Dış mekân, iç mekân

Güncelleme Tarihi:

Dış mekân, iç mekân
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 03, 2018 18:16

Tufan Baltalar’ın ‘Çevrili’ sergisinin merkezinde yer alan 30 irili ufaklı ağaç resmi gerçeküstünün kıyısında usulca duruyorlar. Can Aytekin’in Arter’deki sergisi ‘Boş Ev’ ise iç mekânı canlı bir şey olarak sunuyor.

Haberin Devamı

Tufan Baltalar hemen her sergisinde tabiatla kendine özgü, esrarlı bir biçimde ilgilenir. Hatırımda en çok kalan sazlık resimleri, seyirciyi tabiatı ‘doğallık’tan, bitkiyi ‘toprak’tan ayrı düşünen bir bakış ile karşı karşıya bırakırlar. Sazlıkları bizi tarif edilmez bir şeyden ayıran perdelerdir. Bu perdelerin arasında yer alan figürler ise kaçmaya mı çalışırlar yoksa orada gizlenmeye mi, kestiremeyiz. Onda tabiat, Pilot Galeri’nin diğer tabiat yorumcusu Irem Tok’un aksine sürekli bir titreşim değil, esrarengiz bir durağanlık, bir düşüncedir. İşlerine bakarken, kaçınılmaz olarak Baudelaire’in sembolizmin manifestosu niteliğindeki şiiri ‘Eşduyumlar/ Correspondances’ın ilk iki dizesi aklımıza düşer: “Doğa bir tapınaktır sütunları canlı olan/ zaman zaman anlaşılmaz kelimelere ses verir.”
Baltalar’ın son sergisi ‘Çevrili’, ilk bakışta bir duvar dolusu suyla çevrili toprak parçası üzerindeki ağaç resmine göndermede bulunuyor; ama serginin girişindeki, peyderpey mavi ‘bir şeye’ dolanan üç küçük büstün bu serginin ‘sazlıklar- arasındaki- insan’ına gönderme yaptığını düşünmekte haksız olmayabiliriz. Bazen bedeni de parçalara ayrılan bu figürün kaybolmuşluğu, tam ne gördüğünü bilemeyişi bu sergide suyun dibine kadar inen bir uzuvda da anlatımını buluyor. Koyu yeşil bitkiler üzerinde bir kol, belki yosunlar; ona da T. S. Eliot cevap verir gibi: “...boğulduk sonra uyanınca insan sesleriyle.”

Dış mekân, iç mekân
Tufan Baltalar'ın sergisinden.
Ama elbette serginin asıl merkezi bütün bir duvarı kaplayan 30 irili ufaklı ağaç resmi. Bazıları rüzgârın önünde eğilmiş, bazıları gurup vaktinin önünde yükselen, bazısı karanlık bazısı aydınlık, toprakla olduğu kadar gökyüzüyle de bütünleşen, merkeze yerleştirilmiş bu ağaçlar bize maniyerist resmin, sembolist halet-i ruhiyenin bir yansıması olarak ulaşıyor ve gerçeküstünün kıyısında usulca duruyorlar. Dünyaya ilişkin harikulade, şimdilerde pek sevilen kelimeyle ‘tekinsiz’ bir şeye işaret etmek istemiyorlar bence; daha çok doğayı kendi içinde kapalı bir dünya, bir iç alan olarak gördüklerini vurgulamak istiyorlar.

Haberin Devamı

Can Aytekin’in Arter galerisinin giriş katında, duvar duvar, merdiven merdiven, köşe köşe dikişlerinden sökülüp ışıl ışıl renklere boyalı parçalar halinde sergilenen ‘Boş Ev’i ise tam tersi. Bu parçalar Aytekin’in iç mekânı canlı bir şey olarak sunmak, ‘ev’in korku filmlerinden dahi tanıdığımız canlı bir şey olduğu fikrini vurgulamak istiyorlar. ‘İç mekân’ın çatlayıp bileşenlerine bölünmek arzusunu, kendisi dışlaştırmaya can atan bir içeriyi temsil ediyorlar, ‘iç mekân’ın ‘dış mekân’lığa meyleden canlı bir şey olabileceği fikrine ‘ses veriyorlar’. Elbette ki iç mekânı zihnimizde canlı, hareket halinde, neredeyse ‘dışarı’da, dışlaşmanın eşiğinde tutan, özellikle onunla ilgili hatıralarımızdır.

Dış mekân, iç mekân
Can Aytekin'in 'Boş Ev' serisinden.
Başka bir şiire kulak vermek gerekirse (çünkü resim belki de şiire en yakın şey) Dıranas’ın ‘hatırada kalan şey değişmez zamanla’sını düşünmek ve demonte edilmiş bu renkli ev hatırasının aslında parça parça inşa edilmiş gerçek bir eve gönderme, ya da onun sergi mekânında yer alan maketi olduğunu hatırlamak ve bu nirengi noktasına geri dönmek mümkün. Ama bu üç boyutlu maket, Aytekin’in kanatlanıp kâğıt, tuval ve rölyefsi kâğıt işler olarak etrafa saçılan evini nostaljik bir hüzünle geri çağırmıyor, tam tersine, hatırada kalan şeyin zamanla belki değişmeyeceğini ama bambaşka biçimlere bürünerek karşımıza çıkabileceğini kabulle olan biteni seyrediyor. O bir referans, zamanın suları içinde kıpırdamadan duran bir kaya değil, daha çok bir oyun arkadaşı. Bir bilen-ev; alabildiği türlü yeni biçimlere bakılırsa, nasıl yapıldıysa hatırada gene aynı biçimde sökülüp geri çağırabileceğini, dönüşüm denen şeyin ön şartının, tabiri caizse ‘pro-aktif’ bir hatırlama olduğunu biliyor.

Haberin Devamı

Tufan Baltalar’ın ‘Çevrili’ başlıklı sergisi 5 Mayıs’a kadar Pilot Galeri’de, Can Aytekin’in ‘Boş Ev’ başlıklı sergisi ise 15 Temmuz’a kadar Arter’de görülebilir.

Dış mekân, iç mekân
Can Aytekin'in 'Boş Ev' serisinden.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!