DNA ile ruh ikizinizi bulabilseydiniz...

Güncelleme Tarihi:

DNA ile ruh ikizinizi  bulabilseydiniz...
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 13, 2017 11:57

Gazeteci ve romancı John Marrs’tan sürükleyici bir psikolojik gerilim: Gerçek Aşk. Tükürüğünüzü laboratuvara gönderdiğinizde, ruh ikizi olarak kiminle eşleştiğiniz bir zarf içinde evinize geliyor. Neler olabileceğini bir düşünün...

Haberin Devamı

Bundan yıllar önce bir makalede, eşlerin birbirleriyle uyumlarının DNA testleriyle ölçülebileceğini, hatta bu sayede ileride milyonlarca insan arasından ruh ikizini bulabilmenin mümkün olacağını okumuştum. İşte o zaman, bundan iyi bir roman çıkar diye düşündüğümü
hatırlıyorum.
John Marrs ile aynı zamanda aynı makaleyi okumuş olmalıyız. Zira o, oturmuş DNA testini merkeze koyarak harika bir psikolojik gerilim romanı yazmış. Kitabı okumaya laf olsun diye başladım. Göndermişler, bakayım bari dedim fakat herhalde ancak üçte birini bitirdiğimde bir daha yerimden kalkıp etrafıma baktım ve hâlâ bu dünyada olduğumu fark ettim. İlk andan itibaren karakterleri içselleştirmiştim; onlar için kaygılanıyordum, üzülüyordum, koltuğumda şöyle huzursuzca kıpırdanıp, “Dur gitme oraya” diye iç sesimle bağırıyordum.
‘Gerçek Aşk’ta bir DNA testiyle dünyadaki ruh ikizimizi bulabildiğimiz bir çağdayız. Tükürüğümüzü laboratuvara gönderiyoruz, kiminle eşleştiğimiz bir zarf içinde evimize geliyor. Neler olabileceğini bir düşünün; başkasıyla evli olabilirsiniz, ruh ikizinizle aynı cinsten olabilirsiniz, o harikulade bir insan olabilir ama aynı zamanda uyuşturucu müptelası, hırsız ve hatta katil olabilir. İşte kitapta bu gerilimlerin hepsi var, her karakter için ayrı ayrı endişe duymaktan bir hal oluyorsunuz ama hikâyeyi zevkli yapan da o. Öyle kapıp koyvermek, rehavete kapılmak yok; uyku derseniz unutun. ‘Lost’un ilk bölümünü seyrettiğiniz zamanları düşünün, nasıl hiç uyumadan bölüm üstüne bölüm seyretmiştiniz, işte durum bu.

Haberin Devamı

Hikâye karakterler üzerinden ilerliyor. Bir Mandy’yi okuyorsunuz, bir Nick’i, bir Ellie’yi, bir Christopher’ı, bir Jade’i. Elbette bu ilk başta insanı zorluyor, fakat çok geçmeden ritm oturuyor ve takip kolaylaşıyor. Her birinin kendi içerisinde bir hikâyesinin olması pekâlâ bir dezavantaja dönüşebilirdi ancak John Marrs’ın ustalığı burada olsa gerek; her hikâye kendi içerisinde zenginleşiyor ve bir diğerini zenginleştiriyor.
Mandy tam olarak ona göre olan bir adamla eşleştirildiğini sanıyor ancak adam kesinlikle Mandy’nin ya da okurun düşündüğü adam değil. Jade Avustralya’da yaşayan bir adamla eşleştiriliyor fakat onunla tanışmaya gittiğinde hiç beklenmedik olaylarla karşılaşıyor. Nick nişanlısına sırılsıklam âşık; sırf o istedi diye testi yaptırıyor ve elbette sonuçlar hiç de arzu edilir gibi değil. Ellie, bu eşleştirme şirketinin kurucusu, ancak kendisi DNA testinin kendisine biçtiği eşi bulduğunda dünyası tepetaklak oluyor. Christopher’ı anlatmayacağım. En sürükleyici ve gerilimli hikâye onunki...
Marrs gerilim unsurlarını göze sokmadan serpiştiriyor, diyaloglar son derece yerli yerinde. Kendisi İngiltere’de pek çok gazete ve yayın için çalışmış bir gazeteci. Zaten muhtemelen bu kadar incelikli bir iş çıkarmasının sebebi araştırmacı yanının da olması. Bundan önce çıkan ve henüz Türkçeye çevrilmemiş iki kitabı daha var. Dileriz ‘The Wronged Sons’ (2013) ve ‘Welcome to Wherever You Are’ (2015) isimli kitapları da Türkçeye çevrilir, bu kadar soluksuz okunan yazara her zaman denk gelmiyor insan...

Haberin Devamı

DNA ile ruh ikizinizi  bulabilseydiniz...

Gerçek Aşk
John Marrs
Çeviren: Begüm Kovulmaz
Beyaz Baykuş Yayınları, 2017
400 sayfa, 29 TL.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!