Güncelleme Tarihi:
Türkiye’deki en canlı sektörlerden olan inşaat ve mimari alanındaki ihtisas yayıncılığı diğer sektörlere göre hep ön planda oldu. YEM Yayın gibi kökleşmiş kuruluşların nitelikli mimarlık kitapları adeta bir ekol olarak belli bir kulvarı tutmuştu. Şimdi bu alanda daha da ayrıntılı ihtisaslaşmayı öngören bir yayınevi de devreye girmekte. Stoneline Yapı Ürünleri tarafından kurulan Stoneline Yayınları, ‘taş’ malzemeye münhasır bir ‘ihtisas’ yayıncılığı yapmak üzere yola çıkıyor. Yayımladıkları ilk kitap ‘Doğal Taş Cepheler’ ise gerek hazırlanış gerek sunum gerekse içerik açısından sözcüğün tam manasıyla muhteşem.
Kitap kuşe kâğıda, renkli, büyük boy ve yetkin bir grafik uygulamayla adeta bir öğretim materyali gibi ayrıntılı bir şekilde hazırlanmış. Kitabı Konstantin Krüger hazırlamış olsa da Hermann Graser, Philipp Meuser ve Tobias Nöfer’in kapsamlı bölümleri var. Almancadan Türkçeye çeviriyi mimar Zuhal Nakay üstlenmiş ve çeviri, uzmanların danışmanlığında ve mimar Neslihan Güçmen’in üst okuma katkısıyla oluşturulmuş. Çeviri Alman müelliflerle istişarelerde bulunarak oluşturulmuş ve etkili bir metin hazırlandığını rahatlıkla söyleyebilir; bu anlamda emek verenleri kutlayabiliriz.
Kitap giriş bölümünün ardından gelen beş bölüm ve eklerden oluşmakta. Konstantin Krüger’in kapsamlı önsözünün ardından gelen birinci bölümde Hermann Graser, ‘Giriş ve Yeni Eğilimler’ başlığı altında bu alandaki yeni algıları ve anlayışları açıklamakta. Philipp Meuser’in hazırladığı ikinci bölümde ‘Kuram ve Temel Bilgiler’ yer almakta. Üçüncü bölüm Tobias Nöfer’e ait olup doğal taşla tasarımı anlatmakta. Dördüncü bölümde Konstantin Krüger aralarında Frankfurt Tarih Müzesi, Orta Fransa Delas Frères Şarap İmalathanesi, Berlin Sarayı Rekonstrüksiyonu, Yalıkavak Marina Kompleksi, Upside Berlin Konut ve Ofis Binası, Yapı Kredi Kültür ve Sanat Merkezi, Ku’damm Ofis Binası gibi ikonik binalardaki taş cepheleri örnekliyor. Beşinci bölüm Hermann Graser ve Konstantin Krüger tarafından ortaklaşa hazırlanmış. ‘Doğal taş’ın çıkarılması, işlenmesi ve türlerini anlatıyor. Ekler bölümünde ise Dizin, Yazarlar, Mimar, Cephe Uzmanı, Doğal Taş Firması, Örnek Uygulama planı gibi notlar yer almakta.
Konstantin Krüger’in yazmış olduğu uzun önsöz, kitabın anlamını, değerini, özelliklerini ve mimarlık sanatındaki güncel eğilimleri mükemmel bir şekilde açıklamakta. Bu bölümü dikkatle okuyacak ehil mimarların geleneksel taş malzeme kullanımına dair tutkulu bir öykünme içine gireceklerini tahmin etmekteyim. Kısa bir alıntıyla aslında fevkalade nitelikli olan ve özümseyerek okunması gerektiğini düşündüğümüz bu önsözden bir fragman verelim:
“Diğer yapı malzemelerinden farklı olarak doğal taş, yapay olarak üretilmesi gereken bir malzeme değildir; doğanın sunduğu ‘hasat edilmekte’ ve sadece taşı çıkarmak ve işlemek için enerji harcanmaktadır. Ayrıca doğal taşın kaplama ve boyama gerektirmemesi ve prensipte doğal haliyle kullanılabiliyor olması bu malzemenin diğer artısıdır. (...) Doğal taş çıkarılırken çevresel etkileri en düşük düzeyde tutulmaktadır. Taş ocakları, işletilirken dahi yüksek biyoçeşitlilik içeren yaşam alanlarıdır.”
Ardından gelen bölümle de mimarların anlayabileceği düzeyde teknik bilgiler ve uygulama pratikleri verilmekte. Kuşkusuz olağanüstü etkileyici ve betimleyici görsellerle birlikte.
‘Doğal Taş Cepheler’ kitabını giderek tekdüzeleşmiş ve beton mezarlıklara dönüşmüş kentlerin ve yaşam alanlarının karşısına mimarlık sanatına daha yaraşır, uygarlığımıza temel kültürel aidiyetlerini anımsatır ve daha insanca bir yaşamı, estetik erişkinliği salık verir örnekler sunmak isteyen mimarlara ve doğal taş sevenlere öneririm.