Doğan Hızlan’ın hatırladıkları arasında zengin bir yolculuk...
Güncelleme Tarihi:
Doğan Hızlan, ‘Hatırlamak’ta kişisel geçmişinin sayfalarını okurlarına açıyor. Hafızasında bugüne kadar yaşattığı dostlukları, kitapları, olayları, mekânları şimdiye ve geleceğe taşıyor. Elimizdeki bir anı kitabından ziyade edebiyat-kültür-sanat dünyamız için çok önemli bir kaynak...
‘Hatırlamak’ tehlikeli bir kelime. Büyük bir nimetin adı olabileceği gibi taşınması zor lanetlerin de adı olabiliyor. Fakat her ne olursa olsun yaşamak için gerekli ihtiyaç listesinin en tepelerinde yer alıyor çünkü ‘hafıza’ olmadan bir adım dahi atılamıyor. O nedenle hatırlayanlar da hatırlatanlar da taşınması zor olan bu yükü omuzladıkları için kıymet listesinin en üst sıralarında kendilerine yer buluyor. Kimi zaman unutulmuş bir kültür mirası olabilir bu hatırlayanların bize hatırlattıkları, kimi zaman tozlu sayfalar arasında gün yüzüne çıkarılmayı bekleyen bir yazar, kimi zaman ise gündelik yaşayışın içinden önemsiz gibi görünen bir detay. Artık her ne olursa; bu ‘hatıra’ sahipleri dün ve bugün arasındaki en güçlü bağımız hep. İş ki bu zihinlerden en yüksek seviyede yararlanabilmek.
Doğan Hızlan’ın okur karşısına yeni çıkan kitabı ‘Hatırlamak’ın sayfaları arasında dolaşırken akla takılanlar bunlar. Hızlan, ‘Hatırlamak’ta kişisel geçmişinin sayfalarını okurlarına açıyor. Hafızasında bugüne kadar yaşattığı dostlukları, kişileri, kitapları, olayları, mekânları; sözün özü anılarını şimdiye ve geleceğe taşıyor. Hızlan’ın kitabının altbaşlığı ise ‘Günlük Yaşamdan Dipnotlar’. Bir anlamda kendi gündeliğinin tarihçesini, dökümünü çıkarıyor Hızlan. Okura düşen ise Doğan Hızlan’ın hatırladıkları arasında zengin bir yolculuğa çıkmak oluyor.
Türkiye’nin basın tarihinden söz edeceksek orada Doğan Hızlan için ayrı ve uzun bir paragraf açmak gerekir çünkü yarım asrı çoktan geçmiş büyük ve değerli bir zamanı verdiği gazete, dergi ve kitap sayfaları arasından kendini hiç eksik etmedi. Bir olumsuzlama için değil; tam aksine, şaşkınlık uyandıran bir gayreti herkese, en başta da kendime hatırlatmak için söylüyorum bu ‘eksik etmedi’ ifadesini.
Sadece yazdıkları değil, varlığı bile değerli olur ya kimilerinin...
Doğan Hızlan da onlardan işte.
Türkiye basınında bunca yıl sadece edebiyat-kültür-sanat üzerine yazarak tutunabilmiş kaç kişi var? Bir elin parmaklarını geçer mi? Meslek hayatını değil, hayatını edebiyat-kültür-sanat üçgenine adamış kaç kişi...
Tam da bu nedenle Hızlan’ın ‘hatırladıklarına’ biraz da bu gözle bakmak gerek, çünkü kendisinin hatıraları da kendini adadığı üçgeninden ayrı bir yerde durmuyor. Kitabın altbaşlığı ‘Gündelik Yaşama Dipnotlar’; evet ama Doğan Hızlan’ın bir gününün değil, bir anının bile bu üçgenden ayrı geçmediğini düşündüğümüzde, hatıralarının alternatif bir kültür sanat tarihi okumasına dönüşmediğini kim söyleyebilir? Dahası, ‘Hatırlamak’ın bir anı kitabından ziyade edebiyat-kültür-sanat dünyamız için çok önemli bir kaynak olmadığını...
Kitapta, Doğan Hızlan’la kapsamlı bir söyleşisi de yer alan Murat Yalçın ne güzel söylemiş: “Ne patikaların ne sokakların, salt iç mekânların insanıdır Doğan Hızlan. Kırlarda, deniz kıyılarında gezinmek yerine manzara resimlerine bakmak ister...” diyor ve bu minvalde devam ediyor. Bir anlamda Hızlan’ın yaşamının özetini veriyor. Baktığı yerde görmek istediği sanattan bahsediyor.
Hızlan’ın sadece baktığı yerde değil, ‘hatırladıkları’nda da sanat var.
‘Hatırlamak’ bunun ispatı olduğu gibi yakın dönem yayın tarihinin, kültür-sanat-edebiyat çevrelerinin de bir dökümü niteliğinde. Güzel bir anı kitabından öte müthiş zenginlikte bir kaynak kitap olma özelliğini de tam olarak buradan alıyor.
GÜNDELİK YAŞAMDAN DİPNOTLAR
Doğan Hızlan
Yapı Kredi Yayınları, 2020
214 sayfa, 26 TL.