Güncelleme Tarihi:
“Herkes hayatta er geç, gideceği yolu gösteren bir karşılaşma yaşar. Bu, her an, genellikle de en beklenmedik anda olabilir.”
‘Parlak Fikir Pastası’ kitabıyla tanıdığımız, Andersen ödüllü yazar Luigi Ballerini çocukluğumuzun unutulmaz yaz tatillerine götürüyor bizleri ve birbirinden çok farklı iki çocuğun yollarının kesişmesiyle başlayan sıcacık bir arkadaşlığa ortak ediyor.
Şehir hayatından uzak, bir çiftlikte yaşayan Andrea için, disleksik olduğunu öğrenmenin dışında, o yazı sıradışı kılan bir başka şey de bir bölümünü kiraya verdikleri evlerine, ailesiyle birlikte bir kızın gelmesi olur. Biraz hayal âleminde yaşamayı seven, arkadaşlarıyla zaman geçirmekten çok hoşlanmayan, hatta bu yüzden biraz tuhaf ve hırçın bir çocuk olarak görülen Andrea’ya göre kızlar, uzak durulması gereken, dünya dışı bir türdür adeta. Ta ki, Nicoletta’yla tanışana kadar. Kendi kendine onunla asla konuşmayacağına söz veren Andrea’nın, dışadönük ve sıcakkanlı Nico’ya karşı yelkenleri suya indirmesi beş, bilemediniz on dakika sürer. Nico’nun aynı zamanda, futboldan hoşlanması, toprağa oturmaktan çekinmemesi, ağaçlara tırmanması, dayanıklılık yarışmalarında onu alt etmesi Andrea’yı şaşkınlığa uğratır.
Aralarında yeşeren arkadaşlık Andrea’nın toplumsal cinsiyet rolleriyle ilgili önkabullerini yıkmakla kalmaz. Nico’nun kendinden ve şehir hayatından bahsettiği uzun sohbetler esnasında Andrea, insanların onun alıştığından çok farklı yaşamlar sürebildiğini keşfeder. Bunu arkadaşlıkların okul dışında da devam ettirilebileceğini anladığı andaki şaşkınlık izler. Bu önemsiz gibi görünen ayrıntının, Nico’nun vereceği bir sırla birlikte, Andrea’nın kalbinde yarattığı yankıyı ise daha sonra duyumsarız. Tüm bunlar Andrea’nın yaşamında derin izler bırakacak, yıllar sonra çocukluk evine getirdiği oğluna söylediği gibi, gideceği yolu çizecektir bir bakıma.
Paylaşılan sırlar dostlukları bambaşka boyutlara taşır. Hele çocuksanız içiniz içinize sığmaz, heyecanınızı anlatacak kelime bulamaz, hassas bir çiçeği saklar gibi saklarsınız sırrınızı. Andrea ve Nico’nun arkadaşlıkları da önce Nico’nun çiçeklerle konuşabildiğini açıklaması, ardından da bir margaritin ikisine verdiği büyük sırla apayrı bir anlam kazanır: “Mutluluk çiçeklerini arayın ama dikkatli olun. Bir tanesini kopardığınızda her zaman bir başkasını ekmelisiniz. Toprak mutluluk olmadan yaşayamaz.”
Sonu gelmez keşifler, uçsuz bucaksız kırlardaki başıboş dolaşmalar ve olağanüstü oyunlarla dolu uzun yaz günlerine iki arkadaşı mutluluk çiçeklerinin peşine düşürecek bir gizem de eklenmiştir artık. Ancak çiçeklerin ve dostluğun dilinden konuşabilenlerin, doğanın fısıldadıklarını kalbinde duyabilenlerin çözebileceği bir gizem.
DOĞAYA FISILDAYAN ÇOCUKLAR
Luigi Ballerini
Resimleyen: Morena Forza
Çeviren: Tülin Sadıkoğlu
Günışığı Kitaplığı, 2020
100 sayfa, 20 TL.