ŞAHİKA ÖZARSLAN
Oluşturulma Tarihi: Haziran 30, 2023 10:26
‘Land art’ (yeryüzü sanatı) olarak adlandırılan çalışmalarında doğal ortama geçici müdahalelerde bulunan sanatçı Alper Aydın, Ordu’da 100 hektarlık bir alanda Türkiye’nin en büyük kişisel açıkhava sergisini açtı. Aydın, ‘Fata Morgana’ başlıklı sergisiyle ilgili, “Çalışmaların tamamında doğa ile yapılmış bir ortaklık var. Doğayla kurduğum iletişim sonucunda, bana söylediği şeyleri farklı boyutlarda çalışmalarla gerçekleştirdim” diyor.
‘Fata Morgana’, adını güneş ışınlarının denize güçlü bir şekilde vurmasıyla denizin üzerindeki nesnelerin uçuyormuş gibi göründüğü bir hava olayından alıyor. Alper Aydın, geçmiş ve gelecek arasındaki ‘şimdi’de algıladığımız kavramlarla birlikte insanın doğa karşısındaki yerine odaklanarak ‘gerçek’liği tartışmaya açıyor.
Türkiye’de ‘Land art’ (arazi sanatı) üreten ender sanatçılardan Aydın, fotoğraf, heykel, yerleştirme ya da doğal malzemelerle yapılmış geçici düzenlemelerle araziye müdahalelerde bulunuyor. ‘Fata Morgana’, 100 hektarlık bir alana yayılmış, Türkiye’nin en büyük kişisel açıkhava sergisi.
Aydın, “Bu aslında solo değil, bir duo sergi. Çalışmaların tamamında doğa ile yapılmış bir ortaklık var. Doğa ile kurduğum iletişim sonucunda, bana söylediği şeyleri farklı boyutlarda çalışmalarla gerçekleştirdim” diyor.
Sergi dört farklı alana yayılıyor: Taşbaşı Sanat Alanı, Yason Burnu, Yason Kilisesi ve Sülü Burnu. Taşbaşı Sanat Alanı’nda ‘Fata Morgana sergisini oluşturan tüm yapıtların heykel, resim ve çizim prototipleri olan ‘Fikir Çizimleri’ var. Alper Aydın buradaki eserleri şöyle anlatıyor:
“Aslında serginin girişi, kapısı burası, 7 yıl boyunca düşündüğüm tüm fikirlerin var olduğu 36 ayrı çizim burada. Ne zaman aklıma bir fikir gelse o fikri bir karaktere dönüştürüp karşıma koyuyorum ve onunla konuşmaya başlıyorum. O süreçte benim için çizim pratiği çok önemli. Kavramsal bir sanat eseri üretiyor olsam da onu en ince detayına kadar hesaplayıp tekniğine, pratiğine kadar veriyorum.”
‘Fikir Çizimleri’nin yanı sıra burada iki yapıt daha yer alıyor. ‘Parça’ dünyanın yolculuğunu, üç ayrı fazda ve teknikte anlatıyor. Gezegenin nasıl var olduğunu ve nasıl süreçlerden geçtiğini gösteriyor. ‘İnsanoğlunun gezegendeki yeri neresidir?’ sorusuyla birlikte insan bedeninin evrilerek geleceği noktaya dair bir dönüşüm önerisi. ‘Fa Mo’ ise ‘Hassas - Dikkatlice Tutun’ yazan bir nakliye kasasının üzerinde, insanın dönüşümünü gösterirken, egosunu da sorguluyor.
EVRENLE ‘YÜZ YÜZE’
Serginin ana mekânı Yason Burnu, ‘Güneşin yüzdüğü yer’ olarak da anılıyor. ‘Fata morgana’ hava olayının da gerçekleştiği Yason Burnu, adını Yunan mitolojisinde kahraman bir grup olan Argonotlar’ın lideri Iason’dan (Jason) alıyor.
Yason Kilisesi’nin önünde iki büyük çanak, 360 derece dönerek birbirleriyle ve izleyiciyle ‘yüz yüze’ geliyor. Çanakların üzerinde Ayasofya’nın kubbesindeki kaligrafik Arapça işlemeler ve Kariye Müzesi’nin Pareklezyon kubbesindeki Meryem Ana ve İsa işlemeleri var.
Alper Aydın, anlamsal olarak makro kozmosu simgeleyen bu kubbeleri göz hizasında konumlandırarak izleyiciyi, evreni anlamak için, uzaya ve hayal gücünün sınırsızlığına doğru bir yolculuğa yönlendiriyor: “Burada yeryüzüne ve dünyaya yakın olabileceğimiz bir aralık oluşturduk sizler için. O yüzden Yason Burnu’nu dünya ile diyalog kurabileceğimiz bir göbek olarak düşünebilirsiniz.”
POST-APOKALİPTİK ANLATI
Yason Kilisesi’nin içine yerleştirilen iki post-apokaliptik yapıt, sel ve fırtınalar sonucu sahile vuran nesneler ve kalıntılarıyla doğanın bozulan dinamiklerine işaret ediyor.
‘Kurt ve Adam’da tavandan sarkıtılan yıkılmış bir ağaç gövdesi üzerinde duran, insan ve doğayı temsil eden dişi kurt, hangisi hareket ederse etsin doğanın dengesinin bozulacağına işaret ediyor. Kökleri ve dalları olmadan boşlukta asılı duran bir ağacın gövdesinde felaketin ardından nereye gideceğini bilmeyen yılan betimlemesi yer alıyor. ‘Kırılma Noktası’, Yason Burnu ucunda yer alan volkanik kayalarda, yaklaşık 120 metrekarelik bir alana yayılıyor. Kaya üzerine plastik boya ile yapılan müdahale, küresel ısınma sonucu yükselecek deniz seviyesinde, Karadeniz’in sınırlarına işaret ediyor.
Küresel ısınma sonucundaki ekolojik etkileri anlatan ‘Yış’, adını eski Türkçe’deki orman kelimesinden alıyor. Aydın, yok olmakta olan bir ağacın yeniden ve organik bir şekilde hayatına devam etmesine olanak sağlayarak ölüm ve işlevini yitirme kavramlarının doğada keskin hatlara sahip olmadığını anlatıyor.
‘HAYATIN KAYNAĞI’ NE?
Sülü Burnu’nda yer alan ‘Hayatın Kaynağı’, Hollandalı ressam Hieronymus Bosch’un ‘Dünyevi Zevkler Bahçesi’ eserindeki cennet tasvirinden yola çıkılarak yapılmış. Her şeyin bir gölün etrafında yer aldığı ve gölün ortasında da pembe renkli bir çeşmenin bulunduğu tasvirdeki çeşmenin bir benzerini, içi deniz suyu dolu antik bir taş ocağının ortasına, fırtınalarla sahile gelen plastik atıkların dönüştürülmesiyle hazırlamış. Yapıt, bulunduğu konum ve kullanılan teknikler itibarıyla izleyici etkisi altına almayı başarıyor.
‘
Fata Morgana’, doğayla iletişim kurmaya ve doğanın ta kendisi olduğumuzu hatırlamaya davet ediyor. İzleyicinin, dünya ve doğayla olan bağını ve varoluşunu sorgulayabileceği bir deneyim ve merkez niteliğinde. 20 Ağustos’a dek izlenebilir.