
Pulitzer haricinde sekiz ayrı prestijli ödüle layık görülen ‘Sempatizan’ sadece dili ya da kahramanın ikilemini, sancılarını iyi anlattığı için değil, Batı’nın Doğu’ya bakışındaki sis perdesini araladığı için de büyük bir roman.
SEMPATİZAN
Viet Thanh Nguyen
Çevirmen: Duygu Akın
Kafka Yayınları, 2017
472 sayfa, 30 TL.